BEYOĞLU’NUN YÜKSELEN DEĞERİ DEMİRÖREN İSTİKLAL - 2
Geçtiğimiz haftaki yazımda, bana ayrılan yer çerçevesinde sizlere Beyoğlu’nun yükselen değeri Demirören İstiklal’deki komplekslerden ve yiyecek-içecek ünitelerinden bahsetmiştim. Bugün ise çok enteresan bir yer olduğunu düşündüğüm Pami Sahaf’ı tanıtmaya çalışacağım.
Son birkaç yıldır kitap okuma oranındaki artış göze çarpıyor. Aslından burası mekan olarak önceden bir balık lokantası şeklinde planlanmış. Mermerden tezgahları ve mutfak bölümü de var.
En hoşu ise saray hamamlarında olduğu gibi Afyon mermerinden yapılmış bir locanın olması. Burası şu anda kitap okuma odası durumunda; çayı, kahvesi ve en önemlisi de sohbet etmek isteyen dostlarla... Ayrıca hafta sonları imza günleri, kitap eleştirileri ve müzayedelere de ev sahipliği
Binlerce kitabın arasında dolaşırken, eski filmlerin afişleri de karşınıza çıkıyor. Mesela Kemal Sunal’ın ‘Zübük’ü, Tarık Akan’ın ‘Kan’ı veya Tanju Gürsu, Neriman Köksal ve Türkan Şoray’ın oynadıkları ‘Lekeli Kadın’ın afişlerini görebilirsiniz. Tam karşısında bulunan balık mostra rafının üzerinde ise, 1900’lü yıllardan kalma elektronik aletler sizi karşılıyor. Bunlar arasında 1936’da ‘Yavuz” ismiyle donanmaya katılan ve kısa zamanda tüm yurtta ün salıp, her gencin kalbinde taht kuran muharebe kruvazörünün lombozunu görebilirsiniz. Söküldükten sonra başarılı koleksiyoncu Tolga Gürocak tarafından Demirören İstiklal’e getirilmiş.
Dikkatimi çeken bir diğer husus da karşı taraftaki Work Station’da öğrencilerin araştırma yapmak, bilmedikleri bir konuyu öğrenmek için burayı referans yeri olarak kullanıyor olmaları. Hâsılı Demirören İstiklal’in dördüncü katının büyük bir kısmı etüt salonu gibi, kültür merkezine benziyor diyebiliriz. Yalnız kitap ve afiş değil, hayatımın büyük bir kısmında koleksiyonerliğini yaptığım eski haritalar da raflarda yerini almış. Ayrıca tarih kokan objeler de var; kimbilir ne önemli yazılar yazmış daktilolar, gaz lambaları, pikaplar, radyolar, sahra telefonları ve antika ses kayıt cihazları…
Bon Fırın ve tavuk lezzetleri
Bir diğer bölüm ise Bon Tavuk; burası da gayet şirin bir restoran. En ünlü tabağı ise yüzlerce yıl önce Portekiz’den Japonya’ya gelmiş tuz ve karbonatla yapılan bir kızartma şekli olan tempura piliç parçaları ve çeşitli soslarla servis edilen piliç çevirme. Bu katın diğer bir buluşma noktası ise Bon Fırın. Burası aynı zamanda Work Station’a da destek ünitesi gibi çalışıyor. Bu kısımdan yiyecek ve içeceklerini alanlar doğruca bilgisayarlarının başına geçiyor. Bu ünitenin en büyük özelliği fırından sıcak sıcak çıkan peynirli, zeytinli ev yapımı poğaçalar diyebilirim. Ayrıca hem sade hem de çikolatalı kruvasanlar, Paris’teki kafeleri aratmıyor. Börekler neredeyse her saat çıkıyor ve hemen bitiyor. Tavsiyem, sebzeli böreği tatmanız. Şekerli bir tat denemek istiyorum, derseniz; kurabiye grubunda elmalıyı, pasta grubunda mozaik pastayı, brownie ve tiramisuyu tavsiye ederim.
Aslında tüm komplekste son derece başarılı bir birliktelik kurulmuş. Her ünite adeta birbirini tamamlıyor. Üçüncü kat ise fast food’a ayrılmış durumda. Demirören İstiklal’in kapısından girdiğiniz anda alışverişin dışında yiyecek-içecekte birçok seçenekte lezzetler bulabilirsiniz.
Hem ihtiyaçlarınızı temin edebilir, hem de boş vaktinizi değerlen-direbilirsiniz. Beyoğlu’nda böyle tesislerin artması ve gelişmesi, genç ve yaşlı kuşağı buraya taşıyarak bölgenin değerini artırmaya katkıda bulunması açısından çok önemli.