İzmir’in kabus geceleri

22 Mayıs 2012

Gündüz güzelliğine doyamadığım bu şehir, bilhassa son 15 yıldır, geceleri korku filmlerine sahne oluyor.
Şehrin sembolü olan saat kulesinin parçalarını bile çaldılar.
Hem de birçok kamera varken...
Gece saat 22.00’den sonra değil, arka sokaklar, Kordon bile inanılmaz bir tehlike altında...
“Aç insan fırın yıkarmış” der büyüklerimiz...
Acaba İzmir’de açlık ve issizlik çok mu çoğaldı?
Yolda yürüyorsunuz, yanınıza elleri bıçaklı iki kişi yanaşıyor.

Yazının Devamı

Ah... Hayat!

15 Mayıs 2012

Hepimizin istediği şeydir. Başarılı olmak, zaferler kazanmak ya da “hep kazanan” olmak!...
Peki, biz hiç kendimize doğruları söyledik mi acaba? İnsan evladı genel olarak kendisini pek eleştirmez. Kendini genelde haklı görür. Buda kendisini tam olarak tanımasına, aslında engel olur.
Kazanmak kolay mı?
Ben eğitimsiz olayım, kaybetmenin tadını istemeyeyim, “tecrübeyle tanışmam” diyeyim ve “kazanmak hakkım” diyerek bağırayım. Eh be insan evladı...
Hayat bunu yer mi hiç? Şöyle bir süzer seni...
“Bana ne sunuyorsun da kazanmak istiyorsun” der sertçe!
Küstahça “Sen ne yaptın ki benden başarı, şan, şeref istiyorsun. Nelere katlandın, neler öğrendin?... Ne meziyetlerin var? Varsa onları geliştirdin mi ki kazanmak istiyorsun?” deyiverir...

Yazının Devamı

Yer gök baz!

8 Mayıs 2012

Son birbuçuk yıldır kafama bu baz istasyonlarının zararı var mı yok mu sorusu takıldı. Biraz araştırma yaptım, GSM yetkilileriyle de görüştüm; “Bunun hiçbir zararı yoktur” dediler.
Oysa zararı çok fazla diye yazılıyor.
Eskileri geçtim, üçüncü nesil (3G) baz istasyonları hızla kurulmakta ve artmakta.
Çatıların vazgeçilmez aksesuvarı olan baz istasyonları, az bir paraya büyük tehlike oluşturuyormuş. Daha önce baz istasyonunda görevli eski bir çalışan, insanları uyarıyor.
Metrekareye 300 dalga yaydığını iddia ediyor.
Az bir paraya bunları çatınıza sokmayın, bunun zararı yoktur gibi laflara da inanmayın diyor.
Bu beyanını 2011 yılında vermiş.

Yazının Devamı

Arızalı hayatlar!

1 Mayıs 2012

Ben 78 kuşağındanım. Görüyorum ki şimdi Türkiye ve dünyada oynanan oyunlar aynı...
O araya sıkıştırılmış çevre kalıplarının ve korkunun pompalandığı anarşinin gerek 68 gerek 78 gerekse 88 yıllarına geldiği kayıp kuşaklardanız.
Birçoğumuz bu sistemlerden dolayı hayallerini mezarlara gömüp gölgede yaşamayı seçtirilmemiz gibi bir şeyler tekrarlanıyor. bence...
Bizlerin hayallerini birileri çalmıştı. Ve çalmaya devam edildi.
Eğer garip bir cesaretiniz var ise sistem içinde, sisteme çaktırmadan karşı gelip medeniyet adına çabalıyorsanız, bence iyi yapıyorsunuz.
Bu sistemde pompalanan korku duygusu yüzünden, ehil eller her kademede bir türlü hak ettikleri makamlara gelemediler.
* * *

Yazının Devamı

Kahramanlar yalnızdır liderler ise ilginç!

17 Nisan 2012

Hayatın zalimliklerine, haksızlık ve ucuzluklarına karşı dürüst, adil ve şefkatli kalabilmek kahramanlıktır.
Bunu yapabilenlerimiz; kendi hayatlarımızın ve çevremizin kahramanlarıyızdır aslında...
Tüm kahramanlar yalnızdır.
Buna hem gerçek, hem sanal dünya kahramanları dahildir.
Örneğin Red Kit...
Sanal dünyanın serinkanlı, cesur ve zeki olarak öne çıkan Red Kit, son karede daima yalnızdır.
Tek dostu konuşmalarını yalnızca kendisinin duyduğu atı düldül’dür.

Yazının Devamı

Her şeyi bilenler!

10 Nisan 2012

Masamızda birçok insan var. Yemekli bir toplantı...
Herkes özenle giyinmiş. Adap, usul yerinde görünüyor.
Kibar ve nazik tavırlar görüyorum.
Dikkatle baktığımda yüzlerine maske takanlar (!) gözümden kaçmıyor.
Bazıları ki sayıları az, gerçekten medeni, bilgili, doğal ve nazikler. öne fırlama gibi bir arzuları yok.
Ama bazıları var ki gecenin başrollerini kapmaya çalışıyorlar.
Egolar şişkin!

Yazının Devamı

Her şeye biz izin verdik

3 Nisan 2012

Bugün sizlerle sohbetim korku, kibir, karakter üzerine...
Para, her şeyin üzerini örter mi?
Aslında örtmez!
Örtermiş gibi görünse de herkes içinden bilir gerçeği...
O kof kibir, bizleri aslında nasıl rezil durumlara düşürür!
Mühim insanı oynamaya kalkışmak, başöğretmen gibi davranmak, iğrenç yargılarla karşımızdakini ezmek...
Ve kendimizden kaçmak!

Yazının Devamı

Arka sokaklarda neler oluyor?

27 Mart 2012


İlk yazımda İzmir’i huysuz ve tatlı bir kadına benzetmiştim ya...
Şimdi, o güzel ve huysuz kadını zaman zaman nasıl ağlatıklarının, nasıl üzdüklerinin birazını dile getireceğim. Hem de en gözüme batanlarını...
En büyük üçüncü şehir olarak geçiyoruz ama ekonomide Bursa ve Denizli, bizden daha önde.
Eskişehir bizden daha iyi yapılanmaya devam ederken, İzmir’de büyük yatırımlar pek göremiyorum.
Ayrıca zaman içinde yollar daraltılmış, trafikte dönüşlerin uzunluğu insanları daraltmaya, hatta boğazlamaya devam ediyor.
* * *

Yazının Devamı