Özgür Şef

Özgür Şef

ozgur@ozgursef.com

Tüm Yazıları

Kebapçıların masayı otla doldurup, sonunda ne olduğu belirsiz bir etle yaptıkları 100 gramlık kebapla insanları kandırma dönemi kapanacak

Dünyada bir çok şeyin değiştiği gibi yemek sektörü de değişiyor; bu durum bizde de farklı değil. Değişime ayak uyduramayan işletmeler,işletmeciler ve şefler bir bir yok olmaya başladı. Hatta sektör haline gelmiş kebap bile bugün kan kaybediyor. Müşteri uyanıyor, artık insanlar ne istediğini biliyor. Kebap dedik; o zaman bakalım kebapçılar ne yapıyor?
Lokantaya aç gidiyorsunuz ve hemen yemek istiyorsunuz, masaya sizden önce gelip oturan tulum peyniri ve tereyağı var, onlara eşlik eden lavaşı da unutmayalım.
Hemen yumuluyorsunuz, derken nefis patlıcan salatası ve onlara eşlik eden birkaç yoğurtlu meze, sonra içli köfte gelir. Ardından “Oh be” dersiniz, “Sonunda bir gram et girdi mideme.”
Ama hevesiniz kursağınızda kalır, çünkü artık doymuşsunuzdur, sonunda 100 gramlık bir kebap gelir, onu da yerseniz içindeki kuyruk yağı sizi sabaha kadar uyutmaz.
Kebap yemeye, et yemeye gittiniz ama topu topu 100 gram et yemediniz. Hesabı da sanki 2 kilo et yemiş gibi ödediniz. Olsun sonunda karnınız doydu.

Müşteri bilinçlendi
İşte bu düzen artık bitti. Kebapçıların masayı otla doldurup, sonunda ne olduğu belirsiz bir etle yaptıkları 100 gramlık kebapla insanları kandırma dönemi artık kapandı.
Şimdi insanlar et yiyecekse et istiyor; bilinçlendi müşteri.

Önce işletmeler, sonra şefler kendine gelmeli, aldatmacaya değil aldıkları paranın karşılığı için çalışırlarsa herkes mutlu huzurlu olur. Yok böyle devam eder diye düşünürlerse bu iş artık sona geldi demektir.

Sadece kebapta mı var bu sorun? Hayır tabii ki. Aynı durum balık lokantaları için de geçerli. Çoğu zaman balıkçıya gidip balık yemeden çıktığınız olur. O zaman neden buraların adı balıkçı? Yapılan hep aynı şey, aynı yemek, aynı fiyat, aynı garsonlar, millet bıktı artık. Farklı olmak gerek, farklılık arıyor insanlar.

Et yemeye gidildiyse başlagıçtan finale kadar herkesin gözü ve midesi ete doymalı. Ya da balık yemeye gidildiyse, en taze balık, en naturel kıvamıyla servis edilmeli. Yeni pişirme teknikleriyle mutfağa farklılık getirmeli. Yoksa işimiz zor.