Özge Ökten

Özge Ökten

-

Tüm Yazıları

Hint mitolojisinde anlatılana göre, Tanrı toprağın hafifliğini, ceylanın bakışını, sisin gözyaşını aldı. Rüzgarın kararsızlığını, tavşanın ürkekliğini buna ekledi. Üzerine kıymetli taşların sertliğini, balın tadını, kaplanın yırtıcılığını, ateşin yakıcılığını, kışın soğuğunu, kumrunun sevgisini kattı. Tüm bunları karıştırdı, eritti ve kadın yaptı.
Masalsı ve yüzlerde tatlı bir tebessüm oluşturan bu tanımı okuyan her kadın, eminim kendini ayrıcalıklı hissedecektir. Ancak hiçbir şey masallardaki gibi değil. Kadının yükü hep daha ağır ve işi hep daha çok.
Dünyanın daha güzel ve daha yaşanabilir bir yer olmasında, hayatın her bakımdan kolaylaşmasında, kadınların çabası ve emeği asla yadsınamaz. Ama sadece doğurganlık özelliğiyle kutsanmış olması bile kadını farklı kılan başlı başına bir nedenken, günümüzde ona verilen değer ortada.

Haberin Devamı

Her gün bir haber
Bu konuda kurulabilecek binlerce cümle var ama her gün, neredeyse her gazetenin üçüncü sayfasına düşen bir kadın cinayeti haberi tüm sözcükleri anlamsız kılıyor. Tecavüz, kaçırılma, şiddet derken kadına dair tüm güzelliklerin üzeri örtülüyor. Toplumumuzda kadın, günden güne tabu haline gelse de iyi ki tiyatro var; söylenemeyenleri söylüyor, gösterilemeyenleri gösteriyor.
İşte, Arda Alpkıray’ın yazıp yönettiği ve koreografisini yaptığı, bir beden tiyatrosu olarak hayata geçen ‘3 Kadın Bin Turna’ da kadına şiddeti konu alan bir oyun. Kadınların acılarını, yalnızlıklarını ve çaresizliklerini 55 dakika gibi kısa bir sürede anlatıyor ama sonrasında uzun uzun düşünmeye, derin bir sorguya bırakıyor izleyeni. Ayça Bildik, İrem Erkaya ve Yeşim Egemen Özaydın’ın başarılı performansları da özellikle görülmeye değer...
Kadınlar artık susmasın, susturulmasın, susmak zorunda kalmasın umuduyla perdelerini açan ‘3 Kadın Bin Turna’, Eraslan Sağlam tarafından kurulan Tiyatro Tatavla’nın ikinci projesi. Amaç, buruşturulup bir kenara atılmış kağıt parçaları gibi, düştükleri an unutulan kadınların hayatlarına dikkat çekmek. Ve seslerinin tüm kadınların ortak sesine dönüşmesi en büyük dilekleri. Yolları açık olsun!

Haberin Devamı

BİR TİYATRONUN ‘UYANIŞ’I

Hayatın içindeki tüm kaynaklardan yola çıkarak tiyatro yapmak ve farklı teknikler kullanarak sanatsal, kültürel etkileşim sağlamak amacıyla kurulan Oyun Bandı, özellikle yerli ve iyi olana açık bir tiyatro anlayışını benimsiyor. “Öncelik, içimizden yetişene ve bizden olana” düşüncesiyle yola çıkan, İstanbul’un çiçeği burnunda tiyatrosu Oyun Bandı, ilhamını gösteri sanatlarının besleyici gücünden alıyor.
Oyun Bandı’nın ilk yapımı olan ve Yakup Almelek’in yazdığı ‘Uyanış’, ilk olarak 2010 yılında Amerikalı tiyatro yönetmeni Annie Ward’un rejisiyle Broadway’in ‘Theatre Three’ tiyatrosunda sergilendi.
‘Uyanış’ı, birçok başarılı tiyatro projesinde imzası bulunan Saydam Yeniay yönetiyor. Proje tasarımını ve sanat yönetmenliğini aynı zamanda ‘Oyun Bandı’nın kurucusu olan Yağmur Yağmur üstleniyor. Mapping ve özel ışık teknikleriyle yüksek görsellik atmosferi yaratılan oyunda, dekor tasarımı Şirin Dağtekin Yenen, ışık tasarımı Murat Özdemir, kostüm tasarımı Dilek Kaplan, müziklerse Orhan Enes Kuzu imzasını taşıyor.
‘Uyanış’, İstanbul’u yaşamak ve hayata başka yerlerden bakmak için, 21 - 22 Şubat’ta Profilo Kültür Merkezi, 27 Şubat’ta Kadiköy Duru Tiyatro’da izlenebilir.