Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bütün ekonomik krizlerin belli siyasal etkileri olur. Genellikle bu etkiler iktidar partisinin yıpranması yönündedir. Hükümetler ya iktidardan düşer, ya erken seçime gitmek zorunda kalır, ya da geçmişte Türkiye’de olduğu gibi darbelerle karşılaşılır.
Bu küresel kriz ise farklı sonuçlar getirdi. Kimi ülkelerde bu etki güçlüydü; iktidardan düşenler oldu. Kimisinde daha hafif gerçekleşti. Bazısında ise hiç etkili olmadı. Hatta birinde iktidardaki hükümet güç kazandı.
Örneğin, Yunanistan’da ekimde yapılan seçimlerde sağ eğilimli Yeni Demokrasi Partisi hükümeti devrildi, yerine sosyalist PASOK iktidara geldi. Fransa’da martın ilk haftasında yapılan ara seçimlerde 22 ana bölgenin 21’inde Martine Aubrey liderliğindeki Sosyalistler, Başkan Sarkozy’nin partisini ezip geçtiler. Bu iki örnek krizin iktidardaki bir partiyi nasıl yıprattığını açıkça gösteriyor. Hele son seçimlerde ABD’de 2008 sonunda patlayan küresel kriz Bush’u deviren en önemli etmen oldu.

İşçi Partisi’ne güven daha fazla
Bununla beraber bir başka örnek de İngiltere... İngiltere’yi tam 13 yıldır İşçi Partisi hükümeti yönetiyor. Haliyle çok yıprandı. Hele Irak politikası hükümetin itibarını çok sarstı. Fakat küresel krizin çıkmasıyla (eski Maliye Bakanı olan) şimdiki Başbakan Gordon Brown çok radikal kararlar aldı. Bu da etkili oldu. İngiliz ekonomisinin bütçesi ve kamu dengeleri şu anda darmadağın olsa da, halk ekonomiyi yönetmekte yahut krizden çıkışta Muhafazakârlara pek güvenmiyor. Diğer bir deyimle, İşçi Partisi’nin krizi kötü yönettiği kanısında değil. İşte bu durum anketlerde her iki partiyi başa baş bir düzeye getiriyor ve biliyoruz ki, İşçi Partisi daha az sayıda oyla seçim bölgelerinde milletvekilliği çıkarabiliyor. Kısacası, krize rağmen 6 Mayıs’taki seçimlerde iktidar partisi gücünü korursa hiç şaşmayacağız.
Pekiyi küresel kriz Türkiye’de nasıl bir etki yaratacak? Bu konuda elimizdeki tek veri, genel seçimlerde AKP’nin elde ettiği yüzde 47’lik oy oranının yerel seçimlerde birden bire yüzde 38’e düşmesi. Demek ki, kriz her şeye rağmen etkili olmuş. Diğer bir değişken ise, artan işsizlik ve gençlerin iş bulamaması... Kuşkusuz bunlar önümüzdeki dönemde siyasal tercihlerde etkili olacak.

AKP’nin oy kaybı trendi
Kaldı ki, son yerel seçimde AKP’nin en büyük oy kaybının İstanbul’da olması bir rastlantı sayılamaz. Çünkü İstanbul iş bulma umudunun yüksek olduğu bir il. Yani Hakkâri’de iş bulamayan kişi nasıl PKK’nın yolunu tutuyorsa, İstanbul’da da muhalif partilere doğru kayıyor.
Bu ara siyasal gündem anayasa reformu tartışmalarıyla geçiyor. Başta CHP olmak üzere Muhalefet partiler bu pakete, AKP’nin yargıyı ele geçirmesine engel olabilmek için, karşı çıkıyor. Hele Baykal’ın 3 maddeyi çıkarın destek verelim önerisi müthiş bir çıkıştı. Neo-liberal yazarlar ve AKP böylece müthiş sıkıştı. Fakat CHP lideri gündemi ne denli küresel krizin sosyo-ekonomik etkilerine çevirebilirse, o denli de önümüzdeki seçimlerde iktidar yolunu açmış olur. Kısacası, Baykal krizden çıkışın adresinin CHP olduğunu açıkça halka verebilmeli.