Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cumhurbaşkanına 2019’u beklemeden verilmiş iki yetki yürürlüğe girdi...
? Cumhurbaşkanı partili oldu... Üç hafta sonra da partisinin genel başkanlığı koltuğuna oturacak
? 13 üyeli yeni HSK’nın 6 üyesini bizzat, 7 üyesini de partisi eliyle seçecek...
Böylece Meclis yani yasama ile HSK yani yargıyı kendine bağlamış olacak...
Partili cumhurbaşkanı artık partisiz cumhurbaşkanına verilen yetkileri kullanacak...
Anayasa Madde 104 diyor ki...
“Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder”
Partili cumhurbaşkanı Türk milletinin birliğini nasıl temsil edecek!
Partili kimliği tarafsızlık yeminiyle nasıl bağdaşacak?
Anayasa Madde 105 şöyle diyor:
“Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur.”
CHP Milletvekili Haluk Pekşen garabete dikkati çekiyor:
- Cumhurbaşkanı böylece “Partili, yetkili ama sorumsuz” kimliğe bürünüyor...
Yeni anayasa ile mevcut anayasa karışınca ortada he hukuk kalıyor ne anayasa...

Ekmeleddin

Deniz Baykal’ın CNN’de Ahmet Hakan’la yaptığı konuşma hayli gürültü kopardı. Baykal’ın konuşmasının özü şuydu ve doğruydu:
- CHP Genel Başkanı eğer 2019’da cumhurbaşkanlığına adaylığını koyacaksa bunu açıklasın, biz de destek olalım... Yok eğer olmayacaksa o zaman çekilsin... Parti başkanlığını cumhurbaşkanı olacak kişi devralsın... Hem partiyi hem kendini cumhurbaşkanlığına hazırlasın...
Kemal Bey bu öneriye henüz cevap vermedi... Yaygın söylenti kendisinin genel başkanlıkta kalmak ancak cumhurbaşkanlığı seçimine yakın bir tarihte kendisi dışında bir aday çıkarmak istediği şeklinde... Buna Ekmeleddin modeli de diyebilirsiniz...
Hem CHP’yi hem ülkeyi yönetecek kişi böyle mi seçilmeli? Karar sizin...

Fındık

Fındıkta fiyat oyunlarını, bir kilo kabuklu fındığın 10 liranın altına düşürüldüğünü, piyasaya tamamen İtalyan Ferrero firmasının hakim olduğunu anlatmıştık dün...
Bir başka soyguna değinelim...
İki kilo kabuklu fındıktan bir kilo iç fındık çıkıyor...
İki kilo kabuklu fındık 20 lira... Bir kez kavrulup kuru yemişçi vitrinlerine çıkan iç fındığın kilosu ise İstanbul’da 50 ile 70 lira arasında değişiyor...
20 liralık fındık nasıl olup da İstanbul’da 70 liraya fırlıyor?
Gelin de bu sırrı çözün bakalım...

İHRAÇ

İhraç furyasında Genelkurmay’dan bir kuaför, bir hemşire ve bir kat görevlisinin ihraç edilmesini biraz da komik bir durum olarak yazmıştık... Konuyla ilgili biraz daha bilgi geldi... Bu kişileri ihraç eden Genelkurmay değil... Muhtemelen Milli Savunma Bakanlığı...
Kuaförün eşi Gazi Üniversitesi’nde sağlık teknisyeni imiş... Bylock kullandığı için ihraç edilmiş. Kuaför de eşi ihraç edildiği için ihraç edilmiş.
Hemşirenin eşi Emniyet Genel Müdürlüğünden ihraç edilenler arasındamış...
O da eş itibarıyla ihraç edilmiş...
Kat görevlisinin iki kardeşinin telefonunda Bylock tespit edilmiş.
Kendisinin de Bank Asya’da hesabı varmış.
Onun ihraç nedeni de bu imiş...
İhraç “gerekçeleri” insanı uzun uzun düşündürüyor...

İktidar mitinginde “ulaşım, yiyecek, içecek” bedava;
emekçi mitinginde
“cop, tazyikli su, gaz”
bedava!?
G.E

HAHAM

Şalom gazetesi Hahambaşı seçimini şöyle duyuruyor:
“Türk Yahudileri Hahambaşını seçmek için sandık başına gidiyor”
Dikkat buyrun... Türkiye Yahudileri demiyor, Türk Yahudileri diyor...

BM

CHP referandum hileleriyle ilgili olarak AİHM’ye giderken... Hukukçu Korkut Kanadoğlu daha etkili bir yolu işaret ediyor:
- BM İnsan Hakları Komitesi, Türkiye’nin de taraf olduğu BM Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nde belirtilen hakların ihlal edildiği iddiasıyla yapılan bireysel başvuruları incelemektedir. Sözleşmenin 25. maddesi seçim ve siyasal katılma hakkını düzenlemektedir ve referandum da dahil her türlü seçime, koruma alanında yer vermektedir. Bu sebeple Komite’ye yapılacak bir bireysel başvurunun başarı şansının yüksek olduğunu düşünüyorum.