Osman Şenher

Derbi maçına kadar ben Galatasaray’ın da, Fenerbahçe’nin de puan kaybedeceğini düşünmüyorum. Kabul etmek lazım, iki takımın da kadrosu, diğer takımlara nazaran çok güçlü... Bu iki büyük kulüp de kötü oynar-iyi oynar ama puan zor kaybeder.
Derbi maçının havası ayrı... Kabul ediyorum derbinin favorisi olmaz. Ama şunu unutmamak lazım, Galatasaray iki puan farkıyla o maça çıkarsa beraberlik bile Galatasaray’ı şampiyon yapacak. Ayrıca 50 bin taraftar takımını çok farklı motive ediyor. Şampiyonluk derbi maçına kalırsa, Galatasaray bir adım önde... Oynanmadan derbi maçının fotoğrafını çektiğimiz zaman bu görüntü ortaya çıkıyor. İkinci bir konu ise, Alanyaspor maçının ikinci yarısındaki futbolunu sarı-kırmızılılar oynamaya devam ederse, lig sonuna kadar bütün maçlarını kazanarak şampiyon olur. Ama biliyorsunuz iki takım da çok inişler-çıkışlar yaşıyor.

Alanyaspor, bu Süper Lig’in en atletik takımlarından bir tanesi... Fatih Tekke’nin oynatmak istediği futbola saygı duyuyorum. Oyuncu kalitesi biraz daha yüksek futbolcuları olsa inanın Süper Lig’de çok farklı işler yapar. Ve maçın ilk yarısı, soldan Oğuz’la sağdan Yusuf’la Galatasaray’ın iki bekini oldukça hırpaladılar. Ama dedim ya, futbolcu kalitesi çok farklı bir şey. İlk yarı sallanan Kerem ve Aurier’in yerine Kaan Ayhan ve Ziyech oyuna girince takımın da futbolu tamamen değişti. Maç tek kaleye döndü, Barış Alper yıldızlaştı, Ziyech bir gol attı, çok güzel şeyler yaptı ve sarı- kırmızılılar gerçek hüviyetine büründü. Şöyle düşünmek lazım, bu sezon Galatasaray da Fenerbahçe de kötü futbol da oynasalar, iyi futbol da oynasalar Süper Lig’de onlara çelme takacak bir takım yok. Herhalde bu sezonun finali de Rams Arena’da olacak. Rüyamda görsem, Alanyaspor karşısında Galatasaray’ın bu kadar rahat galip geleceğini düşünmezdim. Sakın dört fark sizi

Öyle bir noktaya geldik ki; iki takımın taraftarı da “yeter artık” diyor. Hep kavga, kötü söz, tehdit, mağdurluk... Hakikaten yetti artık!
Süper Lig’in bitmesine yedi hafta kaldı. Galatasaray ile Fenerbahçe’nin şampiyonluk şansı eşit mi, eşit. Sarı-kırmızılılar bütün maçlarını kazanırsa, mutlu sona ulaşıyor. Aynı şekilde sarı-lacivertli takım da tüm karşılaşmalarını galip tamamlarsa ipi göğüslüyor.
Hata yapmayan takım şampiyon olacak. Bunun kararını kim verecek? Futbolcular... Rica ediyorum artık bundan sonra kavgayı bırakın. Rekabet saha içinde yapılsın.
Tablo ortada... Bütün maçlarını kazanan takım hangisi olursa olsun, hepimiz alkışlayalım. Allah aşkına ağzınızdan çıkacak kelimelere dikkat edin. Şu mübarek Ramazan Bayramı’nda bile aileler arasında konuşulan konu bu.
Federasyon yeni bir karar verdi, seçime gidiyor. Mehmet Büyükekşi başkanlığı bırakıyor. Bunu açıklamasına rağmen daha hala, ‘Yok efendim bir daha aday olacak, başkan bir yere gitmez’ gibi tartışmalar yapılıyor. Ne olur biraz frene basın. Artık bu

Türk insanı artık futboldan keyif almamaya başladı. Gerginlik, stres, hakaret, tehdit nereye kadar gidecek? Türkiye’nin yarısı Galatasaraylı ve Fenerbahçeli. Bütün korkum; yarın bu insanlar sokaklara dökülürse bunun sorumluluğunu kim yüklenecek?
Federasyonu konuşmuyorum bile. Dünyanın her tarafında her ülkenin koyduğu kurallar vardır. Bütün takımlar da o kurallara uymak mecburiyetindedir. Bizde ne oluyor? Sağa esnet sola esnet, kuralları uygulama ve sonunda geldiğimiz nokta ortada.
Süper Kupa’yı sezon başında oynat bitsin! Bu tartışmalar da olmasın. Efendim, kulüplerin Avrupa ön eleme maçları olduğu için sezon başı oynamak istememişler. Sen federasyon olarak ‘hayır’ de, kulüplerin talebini kabul etme, maçı düzenle, bu kavgalar da olmasın.
Galatasaray, Fenerbahçe ve onların taraftarları Suudi Arabistan’a gittiler, orada oynatamadın. Bir de üstelik adamlardan para aldınız. Orada sorunlar yaşandı evet ama yaşanmaması için ne yapmak gerekir? Federasyon alır kulüp başkanlarını veya yöneticileri karşısına, ne şartlarda

