Tebessüm diyarı

Muson ikliminin egzotik doğası, çılgın gece yaşamı, zengin bir mutfak ve aklınıza gelecek diğer tüm turistik faaliyetler Phuket’te...

Gözlerimizi açtığımızda zamanda yolculuğun sonuna gelmiştik. Andaman Denizi üzerinde alçalarak süzülen uçağımızın tekerlekleri Phuket havaalanı pistiyle nazikçe kavuştu.

İki itfaiye aracının oluşturduğu sutakından geçerek körüğe yanaştık.
Artık THY’nin Tayland’ın çekim odaklarından Phuket’e yaptığı ilk direkt uçuşunun yolcuları olarak kayıtlara geçmiştik.

Uçağımız geçen pazartesi 19.25’te havalandı. 9 buçuk saat uçuşun ardından salı 08.55’te Phuket’e indi. Phuket Türkiye’den 4 saat önde. Havalandıktan 2-2 buçuk saat sonra daldığınız güzel bir uyku ve uyandığınızda Phuket sabahındasınız. Dönüşteyse Phuket’ten cuma sabah 6’da havalanan uçağımız, 11.30’da İstanbul’daydı. Yine güzel bir uykuyla göz açıp kapayana kadar zamanda yolculuğu tamamlamıştık.

THY’nin haftada 4 gün ve Phuket’in ölü sezonda olmasına rağmen yüzde 70 doluluk oranıyla başlattığı seferlere Avrupa ve Güney Amerika’dan büyük ilgi var.

Gidiş-dönüş 569 dolardan başlayan Phuket seferlerinin, İstanbul’dan kalkıp uzun bir hafta sonu geçirmeye bile teşvik eden saat avantajı sayesinde haftada 7 güne çıkması an meselesi. Phuket’te turizm sezonu, yağışlara paralel şekilde kasımda başlıyor, nisan sonunda bitiyor.

Tropik muson ikliminin hüküm sürdüğü adada, sıcaklık ortalaması hiçbir ay 30 derecenin altına düşmüyor; aşırı nem yılın her mevsimi yaşam parametrelerini belirliyor.

Sezon dışı aylarda lüks tesislerde, Türkiye’de üçüncü sınıf pansiyon fiyatına oda bulmak mümkün.

Ağustos için hotels.com’da yaptığım araştırmada marka zincirlerin özel koyu olan otellerinde bile 2 kişi, 4 gün 400-800 TL arasında fiyatlara oda satıldığını gördüm.

Phuket’te her talebe, her yaş grubuna göre çok sayıda etkinlik alternatifi var. Dalış, ormanda trekking, gürültülü gece yaşamı, kabareler, görkemli şovlar; eğlencelerden eğlence beğen...

Ben mensubu olduğum gazeteci grubunun 3 günlük rotasının izinden gideceğim.

Büyük Buda

Rio de Janerio’daki İsa heykeli, New York’taki Özgürlük Anıtı neyse Phuket için de Büyük Buda o. 45 metre yüksekliğindeki heykelin kaidesindeki galeriler, isterseniz bir keşişe kendinizi okutup üfletebileceğiniz Budist kompleksi işlevi görüyor. Beyaz mermer heykelin inşası ziyaretçilerin bağışlarıyla doğru orantılı şekilde sürüyor. Heykelin bulunduğu Nagakerd zirvesi adanın güneyini kucaklayan konumuyla gün batımının en iyi izlenebileceği yerlerden. Fil, keşiş heykelcikleri gibi hediyelikler alacaksanız buradan almanızı öneririm.

Wat Chalong Tapınağı

Phuket’teki 29 Budist tapığından en önemlisi ve en büyüğü Wat Chalong. 1837’de inşa edilen tapınak, bir Çinli işçi ayaklanması sırasında keşişlerinin Phuketlilere verdiği taktiklerle savaşın kazanılmasında rol oynamış. Phuketliler tapınakta sağlık diliyor; piyangoda para kazanabilmek için de mum yakanlar var. Kata plajının yakınındaki tapınağa tuk-tuk’larla ulaşabilirsiniz.

Güzel mutfak

Taylad mutfağı dünyanın gözbebeği. Patong ya da bulunduğunuz herhangi bir yerdeki esnaf lokantasında 10-20 TL’ye doyabilirsiniz. Ortalama bir restoranda deniz ürünleriyle donattığınız masanıza yine komik bir hesap ödeyerek de ayrılabilirsiniz. Üst düzey bir Tayland mutfağı tecrübesi yaşamak isterseniz, “Vali’nin Malikânesi” ismiyle bilinen 17. yüzyıldan kalma Portekiz eseri bir yapıda faaliyet gösteren “Blue Elephant” restoranı öneririm. Blue Elephant’ta ödeyeceğiniz hesap İstanbul’da ortalama bir kebapçıda ödeyeceğinizden fazla olmayacaktır.

Tuk-tuk

Güneydoğu Asya ülkelerinde yaygın bir ulaşım aracı olan üç tekerlekli tuk-tuk’lar, Phuket’te 4 tekerlekli. Taksiden daha hesaplı bir yolculuk yapabileceğiniz bu araçlardan birini tutmadan önce şoförüyle mutlaka pazarlık yapın; söylediği fiyatın yarısını teklif edin. Arada buluşursunuz. Trafik soldan gidiyor. Motosiklet veya başka bir araç kiralayacaksanız bol virajlı ve iniş-çıkışlı yollarda azami dikkatli olun. Adada en büyük ölüm nedeni trafik kazaları.

