Parti Ajanı

Parti Ajanı

parti@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

HOSTESLERiN TÜRK TOTO OYUNU




İspanya uçuşunda belki de ilk kez dergiye, kitaba gömülmek yerinde gözler fıldır fıldır, uçakta olan biteni ajanladım. Dört saatlik bir uçuştan sit-com’luk notlar

Yurt dışı uçuşlarında sizi kapıda “Aman da hoş geldiniz”lerle ağırlayan hostların, hosteslerin gözünün içine dikkatlice bakın. O gülümsemeler, hoş geldiniz filan yalan. Asıl dertleri, ‘kim yabancı/kim Türk?’ totosunu kazanmak. Uçuş boyunca servis, hizmet tıkır tıkır gitse de iş iletişime geçince bir nevi türbülansa girip, 'Lost in Translation' durumu yaşanıyor. Hostes sürekli içinden “Türk mü değil mi, Türk mü değil mi?” diye sayıklarken şansını deniyor. Yarı yarıya şansı varken, tutturamayıp yabancı birine “İçecek ne alırdınız?” derken bize “Sir” ile başlayan cümleler kurabiliyor. Uzun bir süre hostesleri bozmamak uğruna İngilizce sorularına kibarca yine İngilizce cevap vermişliğim var. Sırf, ayıp olmasın, “Tüh yine tutturamadık” diye kahrolmasınlar diye. Baktım, her yanımdan geçişinde yine İngilizce konuşmam gerekecek ve önümüzde uzun bir yol var, ondan da cayıyorum. Çözümü, hosteslerden hızlı davranıp, Türkçe bir sözle diyaloğu açmakta buldum!

Haberin Devamı

‘Yan koltuk’ hikayeleri
Şehirlerarası otobüs yolculuklarında yan koltuk ne kadar konuşmaya hevesliyse, uçakta da o kadar cool bir hava vardır. Son ‘yan koltuk’ maceram 'cool’luk statüsünden çıkıyor, küstahlığa dayanıyor. Şöyle ki: Her şey aramızdaki boş koltuğu ortak paylaşım alanı olarak ilan etmemizle başladı diyebilirim. O çantasını koydu, ben gazeteleri, o su şişesini koydu, ben dergileri, sonra ben farklı boyutlardaki not defterlerimi, sonra yine ‘ben’ çantaya sıkıştırdığım yolluk çikolataları. Tam son hamle olarak laptop’u çıkarmıştım ki “Eee ben daraldım ama” dedi. Üzerime alınmamış, “Uçak tuttu filan herhalde” diye üzülürken, üç dakika geçmeden, dayanamadı en teyze/hala ses tonuyla yapıştırdı lafı: “Ne dağınıksın”. Sonunda ‘ız’ takısı bile olmadan, takınabildiği en ekşi surat ifadesiyle. Üstelik kırk yılın başı uçağa kumaş/spor pantolon üstüne blazer ceket, kendimce en ‘jilet’ halimle binmişken.

Haberin Devamı

Merak kutusu: Pilot anonsu, uçuşun favorilerimden. Kimisi ‘Gelmeyeyim oraya’ ses tonundan kimisi ‘evlere şenlik’ bir halde konuşuyor. Uçuş bilgilendirme anonsunu coğrafya dersine dönüştürüp lafı uzattıkça uzatanı, 15 dakika elinden mikrofonu düşürmeyeni de bilirim. Son THY uçuşunda aklıma takıldı. THY pilotları bilerek mi mikrofon gırtlağa yapışmış, yataktan yeni kalkmış gibi konuşuyor? Mesela, Pegasus’ta durum gayet farklı. Pilotlar net, şen, cıvıl cıvıl bir sesle konuşuyor. THY pilotları mı daha seksi bir sese sahip, yoksa olay tamamen imaj mı?


ORİJİNAL KİTAPTAN ORİJİNAL İSTANBUL
İspanya yolcuğu sırasında yeni keşif, Shop&Miles’ın rehber kitabı 'The Original Book' elden düşmüyor. Barcelona ve Amsterdam’ı hatmetmişken hemen İstanbul sayfalarını açıyorum. Dışarıdan bir göz İstanbul’u okusa, kitabın gölgesinde İstanbul’u gezse nasıl bir şehirle karşılaşır? Lucca, Kantin, Münferit gibi cool yerler hakkında albenili, methiyeler dizilmiş. Yanında ‘Tünel-Galata’ hattının kısa ve şık bir özeti çıkarılmış. Sanatsal tarafını İstanbul Modern önerisi dolduruyor. ‘Martı-vapur-simit’ ritüeline de dokunmuş olmaları sıcaklık katmış. Şehrin popüler figürleri kontenjanından Orhan Pamuk var. Pamuk, kuşkusuz önemli bir figür fakat, İstanbul’u keşfe gelen yabancı birinin bilmesi gereken ilk isim mi? Emin değilim. Söz konusu İstanbul ise oyum Ara Güler’e.