Nur Başnur

Nur Başnur

-

Tüm Yazıları

Soğuk, kar-kış, uzaklık gözünüzde büyümesin. Bu yıl yılbaşını Kars’ta geçirin, pişman olmayacaksınız

2012’yi Kars’ta Kar’s Otel’de karşılamıştım. Arkadaşıma “Hadi Kars’a gidelim” dediğimde yüzündeki şaşkınlığı hatırlıyorum; “Uzak, soğuk, ne yenir ne içilir, nerede kalınır bilinmez bir diyarda ne işimiz var?” der gibiydi. Eğer siz de benzer şeyler hissediyorsanız, yola çıkmaya hazır olun. İstanbul’dan kalkan uçak diyebilirim ki Kars’ın ta içine iniyor, gayet zahmetsiz bir yol yani. Pek çok otel var şehirde kalınabilecek ama bir otel var ki başka türlü; Kar’s Otel...

Butik şıklık
Karslı yatırımcı Gültekin Güvensoy, eski bir Rus yapısından dönüştürmüş. 8 odalı butik otelin tasarımı mimar Belgin Koz’a ait. Saçaklardan uzanan buz sarkıtları, kar kaplı kaldırımları ve dondurucu soğuğuyla şehrin içinde gezindip, kafelerde kıtlama çay içip otelinize döndüğünüzde yüzünüzü kaplayıveren sıcaklığı, minimalist ama sevimli odaları, özentiden uzak kahvaltı salonu ve güleryüzlü gencecik çalışanlarıyla kendinizi dünyanın başka diyarlarında karşınıza çıkıverecek bir şıklık ve standartın içinde buluyorsunuz.

Ne bekliyorsunuz?
Kars, kültür olarak Rus etkisini bu derece yoğun yaşayabileceğiniz yegane Anadolu şehri. Geniş yolları, kalesi, camileri, kiliseleriyle Selçuklu, Karakoyunlu, Bizans, Gürcü ve Osmanlı izleri taşıyan özgün bir şehir. Kaz eti, kaşarı, et yemekleri, hamurişleri ve tatlılarıyla zengin bir mutfağa sahip. Kars; Kars’tan ibaret olmayan bir şehir. Ani Harabeleri, Çıldır Gölü ve Sarıkamış Kayak Merkezi’yle Anadolu’nun marka şehirleri arasında yer almaya aday.
Arpaçay boyunca uzanan kadim Ani Harabeleri kar altında bile muazzam ama içinde dolaşırken insan, Kültür Bakanlığı’nın buraya hak ettiği değeri vermediğini düşünüyor.
Çıldır Gölü’nde, atların çektiği kızaklarla donmuş gölün üzerinde gezerken kendinizi, ‘Dr. Jivago’ filminin bir sahnesinde hissetmemeniz mümkün değil. Kars‘a gitmek için daha ne bekliyorsunuz?

Haberin Devamı

ARTIK CITY’S’E DEĞiL ‘MAHALLE’YE GiDECEĞiZ

Haberin Devamı

Türkiye’nin metrekaresi en pahalı lokasyonunda yanlış marka karmasıyla premature doğan alışveriş merkezi City’s, son dönemlerde, ahalisiyle daha yakın ve samimi bir ilişkiye doğru adımlar atmaya başladı.
Çarşının 5. katı yıllarca sanat galerisi adıyla bir kitch abidesi olarak işletilmişti. Neyse ki İstanbul’da İzzet Çapa adında bir ‘çılgın’ var da, bu koskoca alan sonunda bir değer kazandı. İzzet Çapa’nın Arabesque, Beyrouth, Cahide ve Limonata markalarıyla İstanbul’un eğlence ve yeme-içme sektörlerine kattığı değerin son halkası Mahalle...
Çiçekçisinden, kasabına, balıkçısından, biracısına, kahvehaneden, kitapçısına, eczanesine; cidden enerji dolu bir yaşam alanı oluşmuş. Mahalle’nin dikkat çeken dükkanlarından biri de yine Çapa’ya ait ‘Yanar Döner’. Etinin nereden geldiği belli, ekmek ve sos seçenekleriyle ‘kişiselleştirilebilen döner’ satan cool dönerci... “Böyle Mahalle’ye böyle dönerci” diyor, Mahalle’yi yeni uğrak yerlerimin başına alıyorum.

MiNYATÜR AYAKLANIR ATLAR ŞAHLANIR

Haberin Devamı

Bir yandan sanatçılar olmasa hayatın ne kadar sıkıcı olacağını, diğer yandan da sanatçı olmanın ne kadar zor olduğunu düşünürüm. Özellikle insanlığın son 100 yılında sanki her şey düşünülmüş, tasarlanmış gibi gelir bazen. Böyle anlarda ‘yenilikçi‘ işleri görüp, yeniden umutlanır, heyecanlanırım.
Günseli Kato gelenekten yola çıkarak oluşturduğu 2010-2012 dönemi eserlerini Dolmabahçe Galerisi’nde sergiliyor. ‘Minyatür Ayaklanması’ adını verdiği sergide Osmanlı minyatürünü, çoğunu Japonya’dan getirdiği özgün malzemelerle yeniden yorumlamış sanatçı. Değişik renk ve boyutlarda at figürlerinin öne çıktığı sergi minyatüre post-modern ve çağdaş bir yorum getiren bir kültür sentezi.