Mete Belovacıklı

Mete Belovacıklı

mete.belovacikli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Zeytin Dalı Harekâtı’ndaki kararlılığı bir kez daha vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Afrin’de zor olan bölge aşıldı. Kolay bölgeye geliyoruz. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz dedik. Bu iş için birilerinden icazet alacak değiliz. Ejderhayı yarı canlı bırakmayacaksın” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrin’de zor hava şartlarına rağmen an itibariyle 540 kilometrekare alanın kontrol altına alındığını belirterek, “Zor olan bölge aşıldı. Kolay olan bölgeye geliyoruz. Hilal gibi çevrildi. Artık sınırlarımızı rahatsız edecek koşullar büyük ölçüde kalkmış vaziyette. Bu, ordumuzun işini daha da kolaylaştıracak” dedi. Erdoğan, “Biz şu anda Afrin’de kimlerle karşı karşıyayız?” sorusuna ise “Karşımızda kim varsa, kim karşımıza dikiliyorsa, biz onların karşısındayız. ‘Kim kimdir Ansiklopedisi’ne bakacak değiliz. Değişik çevreler de çıkabilir karşımıza. Çıktıkları anda bizde gereğini yapmak durumundayız. Bundan birilerinin rahatsız olup olmayacağına da bakmayız. Ne dedik biz? Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Bu iş için birilerinden icazet alacak değiliz. Ejderhayı yarı canlı bırakmayacaksın” yanıtını verdi. BM’nin ateşkes kararının Zeytin Dalı Harekatı’nı da kapsadığı iddialarının reddeden Erdoğan “O haberler doğru değil. Macron o tür bir şeyden bahsetmedi. Afrin’de biz terör unsurlarıyla mücadele ediyoruz” vurgusunu yaptı.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika turunun Cezayir ayağında gündeme ilişkin sorularımızı şöyle yanıtladı:

ÇEKYA TERÖRE DESTEK VEREN ÜLKE KONUMUNDA: (Salih Müslüm’ün Çekya’da yakalanması ve bırakılması konusunda ne diyorsunuz?) Bu bize batıyı gösteriyor. Bu bize dünyayı gösteriyor. Bunlar maalesef bugüne kadar adil olmadılar. Şu anda da ikircikli bir davranış içindeler. Çekya, AB üyesi bir ülkedir. Peki şu anda AB’de PKK terör örgütü olarak kabul ediliyor mu? Ediliyor. YPG-PYD’nin terör örgütüyle iltisaklı olduğunu biz belgeleyip ispat ettik mi? Ettik. Buna rağmen terörist başını serbest bırakmışlardır. Dışişleri Bakanımızın da Adalet Bakanımızın da muhataplarıyla görüşmüş olmalarına rağmen bunlar, adil olmayan bir yola tevessül ederek onu serbest bıraktılar. Peki neden aldınız, neden bıraktınız? 24 saat içinde ne değişti? Serbest bırakma kararı, Çekya’yı teröre destek veren bir ülke konumuna düşürmüştür. Bunun başka türlü izahı olamaz, bize bunu anlatamazlar. Terörist başını serbest bırakmak, teröre destek vermek demektir. Başka izahı olamaz.

Haberin Devamı

Afrin’de zor bölge aşıldı

EJDERHAYI YARI CANLI BIRAKMAYACAKSIN (Biz şu anda Afrin’de kimlerle karşı karşıyayız? Karşımıza kimler çıkıyor, sayıları ne kadar?): Orada bizim karşımızda kim varsa, kim karşımıza dikiliyorsa, biz onların karşısındayız. Karşımızda olanların kim olduğunu araştırmamız, soruşturmamız gerekmiyor. Bu konuda, ‘Kim kimdir Ansiklopedisi’ne bakacak değiliz. Değişik çevreler de çıkabilir karşımıza. Çıktıkları anda biz de gereğini yapmak durumundayız. Bundan birilerinin rahatsız olup olmayacağına da bakmayız. Ne dedik biz? Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Bu iş için birilerinden icazet alacak değiliz. Ejderhayı yarı canlı bırakmayacaksın.

