Mehmet Soysal

Mehmet Soysal

mehmet.soysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Medeniyetler çatışması tezinin savunucuları bir arada yaşamaya giden her yolu karşıtlık operasyonlarıyla kilitliyor...

Her girişimi başarısızlığa mahkûm kılıyor.

Ve geleneksel olarak tüm realist uyarıları hafife alıyor...

***

İkiyüzlü politikalarıyla kendilerine uzak ülkelerin iktidarlarını istedikleri gibi yöneten küresel güçler kazandıkları müddetçe, din, dil ve ırk farklılıkları engellerine takılmıyorlar...

Onlar için tek bir medeniyet var, o da para ve güç medeniyeti...

Çatışmaları da bu konulardaki anlaşmazlıklardan çıkıyor.

Haberin Devamı

Ve çıkartıyorlar da...

***

Avrupa Birliği Anayasası Önsözü’nden bahseden Yuval Noah Harari, yürürlüğe girmeyen söylemlerin doğrultusunda Avrupa medeniyetini insan hakları, demokrasi, eşitlik ve özgürlük ilkelerinin belirlediği izlenimi edinilebileceğini ifade ediyor ve bir uyarıda bulunmayı da ihmal etmeyerek, diyor ki:

- Antik Atina demokrasisi ile günümüz Avrupa Birliği arasında doğrudan bir bağlantı kurarak, Avrupa’nın 2500 yıllık özgürlük ve demokrasi geleneğini öven pek çok söylem bulunur.

- Durum filin kuyruğunu tutup fil denen hayvanı bir çeşit fırça sanan kör adamın hikâyesinden farksız.

- Avrupa’nın yüzlerce yıldır demokratik fikirler barındırdığı doğru ama bu fikirler hiçbir zaman bütünlüklü değildi.

***

Atina demokrasisinin tüm görkemine ve oluşturduğu etkiye karşın sadece iki yüz yıl ayakta kalabildiğini ve Balkanlar’ın ufak bir köşesinde isteksizce uygulanmış bir deneyden ibaret olduğunu belirten Harari, belki de bugüne kadar sorulmayan şu soruyu soruyor:

- Avrupa medeniyeti geçtiğimiz 2500 yıl boyunca demokrasi ve insan haklarının beşiği olduysa, Sparta ile Jül Sezar’ı, Haçlılar ile Konkistadorlar’ı Engizisyon ile köle ticaretini, XIV. Louis ile Napolyon’u, Hitler ile Stalin’i nereye oturtacağız?

***

Ve “Bunların hepsi yabancı medeniyetlerden gelen davetsiz misafirler mi?” diye soran Harari,
şöyle diyor:

- Esasen Avrupa medeniyetini Avrupalıların ona yüklediği anlam belirliyor.

- Ve bu medeniyete yüzyıllar içinde son derece farklı anlamlar yüklenmiş.

Haberin Devamı

- Ne tür devrimler yaşanırsa yaşansın, insanlar genellikle eskiyle yeniyi aynı potada eritirler...

***

Kısacası, dünyaya medeniyet dersi veren Batı, kendi geçmişindeki kirli sayfalarını temizlemeye çalışırken, davetsiz misafirlerini de İslam coğrafyasına göndermeye başlamış...

Ve İslam medeniyetini, coğrafyasını terörize ederek biner parçaya bölmeyi başarmıştır...

Tüm hikâyelerini de karşıtlık operasyonlarıyla gerçekleştirmiştir...

Bu operasyonlara dur diyemeyen İslam coğrafyası hâlâ kendisiyle savaşmaya devam etmekte...