Prof. Dr. Erol Ulusoy

Prof. Dr. Erol Ulusoy

erolulusoy@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir ülkenin ekonomik kalkınması için, yatırımcı ruhuna ve güdüsüne sahip girişimci, iyi bir eğitim sisteminin çıktısı olan yetişmiş ve eğitimli işgücü, bilimsel ve teknolojik yaratıcılık ve üretkenlik, nihayetinde de sermaye birikimi gerekir. Ama çok önemli bir başka unsur daha vardır ki o da “adalet”tir. İhsan Amca ile sohbet ederken sözümü kesti:

“Eğitim ve kalifiye işgücü kıtlığına, bilim ve teknoloji eksikliğine rağmen, nasıl oluyor da bilhassa petrol zengini ülkeler ekonomik refah içinde yaşıyor?”

Haberin Devamı

İhsan Amca, onlar katma değeri yüksek bir ürün üretmez, var olan doğal kaynaklarını pazarlayarak gelir elde ederler. Yerin altındaki petrol mutlaka bir gün bitecektir. Ya da teknolojik ve bilimsel gelişmeler petrole bağımlılığı gittikçe azaltacaktır. O zaman petrol, para etmeyecektir!

Her türlü kalkınma ve gelişmenin olmazsa olmaz bir koşulu daha vardır ki insanlara güven duygusu verir: Adalet! Adaletin olmadığı yerde kalkınmanın hiçbir türü gerçekleşmez. İhsan Amca duramadı, yine söze girdi: “Adalet yoksa bilim de yoktur, sanat da yoktur, ekonomik kalkınma da yoktur!”

Adım adım hukuk reformu

Türkiye’de, adım adım hukuk reformu yapılıyor, her şey adaletin herkesi tatmin edecek düzeyde, daha hızlı gerçekleşmesi için. Arabuluculuk sistemi, istinaf mahkemelerinin kurulması, Türk Ticaret Kanunu, Türk Borçlar Kanunu gibi temel kanunların değişmesi, tüketici haklarının güçlendirilmesi için yeni düzenlemeler ve hakların getirilmesi adım adım hukuk reformunun bölümleri.

Buna elektronik tebligatı da ekleyebiliriz. Tebligatlar elektronik olarak internet ortamında yapılacağından, davayı sürüncemede bırakma gibi eylemler bitecek. Davaların türü ve niteliğine göre “yargıda hedef süre” uygulaması da önemli bir yargı reformu. Artık dava açıldı mı, bu davanın duruşma ortalama süresi, bilirkişi süresi, talimat dosyalarının ortalama yerine getirilme süreleri UYAP’ta yer alacak. Dava açacak bir kimse, davasının ortalama ne kadar sürede sonuçlanacağını önceden tahmin edebilecek. Mahkeme ve Cumhuriyet Başsavcılıklarının etkinliği ve verimliliği artacak, soruşturmaya başlandığında veya dava açıldığında taraflar yargılamanın ne zaman tamamlanacağını bilecekler.

Haberin Devamı

Hukuk yaşayan bir bilimdir İhsan Amca, günün ihtiyaçlarına, değişen bireysel ve toplumsal koşullara, bilhassa bilimsel ve teknolojik gelişmelere göre kendisini yeniler ve değişir.

Nöbetçi noter uygulaması

Türkiye’de de yargı reformu hiç durmuyor. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül bu konuda çok aktif. Mesela nöbetçi doktor, eczana gibi, “nöbetçi noter” uygulaması gelecek. Artık, pazar günleri kurulan araba pazarından doğrudan notere gidebileceksiniz. Miras paylaşımı yapan çocuklar, pazartesi gününü beklemeden nöbetçi notere gidebilecekler.

Hâkim ve savcı yardımcısı gibi bir meslek de düşünülüyor. Hâkim ve savcı yardımcıları daha çok yazışma ve esasla ilgili olmayan kararları vermekle yetkili ve görevli olacak. Hâkim ve savcılar da iş yükleri azalacağından yargılama ve soruşturma faaliyetleriyle ilgilenecekler.