Şampiyonluğa oynayan takımlar, rakipleri karşısındaki 90 dakikalarda iki farklı öne geçemediği müddetçe sıkıntı yaşarlar. Dün gece Hatayspor karşısında bunu gördük. Volkan Demirel, düşme hattından kurtulmak için kesinlikle rakip Galatasaray da olsa 11 futbolcusuyla birden defans yapmıyor.
Halil, Bashiru, Strandberg ve Rivas ile devamlı karşı kaleye baskı yaptılar, gol pozisyonu da buldular. Ev sahibi takım maçın başında Icardi ile bir gol buldu. Aynı Icardi daha net bir pozisyonda ikinciyi atamadı. O pozisyonu golle sonuçlandırabilseydi, maçın gidişatı değişebilirdi. O gol olmayınca da, Hatayspor en azından bir gol atıp maçı berabere bitirmek için çok baskı yaptı.
Zaha ve Ziyech çok iyi futbolcular ama bu yetiyor mu, hayır yetmiyor. Tempoları, fizik güçleri eksik olunca orta sahaya veya beklerine kesinlikle yardım etmiyorlar. Bu yüzden de sarı-kırmızılı takım orta sahada rakibine üstünlük sağlayamıyor ve açıklar veriyor. Evet dün gece Hatay gol atamadı ama bundan sonraki maçlarda Okan hocanın çok dikkatli olması lazım.
Mauro

En büyük zevkimiz futbol maçlarıydı. Ülke ne kadar sıkıntılı da olsa hafta sonu oynanan maçlar insanlara keyif verir ve oyalardı. Şimdi geldiğimiz noktaya ve yaşadıklarımıza bakın.
Öyle bir noktaya gelindi ki, MHK’nin hakem konuşmaları yurt dışına gönderiliyor, orada montaj yapılıp tekrar Türkiye’ye gönderiliyor. Evet, Galatasaray-Antalya maçı için konuşuyorum.
Ortalık birbirine giriyor. Mağduru oynayanlar mı ararsınız, sarı-kırmızılıları kötüleyenler mi? Daha sonra federasyon bunun altından kalkamayacağını anlıyor ve o maç için orijinal görüntüleri yayınlıyor. Arkasına da Fenerbahçe-Kasımpaşa maçını ekleyip insanların neyin doğru olduğuna karar vermesini sağlıyor.
Burada amaç ne olabilir? Cımbızla Galatasaray maçındaki hakem konuşmalarını montaj yap, insanları ayağa kaldır; herkesi birbirine kırdır, insanların artık uyanması lazım. Bunların kim olduklarını bilmiyorum ama spor üzerinden ülkemizi karıştırmak isteyenler var bu kesin. Bu oyunlara gelmemek lazım. İkinci konu ise o konuşmaları yurt dışına çalıp gönderen

Futbol o kadar güzel bir oyun ki bütün dünyada milyarlarca insanın ilgi odağı... Herkes bunun tadını çıkarıyor. Biz ise kirletmek için, insanları birbirine düşürmek için elimizden geleni yapıyoruz. Taraftarı hiç kimse suçlamasın. Bu işi düzeltmek isteseler, yöneticilere çok büyük iş düşüyor. Fanatizm buradan kaynaklanıyor zaten.
Takım ayırmıyorum; yöneticiler konuştuklarına, ağızlarından çıkan laflara biraz dikkat etseler, futbolcularına ‘kardeşim oyununuza bakın, penaltı almak için, faul almak için kendinizi yere atıp kırk takla atmayı size yasaklıyorum’ deseler bunun önüne geçilir. Ayrıca hakemlerimiz korkaksa, yüreği yoksa bu işi yapmayacak, yaparsa da sahadaki kavgayı körüklemiş olur.
Halil Umut Meler’in başından büyük bir felaket geçti. Adam grogi durumda, bu belli. MHK nasıl böyle büyük bir maça Meler’i tayin eder? Başka hakem tayin edilseydi, yine değişen bir şey olacağını düşünmüyorum. Ama bağıra bağıra gelen sıkıntılı bir durum var.

Kasımpaşa, Süper Lig’in en zor deplasmanı... Kalecisinden santrforuna kadar gerçekten performansları, top teknikleri, ikili mücadeleleri harika bir takım. Golcü Da Costa mükemmel ötesi bir futbolcu ve dün Galatasaray’ın orta sahası ile defansını epey hırpaladı. 
Evet lacivert-beyazlılar da maçı kazanabilirdi. Okan Buruk’un son andaki Tete ve Vinicius hamleleri, rakip de 10 kişi kalınca galibiyeti getirdi.
Önce şunu söyleyelim; sarı-kırmızılılar sezonun en çok pas hatasını yaptığı maçı oynadı. Bir hafta önce, Kerem Demirbay ve Torreira’ya büyük övgüler söyledik. Kasımpaşa karşısında ise bilhassa Demirbay’ın bir tek pası yerini bulmadı. Kaptırdığı toplar da Muslera’nın koruduğu kalede tehlike yarattı. 
Sağ bekte Kaan Ayhan çok ağır kaldı. Bilhassa rakip ataklarda etkisizdi. Sol bekte Köhn, hücuma fazla çıkamadı, defansif olarak da oldukça yıprandı. Kerem Aktürkoğlu iyi niyetle mücadele etmesine rağmen, takımına hiç bir katkısı yok. Barış Alper gibi tempolu bir isim bile Yasin ve Porozo ikilisinden