Meltem Mazıcı

Meltem Mazıcı

meltemmazici@gmail.com

Tüm Yazıları

TÜKETMEKTEN TÜKENiYORUZ




Daha fazlanın, daha iyinin, daha güzelin peşinde koşarken tatmin duygumuzu kaybettik, anı yaşayamaz olduk. Yarışmaya dönüşen bu hayat tarzı bizi mutsuz, hırslı ve kaygılı bireyler haline getirdi



Önceden tükettiklerimiz yiyecek-içecekle sınırlıyken şimdi ilişkilerimizi, başarılarımızı, duygularımızı, yaşamlarımızı tüketiyoruz. Metropol yaşam tarzı, teknolojinin getirdiği hız hayatlarımızı farkında olmadan yarışma programına dönüştürdü. Hep daha fazlası, hep daha iyisi, hep daha güzeli gibi arayışlar tatmin olma duygularımızı azaltmaya başladı. Süper, muhteşem, mükemmel gibi kavramlar bile günlük dilde normalliği tanımlar kavramlar haline geldi.

Haberin Devamı

Yaşam yarışması
Daha az emek ve iş gücüyle daha fazla kazanma isteği, bilginin değil de maddesel etiketlerin daha insanı gösterir nitelikte değer kazanması kişilerin yaptığı işe adanmışlığını, inancını, işin kalitesini azaltabilir hale gelmekte. Sosyo-kültürel kimlikle sosyo-ekonomik durumun birbiriyle örtüşmemesinden doğan durumsa kişilerde sıkıntılarla beraber değersizlik, eksiklik duygularını hissettirmeye başladı. Hep daha fazlasına ulaşmak için çaba sarf ederken anı yaşayamamakla, mutsuzluklar, hırslar, kaygılar arttı.
Yaşanan başarıların, güzelliklerin hissettirdiği duyguları yaşayamadan, bir başka hedef sunulması ya da daha iyisinin de yapıldığının hatırlatılması kişinin motivasyonunu artırmaktan çok düşürüyor. Kişi yeni hedefine olumlu motivasyonla değil, hırsla, kendini ispat zorunluluğu ve çevreden kabul görme isteğiyle yöneliyor. Bunun sonucunda da yaptığı işte kazanma hissine yaşarken duygusal dünyasında kayıplar yaşayabiliyor.

Sonuçtan çok süreçteki mutluluk
Yaşamda istediğimiz gibi yol almak için kısa ve uzun vadeli hedeflerimizin olması yaşamımızı kolaylaştırmakta. Önemli olan bu hedeflerimizi gerçekleştirirkenki süreçte sadece hedefteki yaşayacağımız hazza değil, hedefe ulaşırkenki zaman içerisinde yaşadıklarımızdan da keyif almasını öğrenmeliyiz. Başardığımız, ulaştığımız hedefi küçük ya da büyük olarak değerlendirmektense sürecin ve sonucun bizde yarattığı mutluluğu yaşamak, kendimizi daha uzun süreli iyi hissetmemizi sağlayacaktır. Başarımıza başkasının gözünden bakmaktansa, kendi gözümüzle bakmak bizi daha ileriye taşır.
Başarı değerlendirmesi, kişinin yaşanmışlıkları algılamasıyla oluşan fikirlerdir, mutlak doğrular değildir. Eleştirilere, fikirlere açık olmak, yenilenmemiz için önemlidir, ancak bunları zihinsel filtremizden geçirmek bize katkı sağlar.

Haberin Devamı

Başarının arkasındaki süreçleri bilmek
Başarıların sonunda “Eee bundan sonra?” diye başlayan sorular sormak yerine şimdiye kadarki süreci paylaşmanın daha yararlı olduğunu düşünüyorum. Başarıya giden yolda sadece olumlu değil olumsuz durumların da yaşanabildiğini kabul etmek ve çıkış yolunun nasıl bulunduğu üzerine bilgi paylaşmak, tüketimden çok üretime geçirir insanları.
Yaşamda yeni adımlar atmamızı ya da bu adımları devam ettirmemizi engelleyen, yapılan işin çok kolay gibi gösterilmesi, altında bir emek ya da bedelin olduğunun vurgulanmaması ya da çok zor gösterilmesi ve zora ulaşmanın yollarından bahsedilmemesidir. Görünenin altında ve arkasında yaşananları görmek, yapılan işin değerini ve kalıcılığını artırır.