Mesleğe giriş için sınav

Haberin Devamı

İhsan Amca haklı olarak soruyor: “Ortanca ablamın kızı hukuk fakültesini bitirdi ve bir yıllık stajdan sonra hemen avukat ruhsatı alıp davalara girmeye başladı. Ama başka hukukçular mesleğe kabul için sınav oluyor diye biliyorum” dedi! Doğru. Yargı reformuyla, vatandaşın kaliteli ve yüksek düzeyde hukuk hizmeti alabilmesi için, avukatlık mesleğine giriş için de sınav şartı getirilecek. Hâkimlik, savcılık, arabuluculuk gibi hukuk mesleklerine giriş sınavla, ama avukatlık için sadece hukuk fakültesi diploması ve bir yıllık avukatlık stajı yeterli. Bunun mutlaka değişmesi, avukatlar, hâkimler ve akademisyenlerden oluşan bir sınav komisyonu önünde başarılı olamayan hukuk mezunların başka mesleklere yönelmeleri sağlanmalı.

Yargı reformu ve ekonomi

Haydi hukukçular sınava

Bütün hukukçuların ortak ve aynı sınava girerek, “hukukçu” olduklarını ispatlamaları gerekir. Sonrasında da yönelecekleri hukukçu mesleğine özel, hâkimlik, savcılık, avukatlık, noterlik, arabuluculuk gibi, ayrı sınav ve mesleğe kabul koşullarına tabi tutulabilirler. Avukat, savcı, hâkim, noter, arabulucu arasında bilgi düzeyi bakımından bir fark yoktur, ya da olmamalıdır İhsan Amca. Fark sadece mesleklerinin özelliğinde, kullandıkları yetkide, adalet sisteminde üstlendikleri rolün başka olmasındadır. Yoksa, bilgi düzeyleri aynıdır. Herkes aynı hukuk fakültesini bitirmektedir, aynı derslerden sınava girip başarılı olmaktadırlar. Mesleğe başlayınca dahi bu durum değişmemelidir.

Adı ‘Devlet Sınavı’

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün vurguladığı en önemli yargı reformu, bütün hukukçuların mesleğe giriş sınavına girmesi. Yani İhsan Amca, hukuk fakültesi mezunlarının önce “hukukçu” olduklarını kanıtlayacakları ortak bir sınavı başardıktan sonra diledikleri hukuk mesleğine yönelmeleri mümkün olacak. Getirilecek “hukukçuluk sınavı”na da, “Devlet Sınavı” adı verilmiş, hadi hayırlısı!

Hakimler bilgi yarışmasına katılabilir mi?

Yargı etiği, 2017 yılından beri Yargıtay’ın üzerinde titizlikle uğraştığı bir konu. Epey de yol aldı. Hatta ulusal düzeyden uluslararası düzeye taşıdı ve 2018 yılında birçok ülkeden katılan yüksek yargıçlar tarafından kabul edilen, “Yargıda Şeffaflığa İlişkin İstanbul Bildirgesi” kabul edildi.

Yine Yargıtay’ın inisiyatifiyle, hukuk fakültelerinde “yargı etiği” derslerinin zorunlu ders olarak okutulması tavsiye kararı alındı. Dün Ankara’da bununla ilgili Yargıtay’ın organize ettiği, benim de katıldığım çalıştay yapıldı.

Yargı reformu ve ekonomi

Etik ilkelere uygun değil

Yargıtay bu konuda çok hassas. Bir hâkimin, kazanana para ödülü verilen bir televizyon yarışmasına katılmanın etik olup olmayacağı sorusunu şöyle cevaplamış: “Para ödülü” yüksek maddi değer taşımayan sembolik veya hatıra kabilinden bir şey olarak nitelendirilemez. Bu nedenle hâkimin, para ödüllü bir yarışma programına katılması Yargıtay Etik İlkeleri’ne uygun değildir. Hâkimlik, normal bir vatandaşa göre külfet olarak nitelendirilebilecek kişisel sınırlamaları kabullenmeyi ve bunlara isteyerek uymayı gerektirmektedir.

Yılbaşı hediyesi alırsa

Yine Yargıtay, bir kamu iktisadi teşebbüsünün Yargıtay hâkimleri ve personeline yılbaşı eşantiyonu dağıtmasını da, eşantiyonu dağıtanın devlet kurumu olmasına rağmen, etik kurallara aykırı bulmuştur. Adalet alanında güzel şeyler oluyor, Türk yargısına güven duygunu güçlendirebilirsiniz.