Haberin Devamı

LAFARGE KİMİN?: Öyle veya böyle bitecek bu iş. Şu anda bütün tüneller tamam. Oralara gelen o mikserler çok ilginçtir. Mikserler kimin? Lafarge. Lafarge kimin? Fabrikaları var orada. O tünellerin halini gördük. Bu tünellerin içinden değişik yerlere giden yaşam alanları var. Bütün bunlar ortadayken batı bize hâlâ neyin hesabını soruyor? Türkiye eski Türkiye değil. F16’larımız, SİHA’lar, tank, top, kara kuvvetlerimiz, hepsi gerçekten yeniden bir tarih yazdılar. Bu süreç farklı bir süreç. Afrin’de etkisiz hale getirilen terörist sayısı an itibarıyla 2083. Mevsim koşulları bu kadar olumsuz olmasına rağmen, son derece başarılı bir harekat gerçekleştiriliyor. Dönene kadar inşallah iyi bir konuma geldiğimizi göreceğiz. Rusya ve İran’la görüşmelerimizi yaptık. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la da yaklaşık 1 saat süren bir görüşmem oldu. Durumları izah ettik.

KOLAY BÖLGEYE GELİYORUZ: Biz Afrin’i terörden arındırmaya yönelik operasyonumuza devam ediyoruz. Orada PYD-YPG çökmüştür. An itibarıyla orada 540 kilometrekarelik bir alanı kontrol altına aldık. Cerablus, Rai, Bab’da kontrol altına almış olduğumuz alan 2 bin kilometrekare. Tabii ki Afrin, şartları çok daha zor olan bir bölge. Zor olan bölge aşıldı. Kolay olan bölgeye geliyoruz. Hilal gibi orası çevrildi. Artık sınırlarımızı rahatsız edecek koşullar büyük ölçüde kalkmış vaziyette. Bu, ordumuzun işini daha da kolaylaştıracak. TSK’nın gerek havadan gerek karadan müdahalesi yoğun şekilde devam ediyor. Bu süreçte rehavete kapılmamak son derece önemli. Geçenlerde gördünüz, Afrin’e 40 kamyon girmek istedi, onlar bertaraf edildi. Bu bir ordunun kendine özgüveninin göstergesidir. İstihbaratın iyi çalıştığının alametidir. Meteorolojik şartlar elvermediği zaman İHA’larımızın ve SİHA’larımızın oralara girmesi biraz zor olabiliyor. Hava koşulları iyi olduğu zaman bu sistemlerle rahatça giriyoruz ve kara harekâtını rahat yapıyoruz. Harekât başarılı bir şekilde devam ediyor.

‘BM’nin kararı Afrin’i kapsamaz’

(Macron’la görüşmenizde, size Birleşmiş Milletler’in Suriye’deki ateşkes kararına Türkiye’nin de uyması gerektiğinden söz edildiği, Afrin’e müdahalede bulunulmaması istendiği biçiminde haberler çıktı. Görüşmenin içeriğine dair bilgi verebilir misiniz?): O haberler doğru değil. Macron o tür bir şeyden bahsetmedi. Afrin’de biz terör unsurlarıyla mücadele ediyoruz. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Orada ulusal güvenliğimiz için de tehdit oluşturan terör unsurlarına karşı mücadele ediyoruz.

