Yaz dizisi olarak başlayan ‘Yüksek Sosyete’yi tuttum. Zuhal Olcay’ı özlemiştik. Hazal Ergüçlü ‘Medcezir’de en sevdiğim oyuncuydu. Aynı sevimlilik, enerji bu diziye de yansımış. Jönlerin fakiri de, zengini de çok yakışıklı!
‘No: 309’u da sevdim… Orada da Sumru Yavrucuk işin çıtasını yükseltmiş sanki. Eltilerin kapışması hoşuma gitti. Senaryonun sıradan olması bence önemli değil. Aşk, nefret, kıskançlık, çekişme, sınıf farkı dozunda ve keyifli işlenirse bu yaz ikisi de seyredilir. ‘No: 309’ için bir şey diyemem ama ‘Yüksek Sosyete’ bu kadroyla kışa uzar sanki. Böyle öngörüler de yapmayı sevmem aslında. Yanıldığım çok olur. Bekleyip görelim!
MEZUNİYET TELAŞI
Yaşıtlarım benim gibi emzikli çocuk peşinde koşmuyor. İlk çocukları liseden, ikinciler ilkokuldan mezun oluyor.
Muhtemelen onlar anneannelik - babaannelik heyecanı yaşarken ben oram buram ağrı içinde, uzak gözlüklerimi takıp Ali’nin lise kep törenine gideceğim. Hayat böyle sanırım...
Aynı ya da benzer şeyleri farklı zaman dilimlerinde yaşıyoruz. Kiminle konuşsam mezuniyet kıyafeti, balosu, makyajı peşindeydi bu hafta.
Bir de sınav durumu var.
En önemlisi bu haftakilermiş, aileler çok stresli. Kim bilir belki de bu kadar beyin antremanının gelecekte faydası olur. Üzüldüğüm nokta şu; yapısı, kişiliği, eğilimleri ne olursa olsun hepsinin aynı zamanda tek tip sistemle aynı sınavlardan geçiyor olması.
YA BENİMSİN YA TOPRAĞIN
Ergenlik yıllarımda ailemizin bir büyüğü uzaktan bir akrabasını anlatırdı. Kadının ilk kocası 40’larında, ikincisi 50’li yaşlarında ölmüş üçüncüyle evleniyordu o zamanlar.
Yaşlıca birinin evlenmesi garip gelirdi o yıllarda bana… Pek öyle kapanın elinde kalacak derecede ahım şahım bir tip de olmadığını söylerlerdi. “Üçüncü kocada da mangal gibi yürek varmış, büyük cesaret iki kocayı öteki tarafa göndermiş kadınla evlenmek” diye düşündüğü mü iyi hatırlarım. Adamları zehirlemiyor elbet ama ne bileyim insan ister istemez tırsıyor, ‘var bir uğursuzluk’ gibilerinden.
‘Paramparça’ dizisinde de Cihan’ın büyük aşkı Gülseren, Ozan’ın kız arkadaşı yüzünden öldürülmüştü hatırlarsanız.
Cihan çok ara vermeden Ayşe’ye kaptırmıştı gönlünü. Final bölümünde Ayşe de bu kez de ailenin ikinci belalısı dede Rahmi beyin silahından çıkan mermiyle sizlere ömür... Cihan’ın gözleri önünde. Zaten Harun - Cihan nefretinin sebebi de Harun’un kardeşi Hayal’in Cihan aşkı yüzünden trafik kazasında ölmesi.
Dilara yatsın kalksın yaşadığına şükretsin valla. Adamın onun dışında dokunduğu bütün kadınlar mefta oldu. Düşünüyorum da... Ayşe ölmek yerine annesinin ortaya çıkmasından bunalıma girip, her şeyi bıkakıp uzaklara kaçamaz mıydı? İlla ‘Ya Cihan’ınsın ya toprağın’ mı olmalıydı dizideki gidişat? Hem sosyal mesaj da olurdu, ‘psikiyatr bile olsan aile travmalarından kaçamazsın’... Dizinin gelecek sezonunda Cihan’ın günübirlik kaçamaklarla idare etmesini öneririm…
