25 yıldır özel okul sektöründe başarılara imza atan, TAKEV Okulları Kurucu Temsilcisi olan Nur Yaraş, sektörün özeleştirisini yapıyor. Yaraş, özel okulları sınav başarısına endeksli anlayışı değiştirmeye çağırdı
Özel okullarda kayıt dönemi, ailelerde ise okul seçimi telaşı başladı... Çocuğu bu yıl okula başlayacak pek çok ebeveyni okul seçimi gibi zorlu bir karar süreci bekliyor. Doğru okul nasıl anlaşılır? Çocuğum hangi okula giderse başarılı olur? İşte bu karmaşık süreçte kendinizi dinlemeniz ve en doğru kararı alabilmeniz için bu soruları, Türkiye’de tam 25 yıldır özel okul sektöründe, anaokulundan liseye kadar geniş bir yelpazede çalışan bir kadın girişimci olan Beyaz Balon Anaokulları ve TAKEV Okulları Kurucu Temsilcisi Nur Yaraş’a sorduk.
* Okul seçmek neden bu kadar zor?
Okul seçimi heyecan verici olmasının yanı sıra zorlu bir süreç... Aileler, haklı olarak çocukları ile ilgili her kararda olduğu gibi; okul seçiminde de en doğru kararı verme endişesi taşıyor. Üstelik bu öyle bir karar ki, seçim yaptıktan sonra dahi, eğitim süreci tamamlanıncaya dek doğru okulda olduğunuz hissini taşımak istiyor. En doğru kararı verdiğinize önce kendinizi ikna etmeniz gerekiyor. Bir de tabi çocuk daha beş yaşına basar basmaz lise öğrenimi ile ilgili bile okul arayışına başlıyor aileler.
* Peki ebeveynler tercih yaparken, doğru okulu nasıl bulacaklar?
Bunun için sihirli bir formül yok. Her konuda ve her seçimde olduğu gibi, önceliklerinizi ve beklentilerinizi doğru belirlemeniz yeterli aslında. Doğru okul her aileye, ebeveyne ve çocuğa göre değişen bir kavram. Çocuğunuzu doğru tanıyıp tanımadığınız; sizin çocuğunuzun geleceği ve en önemlisi gelecekteki kimliği ile ilgili ne beklediğiniz çok önemli. Veliler önce kendilerini dinleyip ne bekledikleri konusunda netleşmeliler. Biz de okul olarak bilinçli ve ne istediğini bilen ailelerle işbirliği içinde bu süreci yönetiyoruz.
* Sanırım herkes çocuğunun hem başarılı, hem de mutlu olmasını ister. Siz bunu sağlamak adına TAKEV’de nasıl bir eğitim politikası sürdürüyorsunuz?
Çocuğun okulda mutlu ve huzurlu olması çok önemli. Okulun iklimi öğrenci için uygun değilse, okul sınavlarda ne kadar başarılı olursa olsun, yarının başarılı ve mutlu bireyi olamaz. Okul öğrenciye bilgiyi nasıl bulacağını, nasıl araştıracağını, nasıl sentez ve analiz yapacağını öğretmeli. Sınavda öğrenciye yüksek puan aldırmak çok kolay. Geleceğimiz için okullarda bilgi yüklemekten daha çok liderlik yapabilecek yetinin verilmesi gerekiyor. Bugün sınav başarısına endeksli pek çok okul, kayıt yaptığı öğrenci kadar öğrenci mezun etmiyor? Nedenini düşündünüz mü hiç? Sekiz yıl önce 140 öğrenci kayıt etmiş bir okulun SBS’ye giren öğrenci sayısına bakıyorsunuz üçte biri...
Zorlama ters tepebilir
Her bireyin gelişmeye açık yönleri vardır. Çocuğa hedef koyarken neye yöneliyor incelemeli. Her aile çocuğum doktor, mühendis, avukat olacak diye yola çıkarsa hüsrana uğrar. Zorlamayla bunları yapmaya kalkarsa da çocuğu kaybeder.