Kaplan Krallığı

Tayland’ın dört bir yanında insanların uysal kaplanlarla etkileşime geçebileceği parklar var. Zaman zaman bu parklarda kaplanın o anki ruh haline paralel şekilde gelişen saldırılar olabiliyor. Kaplanların uysallığına şüpheyle yaklaşanlar, onlara uyuşturucu verildiğini düşünüyor. Ancak konuştuğum Kaplan Krallığı yetkilileri, kaplanların doğumdan üç hafta sonra annesinden alındığını bu yüzden asla avlanmayı öğrenemediğini söylüyor. Kaplan Krallığı’nda bu hayvanlarla samimiyet kurabilmek sıkı kurallara tabi. Ellerinde bambu çubuklar olan bakıcılar asla kaplanlarla kucaklaşmıyor, onlara sevgi gösterisinde bulunmuyor. Kaplanın mimiklerinden ruh halini anlayan bakıcı sıradışı bir durum gördüğünde ziyaretçiyle kaplanı ayırıyor.

Adalara doğru...

Phuket’teki en güzel etkinliklerden biri de Hong, James Bond ve Panyee adalarını kapsayan tekne turu. Hong Adası’na Phuket’in doğu kıyısıdan, Ao Por Limanı’ndan 30 dakika süren bir sürat teknesi yolculuğuyla ulaşılabiliyor. Kıyısına vardığınızda sizi adanın dehlizlerine, mağaralarına taşıyacak kanolar bekliyor olacak. Hong, Tayland dilinde oda anlamına geliyor. Dış dünyadan tamamen soyutlanmış bu odalara ancak kanolarla ulaşılabiliyor.

Hong Adası’nın bulunduğu körfezde hepsi birbirinden farklı özelliklere sahip onlarca ada bulunuyor. Khao Phing Kan ya da popüler adıyla James Bond Adası da onlardan biri. Altın Tabancalı Adam ve Yarın Asla Ölmez olmak üzere iki James Bond filmine set olan ada, hemen açığındaki sanki denize saplanmış bir çivi gibi duran doğal sütunuyla şöhretinin hakkını veriyor. Turist istilası altındaki adadaki pazarda hediyelik eşyalar satılıyor.

Deniz üzerinde köy

Panyee, bir kayalık ve denize çakılmış ahşap sütunlar üzerine kurulmuş, nüfusunun tamamı Müslüman olan bir balıkçı köyü. Köyde bizi tur teknelerinin rotasında vazgeçilmezlerden olan restoranlar karşılıyor. Yemekten sonra köyün derinliklerine mutlaka dalın. Ara sokaklar birçok sürpriz barındırıyor. Mesela sereserpe öğle uykusuna yatmış öğrencilerle dolu bir sınıf veya bir tümsekte tünemiş havanda biber döven kadınlar. Yalnız restorandan itibaren yolunuzu aklınızda iyi tutun. Labirenti andıran sokaklarda kaybolmak çok kolay.

Fil safari

Maalesef Phuket’te daha sonra pişmanlık duyacağım bir fil safari etkinliğine katıldım. Yaklaşık yarım saat sürüyor. Benim bindiğim fil, bakıcısının ifadesine göre 27 yaşında bir dişiydi. Etkinliğin başında muz satın alarak yol boyunca fili besliyorsunuz. Rehberimiz turdan önce Tayland’da Kral’ın girişimleriyle fillerin insanlarla eşit soysal statüye getirilmesi için çalışmalar yapıldığını söylemişti. Sözde 50 yaşında emekliye ayrılan fil, hayatının kalan yaklaşık 20 yılını her türlü çalışmadan muaf geçiriyor.

Turdan sonra fillerin nasıl eğitildiğini araştırdım. Doğumundan bir süre sonra bir çukura bırakılan fil, çeşitli dayak ve işkencelere maruz kalıyor. Böylece hem gücünün farkına varamıyor hem de onu çukurdan çıkaran sahibine ölesiye bağlanıyor. Filler, binicileri tarafından ellerindeki ucu sivri kancalarla yönlendiriliyor. Phuket ya da başka bir Asya ülkesinde karşınıza çıkarsa bu etkinlikten uzak durun.

Fantasea

Phuket gece yaşamının kalbi Patong’da atıyor. Ölü sezonda olmamıza rağmen sokaklar cıvıl cıvıl. Kent, seks turizminin de odak noktalarından biri. Geleneksel beslenme yöntemlerinin yanı sıra iyi pizzacılar, biftekçiler de var. Hard Rock Cafe, Hooters gibi mekanlar Güneydoğu egzotizminden bunalanlar için vaha gibi.

Kickboks müsabakalarından eğlenceli kabarelere kentte her beğeniye hitap edebilecek şovlar var.

Bir gecemizi ayırdığımız Fantasea ise, çoluk çocuk izlenebilecek görkemli bir şova da ev sahipliği yapıyor. Fantasea Las Vegasvari bir tema parkı. Her köşesinde Tayland’ın zengin kültürel mirasından izler taşıyan Fantasea’deki 3 bin kişilik salonda ülke tarihi, akrobasi, illüzyon gösterileriyle harmanlanarak anlatılıyor. Şovda fillerin de önemli bir rolü var. Aklımıza hemen fillerin eğitim süreci geliyor ve bu gösteriyi de sirk gösterileriyle aynı klasmana sokuyoruz.