ABD Başkanı Trump attığı tweet’te şöyle diyor:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan beni bilgilendirdi, IŞİD’den geriye ne kaldıysa temizleyecekler, o bunları yapacak güçte bir adamdır, Türkiye komşu kapısıdır.”
Trump tweet’i bir zafer cümlesiyle bitiriyor: “Askerlerimiz eve dönüyor.”
IŞİD’e gelince... Şu anda uykuya yatmış görünüyor. Yarın ne şekil alır bilinmez. Kaldı ki Türkiye’nin tek derdi IŞİD değil, daha önemlisi YPG ve PYD’dir...
Bölgenin manzarası mı?
Amerikan askeri çekiliyor ama ABD çekilmiyor. ABD üsleri orada duruyor.
YPG aldığı muazzam silah desteğiyle sipere yatmış bekliyor... Bu koşullarda daha akılcı yol ne olabilir? IŞİD ve YPG’ye karşı ne kadar süreceği ve nelere mal olacağı belirsiz bir savaş mı?
Yoksa Şam hükümetine destek vermek, Suriye ordusunu kendi topraklarına hakim olmaya davet etmek mi?
Kolay, maliyetsiz ve sonuç verici yol bu ikincisi olmaz mı?
NEW YORK'TA SEÇİM!
Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Ceza Mahkemeleri’nde boşalan iki hakimlik için hafta sonunda New York’ta oylama yapıldı. İki sandalye için 10 ülke aday göstermişti. Adayların seçilmek için 98 oyu aşması gerekiyordu. İlk turlarda Türk, Amerikalı ve İsviçreli adaylar çekişti. Üçüncü turda Türk aday Prof. Yusuf Aksar 101 oy toplayarak seçildi. İkinci sandalye ise diğer adaylar 98 oyu aşamadığı için boş kaldı. Türkiye’ye oylamalarda Batı ülkelerinden destek gelmedi. Ancak Afrika ülkelerinin gözle görülür bir desteği söz konusu oldu. Prof. Aksar, İngiltere’de eğitim görmüş, nitelikli bir hukukçuydu. Ama BM çevrelerinde tanınmıyordu.
Başarılı sonucu büyük ölçüde diplomatlarımızın çabası ve ustalığı sağladı.
ETİK
CHP eski milletvekillerinden Algan Hacaloğlu, yeni bir etik yasası çıkarılması için tüm partilere çağrıda bulunuyor. Önerdiği şudur:
“Tüm milletvekillerinin, ‘bakmakla yükümlü oldukları veya birinci dereceden yakınları ile beraber’, tüm ‘mal varlıklarının ve mal varlığındaki artışın’ kamuoyuna açıklanması sağlanmalıdır.”
Güzel öneri... CHP öteki partileri beklemeden bu ilkeyi öncelikle bizzat uygulayarak diğerlerine örnek olabilir.
METİN
İki ünlü sanatçımız, Metin Akpınar ve Müjdat Gezen Halk TV’deki sözleri nedeniyle dün evlerinden alındılar, mahkemeye götürüldüler, ifadelerinden sonra adli kontrol koşuluyla serbest bırakıldılar.
Her iki sanatçının askeri darbe dönemlerinde bile cesur demokrat çıkışları yaptıklarını, Gezen’in bu yüzden hapis yattığını, sürgüne gönderildiğini biliyoruz.
Nitekim her iki sanatçı, Cumhurbaşkanı’nı tehdit ettikleri iddialarını reddettiler. Akpınar’a göre ekrandaki sözler yanlış anlaşıldı ya da Cumhurbaşkanı’na eksik yansıtıldı.
Sosyal medya dün sabahtan itibaren bu olayla sarsıldı... Dikkatimizi çeken, sanatçıların mahkeme sürecinde İstanbul Barosu’ndan da Barolar Birliği’nden de tek sözcükle olsun bir hukuki destek gelmemesiydi.
YANDIN
Şarkıcı Mazhar Alanson Üsküdar’daki konserinde “Yandım yandım” şarkısını Kâbe için yazdığını söylüyor:
“Mesela ‘Baka baka doyamadım, hem kokladım da’ Kâbe’ye söylenmiştir” diyor.
Derken, Yol TV bir video çıkardı ortaya... Alanson 20 yıl önce kendi sesiyle “Yandım” şarkısını Bodrum için yazdığını anlatıyor...
Mazhar şimdi yandı... Arşivler Mazhar’ı yaktı.
TÖRE
CHP Milletvekili Abdüllatif Şener, Devlet Bahçeli’nin kendisiyle ilgili eleştirisine şu yanıtı veriyor:
“Bir anlamda bizim de büyüğümüzdür. Türk töresinde büyüklerin eleştirilerine karşı cevap verme diye bir şey yoktur.”
Pes... Eleştiri karşısında susmak, haklıysanız da haksız duruma düşmek, ezilmek neden töre olsun? Ya özür dilersiniz ya kendinizi savunursunuz... Ne töresi!
