Neslihan Özyükseler Tanış

Neslihan Özyükseler Tanış

ozyukselerneslihan@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yaz oldu mu Türk kadını yazlığa göç eder.
Şehirde kalan ana, baba, çocuk, koca, akraba ‘error’ vermezse bütün yaz geri dönmez… Geçen pazar bizde benzer bir hal yaşandı… İstanbul’dan bir telefon… Anneannem düşmüş… Annem ver elini Antalya - İstanbul… Neyse korkutucu morlukta iki göz dışında ucuz kurtulmuş bizim 80’lik hamarat… 28 Haziran’da Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Antalya’ya 17.55 THY uçuşuyla geldiler. Kabin içine kadar tekerlekli sandalye istemişler… Hizmeti, hürmeti, ihtimamı anlata anlata bitiremediler. “Sistem ve rekabet bunu gerektiriyor” dediğimizde “elemanların yaklaşımı, ilgisi sadece sistemsel olmaz” diyerek karşı çıktılar.
Ne sabaha kadar hastanede geçirdikleri geceyi ne de çektiği ızdırabı anlattı anneannem. Ulaşımındaki rahat, yer personelinin yaklaşımı geçirdiği sıkıntıları unutturmuş gibiydi. Derken Atatürk Havalimanı’ndaki patlama içimize ateş düşürdü. “O çocuklara bir şey olmuş mudur” diye tutturdu anneannem. Ona patlamanın orada olmadığını anlattık ama ne fark eder. Ha onlar ha başkaları… Kimin başına geldiğinin ne önemi var? Yaşamlarımızın pamuk ipliğine bağlı olduğu bir dönemden geçiyoruz… Ve bunu her geçen gün daha çok ensemizde hissediyoruz. İyi bayramlar demek isterdim. Daha iyi bayramlar diliyorum sadece…

Çıtırın kıskandırma metodu

Yirmilerinde su gibi güzel bir kız, Starbucks’ta yan masamda… Ozan adındaki sevgilisinden yeni ayrılmış, anlatıyor, anlatıyor. Sinirleniyor, ağlayacak gibi oluyor. Yüksek sesle konuşuyor. Öyle abidik gubidik, küçücük şeylere takılmış ki… Gidip yanına “Ya boşver gitsin, ileride çocuğun adını hatırlamayacaksın” demek istiyorum. “Bu yaşlar böyle” diyorum içimden. Sonra yaşla alakası olmadığını anlıyorum.
Çok genç yaşta evlenip otuzlarında hatta kırklarında boşanan arkadaşlarımda da benzer hikayeler var… Resmen gençliklerine geri dönüyorlar. Whats app’ı çevrimiçi mi değil mi? Kimleri like’ladı, kimler ona yorum yazdı, kim kime arkadaşlık isteği yolladı.
Anında yeni ilişki sistemine adapte oldular. Yani yaş değil teknoloji aslolanbunları düşünürken gözü yaşlı kızımız elinde iki kağıt bardakla geldi gülümseyerek. “Göstereceğim gününü şimdi” dedi arkadaşına… “Çocuğu yakalayıp kaynar kahve mi dökecek suratına, ne gösterecek” diye saf saf düşünürken ben… Saçlarına şekil verdi, güneş gözlüğünü taktı yarı melankolik yarı şehvetli fotoğraflarını çektirdi arkadaşına… Dikkatle baktım… Kızı ve bardakları alıyorlardı kadraja. Özellikle kağıt bardakların üstündeki yazıların görünmesine çalışıyor gibiydiler… Birinin üstünde ‘Selin’ diğerininkinde ‘Emir’ yazıyordu bardakların…
İşte bu kısım yaşla alakalı! İlerleyen yaşlarda bu tür bir yönteme başvurulacağını sanmam. Ya da en kötü şarap kadehi ya da puro filan olur kağıt kahve fincanları yerine!
Not: Hikayedeki kişi isimleri değiştirilmiştir. Çevrenizde aramayınız.