Murat Şahin

Murat Şahin

msahiniletisim@gmail.com

Tüm Yazıları

Tariş, Egeliler için çok şey ifade eder. Egeli üreticilerin, tüccarların, çalışanların ve şehirde yaşayanların hayatında mutlaka bir Tariş öyküsü vardır. Bugünlerde eski gücünde olmasa da Tariş markası hala yoluna devam ediyor.

Tariş’in Üretici birlikleri içinde ayrı bir yeri olan Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği’nin 33 yıl başkanlığını yapan Cahit Çetin ile geçtiğimiz günlerde emeklilik günlerini geçirdiği Akçay’da buluştuk.

Eski günleri yad ederken, konu yine zeytin ve zeytinyağı sektörüne geldi. Bazı insanlar vardır, onlar bıraktıklarını söyleseler de görevleri onları bırakmaz.

Haberin Devamı

Çetin de hala kendisi terk etmeyen başkanlık misyonu ile sektörün geleceği hakkındaki düşüncelerini bizimle paylaştı.

Sektörünün dünyada hak ettiği yeri alması için ömrünü veren duayen bir ismin hala heyecanını yitirmemesi beni çok mutlu etti.

Ne mutlu ki ülkemizde hala sektörünü, ülke çiftçisini ve geleceğini her şeyin önünde gören duyarlı insanlar var.

Nüfus kağıdı olmalı

Çetin sektörün geleceğini markalaşmadan geçtiğini bir kez daha yinelerken, 700 bin ton üretim hedefine de mutlaka ulaşılacağını vurguluyor.

Bugün sektörün 287 bin ton olan üretiminin, son yıllarda yapılan çalışmalarla mutlaka 700 bin ton hedefine ulaşacağının altını çizen Çetin, şöyle diyor:

“Şu anda ne kadar zeytin ve zeytinyağı ürettiğimizi hesaplamayı bırakmalı, o miktarda zeytinyağı üretildiği zaman ne yapabileceğimizin politikasını şimdiden belirlemeliyiz. Dünya pazarlarında ciddi bir pay almak istiyorsak İtalyanların piyasaya sunduğu markalaşma ve kalite standardını tutturabilmeliyiz. Eğer uluslararası alanda markalaşacaksak ve uluslararası pazarlarda Türk zeytinyağı ile yarışacaksak, uluslararası kuralları Türkiye’de de geçerli kılacak politikaları yasallaştırıp imalatçının önüne koymak zorundayız. Artık tüketici de ne tükettiğini bilme ihtiyacındadır. Zeytinyağı gibi ürünlerde etiket, o ürünün nüfus kağıdıdır. Türk tüketicisine de hangi zeytinyağını tükettiğini bilme hakkını ve seçme özgürlüğünü vermemiz lazım. Bölgesel farklılıkların o bölgenin değerlerine saygılı olarak pazarlanmasını sağlamak lazım. Bu hem ulusun ticari itibarıdır hem zeytinyağı sektöründeki sen-ben davalarının önüne geçme ve birbirlerini istismar etme niyetlerini ortadan kaldırır, hatta tağşişi bile ortadan kaldırabilecek temel ilkelerden biridir.”

Haberin Devamı

‘Katma değer önemli’

Çetin’in diğer dikkat çektiği diğer nokta ise üreticinin üretimden vazgeçmemesini sağlamak.

Çetin, üreticinin kazancının da çok görülmemesi gerektiğini, marketlerdeki tağşiş olaylarının sorumluluğunun market idaresine yüklenmesinin de önemine vurgu yapıyor.

Çetin son olarak ise “Üreticinin çok memnun olduğunu söyleyemem ama üreticinin umudu vardır. Üretici kendi markasını kendi yapmaya başladı ve birçok butik ürün ortaya çıkıyor. Bbüyük markaların tedarikçiliğini yapmak yerine kendi markasını çıkarmaya başladı. Lokal markalar çoğalıyor. Bu sektör için iyi bir haber” yorumunu yapıyor.

Hayatını bu sektöre adamış bir isim olan Çetin’in söylediklerine katılmamak mümkün değil.

Haberin Devamı

Zeytinyağı başta olmak üzere dünya geleceğinde önemli bir rolü olacak tarımda yüreği ülkesi için atan duayenlerin sözünü dinlemekten başka çaremiz yok. Ya bu topraklarda üretilen ürünlerimizi dünya pazarlarında kendi markamızla ülkemize daha çok katma değer sağlayarak satacağız, ya da dünyanın dev markalarına ucuz ürün sağlayan taşeron bir ülke olacağız.