Ülke olarak ekonomide sıkıntılı bir dönem yaşıyoruz. Döviz kurlarındaki hareketlenme sonrasında, faiz artışı ve Yeni Ekonomi Programı ile bu süreci atlatmaya çalışıyoruz. Özellikle kurlardaki hızlı artışla birlikte tuvalet kâğıdından una, domatesten otomobile kadar her ürünün fiyatının hızla artması ne kadar da ithalata bağımlı olduğumuzu bir kez daha gözler önüne serdi. Yerli üretimin önemi bir kez daha ortaya çıktı. Katma değeri yüksek üretim ve ihracatla bu sorunların üstesinden geleceğimiz anlaşıldı. Yerli üretim için son günlerde seferberlik başlatıldı. İzmir’de de Dinçsoy Ailesi, 40 yıldır firmalarıyla yerli ve yüksek katma değerli üretimin mücadelesini veriyor. Ar-ge ve inovasyon çalışmaları ile güvenlik cihazları, el ve kapı dedektörleri, çay ve kahve satış otomatları üreten firma, son olarak müzeler için tasarladığı satış otomatı ile otobüsler için soğuk su otomatlarını piyasaya çıkardı. Yurtdışından binlerce euro’ya alınan bu cihazları İzmir’de üreterek özellikle cari açığın düşürülmesine katkı sağlayan Dinçsoy Ailesi, ülkelerine daha çok hizmet için gece gündüz çalışıyor. Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda da yıllarca meclis üyeliği yapan Sayıl Dinçsoy ve halen meclis üyesi olan oğlu Erdem Dinçsoy’la geçen günlerde Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 11 bin metrekare kapalı alana sahip tesisinde buluştuk. Sayıl Dinçsoy, 77 yaşında olmasına rağmen hâlâ ilk günkü heyecanla bana fabrikayı gezdirdi. Fabrikanın kendilerine yetmediğini, büyütmek istediklerini anlattı. Yıl başından bu yana ar-ge ve makine ekipman yatırımlarının 10 milyon liraya yaklaştığını ifade etti. Yerli ve katma değerli üretimin sürekli gündeme getirildiğini ancak kendileri gibi 40 yıldır bu alanda çalışan firmalara ne yazık ki yeterli desteğin verilmediğini kaydetti. İçişleri Bakanlığı’nın dedektör ihalesine yıllardır yerli firma olmalarına rağmen çeşitli gerekçelerle giremediklerinin altını çizdi. Dinçsoy, ülke sevdasıyla sanayicilik gibi zor olanı başarmak için çaba harcadıklarını, bu alanda birçok ödüle de layık görüldüklerini, ancak yerli ve yüksek katma değerli üretim yapan firmalara ülke geleceği açısından daha çok destek verilmesi gerektiğini vurguladı. 40 yılı aşkın süredir yüksek teknolojili cihazların üretimini yapan ve ihracatıyla ülkesine döviz kazandıran Dinçsoy’a hak vermemek elde değil. Ülkesini seven, her türlü zorluğa rağmen üretimden vazgeçmeyen, üstelik yüksek katma değerli üretim yaparak ithalatın önüne geçen ve ülkesine daha çok döviz geliri kazandıran girişimcileri yüreklendirelim. Sözle değil, biraz daha icraatla bu insanlara omuz verelim.
Serter’in pozitif enerjisi
İzmir İş Kadınları Derneği (İZİKAD), kadınların iş yaşamında ve sosyal hayatta daha çok ön plana çıkması için 10 yıldır projeler üretiyor. İzmir’de kendi işini kurmuş girişimci kadınlar ile ikinci kuşak iş kadınlarının üye olduğu bir dernek... Çalışkan üyelerden oluşuyor. Yaz döneminde bile rehavete kapılıp tatil yapmak yerine, sürekli toplanarak projeler üzerinde çalıştıklarını biliyorum. Tabii, bu takımın bir de kaptanı var.
İZİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Huriye Serter, bitmek bilmeyen enerjisi, çalışkanlığı ve ekip çalışmasına verdiği değerle derneği ayakta tutuyor.
Ekibini iyi motive ediyor, bütün bunları yaparken derneğe katkı sağlayan insanları hiçbir zaman unutmuyor; her zaman takdir ediyor. Tüm bunlar bir araya gelince de başarı ortaya çıkıyor.
Dernek şimdi ABD Büyükelçiliği’nin fon desteği sağladığı ve ‘Ege Bölgesi’ndeki İş Kadınları Derneklerinde Kapasite Geliştirme’ adını taşıyan projeyle İzmir, Aydın, Denizli ve Manisa’da verilecek eğitimlerle lider kadınlar yetiştirecek. Bununla birlikte birçok projeyi de sürdüren İZİKAD ekibine ve kaptanı Huriye Serter’e başarılar dilerim.