ABD İLE İLİŞKİLER: General H. R. McMaster’ın gelişinde İbrahim Kalın Bey’in görüşmesi oldu. Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın ziyareti oldu. Önce benim bir kabulüm oldu, kendisiyle uzun uzun konuştuk. Ertesi gün Mevlüt Bey’in görüşmesi oldu. Biz ABD’nin bizlerle konuştukları ile arazide yaptıkları arasında bir uyum olmasını arzuluyoruz. Söylenilenler ile yapılanların farklı olması elbette kabullenilemez. Bu çerçevede temaslar devam ediyor. Türkiye-ABD ilişkilerindeki sorunlara çözüm bulma amacıyla oluşturulan teknik komitelerin ilk toplantısı Suriye gündemiyle 8 Mart’ta gerçekleştirilecek. Dışişleri Bakanları düzeyindeki toplantının ise 19 Mart’ta yapılması planlanıyor.

MÜNBİÇ MÜNBİÇLİLERİN OLMALI: Bizim Münbiç konusundaki tavrımız öteden beri net. Orada terör örgütü olmamalıdır. Münbiç’in asli sakinleri arasında Arapların oranı yüzde 90- 95 civarında. Fakat bu insanlar oradan çıkarıldı. Şimdi oranın asli sakinleri olan Arap aşiretleri, orayı koruma konusunda kararlılar. Biz Münbiç’in asli sakinlerine teslim edilmesi gerektiğini savunuyoruz. Dün olduğu gibi bugün de bunu savunuyoruz. Bunu Rex Tillerson’a da söyledik. Münbiç Münbiçlilerin olmalı.

‘28 Şubat’ın sivil kanadı da ortaya çıkacak’

(28 Şubat’ın yıl dönümü, o dönem görev alan generallerle ilgili yargı bir karar vermek üzere. Savcı 60 müebbet istedi. Ergenekon ve Balyoz sanığı askerlerin bir kısmı ve medyanın bir bölümü 28 Şubat’ın askeri darbe olmadığını, bunun FETÖ kumpası olduğunu söylüyorlar, siz ne dersiniz?): Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda da bir siyasi partinin genel başkanıyım. O süreci kısmen bedel ödeyerek yaşamış biriyim. O işin sivil kanatlarının bizim üzerimizde oynadığı oyunları gördük. Yargı bu işin sivil kanadının hangi boyutta olduğunu da ortaya çıkaracaktır.

ES GEÇİLDİ (Sivil kanat ile neyi kastediyorsunuz?) Sendikalar, medya, iş dünyası... O dönem ‘Beşli Çete’ mi ne diyorlardı? O süreçte neler yapıldığını benden çok daha iyi biliyorsunuz. Ama bunlara hiç mi hiç dokunulmadı şu ana kadar. Tamamen es geçildi. Savcının dediğiniz türden bir yaklaşım göstermesi, dosyalarda bazı şeylerin öne çıktığını gösteriyor. Dosyalar okunurken gözden kaçmış olanlar veya görülmek istenmemiş unsurlar herhalde öne çıkıyor. Şimdi muhtemelen bunlar da gündeme gelecektir. Bizim tek arzumuz, adaletin tecelli etmesidir. O zaman verilmiş kararlarla mağdur oldukları için haklarını arayan insanlar var. Bedel ödemesi gerekenler buyursunlar bedelini ödesinler. O süreçte, köşelerinden çok rahat indirenler, bindirenler vardı. Bizim muhtarlığımıza kadar uğraşanlar vardı. Biz adaletin tecellisinden başka bir şey istemiyoruz. Nitekim hak geç de olsa tecelli ediyor. İnanıyorum ki yargı, adalet beklentisi içinde olan mağdurların haline çare olacaktır.

