Geçen haftalarda Caroline Koç’un tatil dönüşü kendi bagajlarını taşırken çekilmiş bir fotoğrafına rastlamıştım. Hemen akabinde Instagram’da iş kadını Ümit Boyner’in köpeğini gezdirirken paylaştığı bir kare takıldı gözüme. Son olarak Bergüzar - Halit Ergenç çiftinin Londra dönüşü havaalanı fotoğraflarını gördüm. Bergüzar Korel’in rahatlıktan başka bir amacı olmayan yolculuk görüntüsü çok hoşuma gitti… Üçü de havadan, cakadan uzak, öylesine rahat, sıradan, sakin görüntülerdi ki… Düşündüm…
Son yıllarda yaşı - başı ne olursa olsun ortalık plaj fıstığı dolu. Herkesin karın kasları
Şıklık deseniz şehirlerde ve ünlü tatil beldelerinde günün her saati moda haftası. Elbiseler, terlikler, bandanalar, şapkalar… Yıkılıyor!
Bu sıcakta bile kadınlar kendi çapında süslenip denize, havuza ya da sokağa fırlama halinde…
Şöyle mis gibi temiz ama öylesine bir bikini üstüne herhangi bir şort - tişört geçirmiş insan görmek imkansız gibi…
Burada kastettiğim stratejik sadelik değil ama. Yani sade olmaya çalışmakla gerçekten öyle olmak arasında ince bir çizgi değil, derin bir uçurum var.
‘Çabasız şıklık’ dediğimiz tarzı yakalamak için harcanan yoğun çabayı çocuk bile anlıyor artık. Sosyal medya fotoğraflarındaki o doğal halleri yakalamak için çeken de poz veren de her yerinden ter akıtıyor!
Bohemliğin de ruhunu hisseden yok, o da göstermelik. Cihangir sokaklarında bile…
Sırf kılık kıyafette de değil, yemek yerken, yürürken, koşarken, konuşurken… Nasıl göründüğümüze takılmaksızın yaşayamıyoruz artık! Hayatımızın her alanında gergin, kasmış, diken üstünde tipler olduk.
EKMEĞİN KÖŞESİ
Şöyle ekmeğin köşesini koparıp içine bir dilim peynir koyup yemeyeli o kadar uzun zaman oldu ki… Üstüne sadece yoğurt dökülmüş ya da beyaz peynir ezilmiş bir makarnanın tadını da unuttum. Yok, yok! Gluteni kesmiş filan değilim.
Bir yandan gurme olduk, öte yandan sağlıklı beslenme gurusu! Evlere klasik ekmek girmez oldu. Kırk yılın başı elime beyaz ekmek geçip, köşesini koparırsam tam içine peynir koyucam, açıyorum dolabı… Maydanozlar, biberler ve dereotları bana bakıyor!
O küçücük ekmek, ekmek olduğunu unutuyor içine doldurulan yeşillikler yüzünden…
Kahvaltıda kızarmaktan da helak oluyorlar zaten!
Markete gidin, her şeyin aromalısı, kirazlısı, çörekotlusu, keten tohumlusu… Hiçbir şeyi ham halde yemez, içmez olduk.
Kılık kıyafet durumunun aynısı burada da geçerli yani! Bayıldığımız halde geleneksel, basit zevklerimizden her geçen gün uzaklaşıyoruz…
TADIM İLE YAZ KONSERLERİ