Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hafta başında ABD’nin TMSF’si olan FDIC, 8 bankaya daha el koyduğunu açıkladı. El konulan bankaların üçü Florida, ikisi California’da bulunurken, Massachusetts, Michigan ve Washington’da da birer banka vardı. Böylece ABD’de bu yıl el konulan banka sayısı 50’ye ulaştı.
Ertesi gün ABD’nin en büyük yatırım bankalarından Goldman Sachs’ın 2007 yılında çıkardığı mortgage’a dayalı bir türev üründe yatırımcılarına eksik bilgi vererek dolandırıcılık yaptığı iddiası ile Sermaye Piyasası Kurulu SEC tarafından dava açılınca piyasalar büsbütün ürktü. Bütün banka hisseleri değer kaybetti. Şimdi Wall Street’te incelemeler derinleşebilir; dev bankalar büyük tazminatlarla karşılaşabilir.

Korku Endeksi yüzde 24 yükseldi
Bu haber çıkınca mali hisseler başta olmak üzere ABD borsaları ciddi oranlarda değer kaybederken, VIX Endeksi (Şikago borsasında emtia hisselerinin fiyat oynaklığı) yükselişe geçti. Korku Endeksi olarak da bilinen VIX, cuma günü yüzde 24 ile şubat ayından bu yana en büyük artışını kaydetti.
İddialara göre, Goldman Sachs, zarar edeceği baştan belli olan bir portföye sahip CDO (collateralized debt obligation) ürününde, açığa satış yaparak kâr elde etti. Yatırımcıların bu nedenle yaklaşık 1 milyar dolar zarar ettiği ifade ediliyor.
Amerika’da Federal Mevduat Sigortası Kurumu’na göre, geçen yıl batan banka sayısı 140’tı. Bu sayı önceki 8 yılın (2000-2007) toplamından fazla ediyor. Sadece yılın son çeyreğinde batan banka sayısı bile 45. Kurumun tahminine göre, 702 banka daha sallanıyor. Ama henüz batmış değil. Bunların da aktif toplamı 403 milyar dolar ediyor. Yani neredeyse bizim bankacılık sistemimizin boyutu kadar.
Sorunlu bankaların sayısı 2007’ye göre, 9 misli, aktifleri de 18 misli fazla. Yani sistemde sorunlu banka sayısından daha fazla aktifler büyümüş. Bir rakam daha verelim; 2000-2007 arası her yıl ortalama olarak 3-5 banka batardı. Hatta 2005 ve 2006’da batan da olmadı. Oysaki küresel krizde bu aldı başını gitti.

Hepsinin başı para politikası
Yukarıda aktarmaya çalıştığımız aslında para politikasından kaynaklanıyor. Bankaların sağlığı düşük faiz politikasına bağlı.. Ancak aynı politika konut fiyatlarını tırmandırıyor ve sonunda bir balon yaratıyor. Bunun da riski daha sonra yeniden bir varlık fiyat krizi doğması. Anlaşılan deneyimlerden ders alınmıyor.
Kolay bir konu değil elbette. Zaten bu nedenle yeniden gevşek para politikasından çıkış yöntemleri tartışılıyor. Aslında bankalar da aşırı gevşek para politikası talep ederek kendi bindikleri dalı kesiyorlar.