‘Gizli saklı adımımız yok’

(Seçim ittifakına yönelik Ak Parti ve MHP’nin önerisi alt komisyonunda. Önceki gün CHP, İP ve Saadet ile ittifak olabileceğini söyledi. Sayın Bahçeli de bu gelişmeler üzerine ‘Cümbüş ittifakı kurun’ dedi. CHP’nin gizli saklı bir şey yapmasını nasıl yorumlayacağız. HDP ile üstü kapalı kumpasları olduğu söyleniyor?) Bizim her şeyimiz açık. Gizli saklı adımımız yok. Şu an itibarıyla cumhurun ittifakı diyerek, MHP ile Sayın Bahçeli ile ikili görüşmelerimiz oldu. Komisyonlarımızı oluşturduk, çalışmalarımızı yaptık, akabinde de nihai kararı verdik. Diğerlerinin ne yaptığı bizi ilgilendirmiyor. Biz kendi işimize bakacağız. Bizimle beraber Büyük Birlik Partisi’nin de (BBP) yürümesi söz konusu. Çok açık ve net onlarla konuştuk. Onların sütunda yer almaktan çok partimizin listeleri içinde yer alma durumları olabilir. Sayın Destici ile de konuştuk. Bütün derdimiz cumhurun ittifakını gerçekleştirmektir. İP’miş şuymuş buymuş falan bunların milli, yerli diye bir derdi yok. Biz bu ülkenin dertleriyle ile hemdert olan, ülkenin değerlerini benimseyen insanlarla cumhurun ittifakını kuruyoruz. Bunu başaracağız inşallah. Şu ana kadar gayet uyumluyuz. Gittiğimiz her yerde sağ olsun, belediye MHP’deyse belediye başkanları, il başkanları bizi karşılamaya geliyor. Aynı şeyi bizim teşkilatımız da yapıyor: Sayın Bahçeli’yi gittiği illerde aynı şekilde bizim teşkilatımız da karşılıyor. Cumhurun ittifakını aramızda bizler fiili olarak uygulamaya başlamış durumdayız. Tabandaki bu bütünleşme, bu birleşme, mart ve kasıma kadar açıkça görülsün istiyoruz.

SAADET İLE KAPI KAPANMADI (Saadet Partisi ile görüşmeniz oldu, süreç nihayete erdi diyebilir miyiz?): Ben görüşmeyi yaptım, hatta Sayın Şentop’u da tekrar gönderdim. Ama oradan henüz maalesef bir ses çıkmadı. Önümüzde daha vakit var. Biz bütünleşelim istiyoruz. (Kapı kapanmadı değil mi?) Hayır bizim açımızdan kapanmış değil, yasal olarak kapanmadığı ana kadar.

‘Cezayir’le doğal gaz anlaşması uzatılacak’

Cumhurbaşkanı Erdoğan Cezayir’deki temaslarına ilişkin olarak şu değerlendirmeyi yaptı:

İLİŞKİMİZ 500 YILLIK: Cezayir’le bizim ilişkilerimiz 500 yıllık. Fakat ilişkilerin çok daha güçlü bir hale gelmesi gerekir. Ticaret hacmimiz 3.5 milyar dolar. Bunu ilk etapta 5 milyar dolara, sonra da 10 milyar dolara çıkarma hedefinde mutabık kaldık. Bu hususta her iki tarafta da kararlılık var. Cezayir’de şu an bine yakın Türk firması iş yapıyor. En güçlüsü Tosyalı. 2.5 milyar dolarlık bir yatırıma sahip. Konut yapımında da yine Türk firmalarının hissedilir ağırlığı var, tutuluyor. Türk firmaları gerçekten seviliyor. Arzumuz o ki bu işi daha da hızlandıralım; aramızdaki dış ticaret hacmini daha iyi bir seviyeye ulaştıralım.

