Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Diyelim ki kafanızda topluma yararlı olacak özgün bir düşünce, bir proje var. Örneğin, katı atıkların ekonomiye kazandırılması... Ya da yoksullara daha iyi imkânlar, işsizlere bilgi-beceri, ardından da iş sağlayacak bir proje... Veya verimliliği, dolayısıyla kazancı artıracak minik bir teknolojik icat.

Kafanızda bunlar var ama nereye gideceğinizi, kime başvuracağınızı bilemiyorsunuz.

İşte bu insanlarımızın artık başvurabilecekleri ve her türlü yardımı alabilecekleri bir merkez var; Eskişehir Tepebaşı Belediyesi bünyesinde kurulmuş ve yakında faaliyete geçecek olan “Sosyal Kuluçka Merkezi.”

Haberin Devamı

Kafasında bir fikri, projesi olanlar bu merkeze başvurduklarında o alanda bilgi-birikim sahibi iş adamı, akademisyen, teknokrat gibi uzman muhataplar bulabilecekler. Projelerinin gerçekten bir sosyal faydası varsa ve uygulanabilirse kendilerine her türlü destek verilecek.

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Almanya’da benzer merkezi olan bir belediyeyle iş birliği halinde olduklarını sözlerine ekliyor.

“Benim bir fikrim, bir projem var ama hayata geçirmek için ne yapacağımı bilemiyorum” diyenlere duyurulur.

TARIM ÇÖKERSE...

Ziraat fakültelerinden her yıl binlerce gencimiz mezun oluyor.

Binlerce veteriner hekim, ziraat mühendisi, gıda mühendisi, su ürünleri mühendisi Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde açılacak kadroları bekliyor.

Peki sonuç ne mi oluyor? Manisa Milletvekili Erkan Akçay anlatıyor:

“Tarım ve Orman Bakanlığı’nda on sekiz aydır bu kadrolar için hiçbir atama yapılmamıştır. Geçtiğimiz yıl bütçe görüşmelerinde dönemin Tarım Bakanı en az 3.500 atama sözü vermişti. Bütçe görüşmelerine yine başlamak üzereyiz ama bu konuda bir atama çalışması yok...”

Bir tasarruf programı uygulanması elbet gerekli. Ama tasarrufta önceliği tarımsal üretim veya ulaştırma gibi hayati alanlara vermek hayatımızla oynamak anlamına gelir...

VOLTER

Fransız düşünür Voltaire’e ait olmayan ama ona atfedilen ünlü bir özdeyiş vardır:

Düşüncele-rinize karşıyım ancak düşüncelerinizi savunmak için ölmeye hazırım...”

Özdeyiş, demokrasi ve düşünce özgürlüğünün en güzel tanımı olarak sık sık dile getirilir.

Haberin Devamı

Demokrasi ve özgürlük irtifa kaybettikçe bu söz de tersyüz olur. Mesela:

“Düşünceleri-nize karşıyım ve bunları dile getirmemeniz için hapse atılmanızı, aç bırakılmanızı, hatta yok edilmenizi savunurum.”

Bir ülkenin yöneticileri bir yana... En azından basını, yazarları ve halkı bu ruh hali içine girmemeli... Bu ruh hali toplumun karakteri haline gelmemeli...

Çünkü o takdirde geleceğin bütün kapıları kapanır.

HEYY..

Heykel kırma sırası Antalya’da.. Gelen haber şöyle:

“Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin cadde düzenlemeleri kapsamında Atatürk ve Işıklar caddelerine yerleştirilen temalı heykellerin birçoğuna zarar verildi. Heykellerin bazılarının yüzleri spreyle boyanırken, bazılarının çaldığı enstrümanlar zarar gördü...”

Bizim hayalimiz de şu... Günün birinde bir kültür bakanı çıkacak ve heykelin sanat eseri olduğunu, heykel kırmanın ancak Taliban’a yakışır çağ dışı bir eylem olduğunu, ülkenin itibarını kırdığını anlatarak halkı sanata saygılı olmaya çağıracak... Bekliyoruz..

Haberin Devamı

ZAMANE

Kıymet Nadir Hanım tweet geçmiş:
“Eskiden topumuz sizin bahçeye kaçtı diye gelirlerdi. Az önce bebe gelmiş, ‘Teyze buralarda bi drone gördün mü?’ diyo. Hee dedim, kafamın üstünden bahçeyi geçip şu tarafa gitti. Parka düşmüştür.”