Oğuz Örnek

Oğuz Örnek

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Portekizliler 15. yüzyılda Rio’yu keşfettiğinde günlerden 1 Ocak’mış. Kaşif nehir üzerinde seyrettiklerini sanıyormuş. Rio de Jenario (rio:nehir, jenerio:ocak ayı) oradan gelir. Yani “Ocak” kısmı “cuk” oturmuştur. Ama okyanusu nehir diye ittirme eylemi 500 yıldır devam etmektedir.
Brezilya’nın 2. büyük şehri. Eğlence cenneti. Karnavalıyla ünlü. Kadınları “Daş gibin”. Anlı-Şanlı “Brezilyalı kalçası” bolluğunun nefes kestiği yer. Erkekleri “Daş ötesi”... “Abdominaller”in (karın kası) sırrı sabahtan akşama aç-bilaç “kumda ayak voleybolu” oynama ürünü. Nüfusu 7.5 milyon. Şehirdeki kadın nüfusu, erkeklerin sekiz katı. Hanımların tek tip plaj kreasyonu vardır; Tanga. El ele tutuşmuş gibi dizili plajlar, marinalar limanlar, 60 metre genişliğinde kordon boyları” süsler denizi. Dik yamaçlı dağlar ile sahil arasınki 4 sıra yüksek binalar şık bir tül perdeyi andırır. Ardı gizemlidir. Dar alanda “kazı-dolgu” paslaşmalarla gerçekleşmiş bu yerleşim, “delgi-askı” ulaşım ile aşılır dik dağlar. Yüksek viyadükler üzerine döşenmiş “uçan yollar mühendislik mucizesidir”. Yeşil doğası büyüler. Özel karizmaya, enerjiye sahiptir Rio. Gidilmeli, görülmeli, aşık olunmalıdır. Dünyaya böyle pazarlanır.
Ben gittim bu hayal kentine. 2006 yılında. Bence; görüp-yaşadıktan sonra insanın güzelliği konusunda tekrar düşünmek zorunda kaldığı bir şehir. Zira buranın sadece mükemmel kumsallar, yuvarlak popolar ve dev İsa heykelinden oluşmadığını kavrıyorsunuz. Birçok gerçekle yüzleşmek zorunda kalıyorsunuz.
Rio’nun denizi birazcık pis. Rengi masmavi olsa da köpüklerle dolu. Ancak plajların Rio icin taşıdığı anlam farklı. Yüzülesi bir deniz olmaktan öte. Buralar hayatın aktığı, Rioluları en iyi tanıyabileceğiniz yerler.
Sınırsız zenginlikle fakirliğin, bir sokakla ayrıldığı bir şehirdir Rio. Süper lüks yüksek binalar, şehir ile halk arasına çekilmiş set gibidir. Fakir semtlerin başlangıcıdır buraların hemen ardı. Bizdeki gecekondunun karşılığı “Favela” larla sarılıdır rüya şehir. Kentin yüzde 60’ını oluşturur favelalar. “Keyfi ve eğlencesi kadar, gasp, hırsızlık, uyuşturucusu ve hatta cinayet” ile anılır buralar. Size “yapmayın” denilen seyleri yapmazsanız, başınıza bir şey gelme ihtimali düşüktür.. Kendi vatandaşı, kendi yoksulu icin, yabancı bir turiste göre cok daha zor ve tehlikeli bir yerdir Rio. Zira Rio’da çeteler cok güçlüdür. Silahları ve organizasyonu ile her zaman polisten daha kuvvetli olduğu söylenir.
2014 Dünya Kupası, 2016 Yaz Olimpiyatları ve 2012 Dünya Gençlik Kongresi’ne ev sahipliği yapacak. Bunların sadece hazırlığı için 1 milyar dolar harcanacak. Ama şu sıralar “Yediğin hurmalar gün gelir tırmalar” ortamı yaşanıyor kentte. Kapsamlı bir güvenlik operasyonu başlatıldı. Av ile avcı karışmış durumda. Operasyona polis, ozel harekat ve asker birlikte katılıyor. Nisan ayındaki çatışmalarda 12 çocuğun öldüğü söyleniyor.
Yarı-kentler ya da “kent-mi?” taklidi yapan şehirlerin kaderidir bu. Yeterli düzeyde sosyal donatıları yoktur. Ancak yasal ve idari statü olarak kent sayılırlar. İzmir, Türkiye’nin en fazla gecekondu ve kaçak yapılaşma olgusu ile karşı karşıya kalan illeri arasında. Merkez kentte toplam konut alanının yaklaşık yüzde 50 si gecekondu ve imar afları sonucu oluşmuş durumda. Yani yapıların yüzde 60’ı kaçak.
Turizm cenneti olmak, plaj, marina, liman, sahile dizili lüks yüksek binalar, “kazı-dolgu” ile gerçekleşmiş yerleşim, “delgi-askı” ulaşım mühendisliği harikaları, “uçan yollar” dan bahsediyoruz.
Dikkat! Rio gerçeği İzmir’i de tırmalamasın...