* Sadece ailelerin değil o halde eğitim kurumlarının da “Başarı“ anlayışları ve belirledikleri hedefler, yöntemler önemli...
Geldiğimiz noktada en çok aciliyet bu konuda olmalı zaten. Tüm eğitim kurumları başarı kavramlarını ve başarıdan ne anladıklarını yeniden değirelendirmeli. Okul, öğrenciyi spordan sanata her alanda donatmalı. Okulların bu aktivitelere ne kadar zaman ayırdığı önemli. İkisinin bir arada yapılabileceğini ispatlayan bir okuluz. Bu yıl TAKEV Fen ve Anadolu Lisesi’nden mezun olan tüm öğrenciler ilk üç tercihlerine yerleşti. Türkiye ortalamasının üstünde puanlarla saygın üniversiteleri kazandılar.
Nobel’e şimdiden göz koyduk
Okul laboratuarlarımızda öğrencilerimiz patentini aldıkları buluşlar gerçekleştiriyor. Her yıl en az 150-200 öğrencimiz ulusal ve uluslararası yarışmalarda, farklı dallarda ödül kazanıyor. Polonya Bilim Akademisi’nin Fizik Nobel Ödülü’ne İlk Adım yarışmasının birincisi okulumuzdan. Şimdiden Nobel’e göz koymuş öğrencilerimiz var yani... Bunlar çok önemli başarılar. Ancak biz öğrencilerimize bu başarıları yaşam başarısına da dönüştürecek özellikler kazandırmayı çok daha fazla önemsiyoruz. Onlara ilerleyen yıllarda meslektaşları arasında da fark yaratabilecekleri, öne çıkabilecekleri değerler, beceriler ve fark yaratacak özellikler kazandırmanın huzurunu taşıyoruz.
Prestij için pahalı okul aramak yanlış
* Başarı için özel okul şart mı peki?
Elbette hayır... Özel okullarla yarışacak devlet okulları da var. Ama sayıları az. Velinin maddi durumu varsa çocuğunu özel okula vermeli... “Bu okul çok moda!” diye okul seçen; sırf prestij için en pahalı okul arayan veliler biliyorum. Dar gelirli ailelerin çocuklarının da özel okullarda okuyabilmesini sağlayacak politikalar geliştirilmeli. Biz bu anlamda elimizden geleni yapmanın iç huzurunu taşıyoruz. Vakfın başarı bursu için ayırdığı yüklü bir fonu var.
Özel okulların başarısı, dil eğitiminde
* Almanca ve İngilizce’de ileri seviye eğitim veren bir okulsunuz. Aynı anda iki yabancı dil zor değil mi?
Tam tersi, Almanca ve İngilizce öğrenme sürecini kolay ve kalıcı kılıyor. Bir özel okulu diğer okullardan ayıran en önemli özelliği dil eğitimine önem vermesi. Yabancı dile İngilizce’den başlayanlar üzerine bir ikinci yabancı dili öğrenmekte çok büyük güçlük çeker. Almanca öğrenen biri ya da Almanca ile birlikte İngilizce öğrenen biri, İngilizce’yi çok daha hızlı, kolay ve kalıcı öğrenir. Biz bunun avantajını kullanıyoruz.
Bir de tabi ergenlikten önce dil öğrenme süreci üç kat daha hızlı ve kolay gerçekleşiyor. Dil eğitimindeki son yöntemleri takip eden ve uygulayan bir okulda da dil öğrenmek artık hiç zor değil. Biz bunu ispat ediyoruz. Öğrencilerimiz hem Alman Dışişleri Bakanlığı’nın uyguladığı DSD sınavlarında, hem Goethe Enstitüsü sınavlarında, hem de İngilizce yeterlilik sınavlarında akreditasyon sürecine girecek kadar büyük başarı elde ediyor.