7 ANLAŞMA İMZALADIK: Doğal gaz, LNG konusunda, biz Cezayir’in dördüncü tüketici ülkesi konumundayız. Anlaşmamız 1 Ekim 2019 itibarıyla sona eriyor. Ama bunu uzatabiliriz, bu konuda herhangi bir engelimiz yok. Kendileriyle görüştük. ‘Fiyatı biraz düşürebilirseniz, biz bunu uzatmaktan yanayız. Botaş ve sizdeki muhatap kuruluşu bir araya gelsinler, konuyu görüşsünler’ dedik. Söyleyeceklerini ifade ettiler bize. Böyle bir şey olursa gerçekten isabetli olur. Geldiğimiz akşam tarımdan kültür turizme kadar varıncaya kadar 7 anlaşma imzaladık. Rönesans, Sonatrach ve Bayegan arasında Türkiye’de petrokimya tesisi yatırımına yönelik imzalan Mutabakat Metnini de önemsiyoruz. Bu tesis faaliyete geçtiğinde polipropilen konusunda dışa bağımlılığımız yüzde 25 oranında azalmış olacaktır. Hammaddenin Cezayir’den gelip Türkiye’de işlenmesi büyük avantaj olacak bizim için. 2017’de Türkiye’ye 210 bin Cezayirli turist gelmiş vaziyette. Bu daha da artabilecek konumda. Keçiova Camii’nin şu anda cazibesi olacak. Yeni yapılan cami, -sanıyorum 2-3 yıl içinde- eğer para akışını sağlarlarsa, Türk firması bunu bitirebilir.

STRATEJİK İŞBİRLİĞİ: Ayrıca Oruç Reis için bir anıtı beraber yapabiliriz. ‘Eğer uygun bulursanız, siz girmezseniz de biz yapabiliriz’ dedik. Ama onlar, ‘Biz de bu oluşumun içinde olmak isteriz’ dediler. Savunma Sanayi’nin üzerinde özellikle ısrarla durduk. Beraber yatırımlar olabileceği gibi bizim verebileceğimiz ürünler de var dedik. En önemlisi bence Stratejik İşbirliği Konseyi çalışmasını başlatma karanını almış olmamızdır... Bizden arşivler konusunda destek istediler. ‘Ülkemizle ilgili olarak sizin arşivlerinizden istifade edebilir miyiz?’ dediler. Biz de ‘Arşivler lokal bir mevzu değildir. Müracaatınızı yapın, gerekli talimatı elbette veririz. Başbakanlık arşivlerimizi sizlere tabii ki açarız’ dedik. Cumhurbaşkanı Sayın Abdülaziz Buteflika ile de görüşmemiz gayet iyi geçti. ‘Terörle mücadele, başta Kudüs olmak üzere Filistin konusunda aynı görüşteyiz’ dediler. Enerji alanında özellikle bu 30 yıllık süreçteki devam eden süreci inşallah Botaş ile Sonatrach arasında bundan sonra güçlendirerek devam ettireceğiz. Enerji Bakanımız süreci yakın takibe alacak. Hele hele ücretlerde uygun bir düşüş sağlarsak bu, süreci de hızlandırabilir diye düşünüyorum.

İHA’YA İHTİYAÇLARI VAR: Savunma sanayiinde Cezayir’in şu anki ihtiyacı tahminlerin çok daha fevkinde. Yüzölçümü itibariyle çok büyük bir alana sahip ülke. Neredeyse bizim üç katımız büyüklüğünde. Sınırlarının korunması gerekiyor. Hava, kara, İHA’lar vb. ihtiyaçları var. İlgili birimlerimiz görüş alışverişine inşallah devam edecekler. Ortak üretim talebi gelirse girebiliriz. Biz ürettiklerimizden verebiliriz. Bölgede Mısır’a sıcak bakmıyorlar. Rahatsızlar. Libya konusundaki gelişmelerden rahatsızlar. Özellikle teröre bulaşmış olanlar, Cezayir için de bir risk oluşturuyor. Cezayir bölgede önemli bir ülke. Doğal gaz fiyatlarının düşüşü biraz tedirginlik oluşturdu. Fiyatlar toparladığında elbette her alanda daha rahat adım atacaklardır. Cezayir-Türkiye ilişkilerini iyi bir noktaya getirme arzusundayız. Bunu başarmamız, Cezayir’in kalkınmasına da katkı sağlayacaktır.