Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçtiğimiz günlerde Çağlayan Topaloğlu’nun Çıt Çıt isimli mekandaki harika sahne performansını izlemiş ve canlı müzik dinlemeyi ne kadar özlediğimi yazmıştım. O yazıyla ilgili aldığım yorumlarda, benim gibi canlı müzik hasreti çeken çok kişi olduğunu gördüm. Bu konuda gelen e-postalardan biri ise beni çok heyecanlandırdı. Zorlu AVM’nin popüler İtalyan Restoranı Eataly, canlı müzik akşamları düzenlemeye başlamış.

Alan küçük olduğu için, sadece 80-90 kişiye verilen butik konserlerde, birbirinden değerli sanatçıları dinleme fırsatı var. Önümüzdeki günlerde Melis Sökmen, Yaşar, Özgün ve Keremcem’in performansları olacak. Hiçbiri kaçırılır gibi değil. Kimbilir, dinleyiciyle sanatçının içiçe olduğu samimi bir ortamda nasıl da keyifli geçer bu konserler...

Haberin Devamı

YENİ TAKINTIM ‘TASMA’

Kolpa grubunun, İskender Paydaş’la ortak çalışması ‘Tasma’yı ilk duyduğumdan beri dinlemeden duramıyorum. 80’lerin efsaneleşmiş yabancı şarkılarındaki vazgeçemediğim sıcaklığı hissettiriyor bana.

‘Tasma’nın sözlerinden, müzik ve düzenlemesine kadar verdiği bu sıcaklık, onu

BÖYLE KONSERİN TADI BAŞKA
dinlemeyi doyulmaz kılıyor.

Çabucak tüketilip unutulan şarkılar dünyasında, 10 yıl sonra bile aynı keyifle dinlenecek özel bir çalışma olmuş. Giderli parçalar duymaya alıştığımız bir dönemde, takıntılı bir aşkı son derece naif sözlerle anlatmasıyla da farklı...

Hasan Kuyucu imzalı klibi de çok sevdim. Yarın öbür gün sokakta “Oooo böyle sevda yok” diye kendinden geçerek şarkı söyleyen birini görürseniz rahat olun, o benim!

YAZA KALDI ÜÇ AY!

BÖYLE KONSERİN TADI BAŞKA

Yazılarımı takip eden bir arkadaşım, “Herkes kendini mükemmel göstermeye çalışır, sen özel hayatınla ilgili olumsuzlukları da okuyucularla paylaşıyorsun, iyi cesaret” dediğinde düşündüm de, içim dışım bir valla! Neticede hiçbirimiz mükemmel değiliz, bunun oyununu oynamaya gerek var mı? Bu konuyu neden açtığıma gelince...

Kış sanki hiç bitmeyecekmiş gibi geldiğinden midir nedir ,yemek yemelere doyamadım. Yetmez gibi vücudumun fazlasıyla alışkın olduğu spora da ara verdim ve bir de baktım ki, altı kiloyu dört yanıma serpiştirmişim! O bitmez görünen kış da bitti dostlar, yaza üç ay kaldı, işin şakası yok! Fazlalıkları örtmenin imkansızlaştığı yaz dönemine huzurla girmek ve aylardır özlemini çektiğim karın kaslarıma tekrar kavuşmak için sıkı bir kampa giriyorum. Üç ay fit olmak için gayet yeterli bir süre, siz de son dakikaya bırakmayın, 1 Mart hepimize milat olsun!