Sabanur Kıraç

Sabanur Kıraç

skirac@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Oscar Ödül Töreni yaklaşıyor. Sadece adaylar değil, tüm sinemaseverler bu geceyi ve sonuçlarını heyecanla bekliyor

Oscar’ın laneti yeni kurbanlarını arıyor
Hollywood için yılın en önemli dönemi başladı. Milyonlarca dolarlık bir endüstri yılın en iyilerini seçmeye hazırlanıyor. Herkes heyecanlı, herkes telaşlı. Hepsi bir küçük heykelcik için, öyle değil mi? Değil! Her şey sadece o heykelcik için değil, her şey onun getirmesi beklenen daha fazla ün, daha fazla para ve daha fazla ego için. Ama maalesef Oscar her zaman sadece daha fazla mutluluk getirmiyor. Çünkü o kimi çevrelerin de addettiği gibi 'lanetli' bir heykelcik. Öyle masum ve çekici durduğuna bakmayın. Oscar ödülleri kiminin yuvasını yıkıyor, kiminin kariyerini bitiriyor, kimininse güzelliğiniÖ Bana inanmıyor musunuz? Gelin bugüne kadar gerçekleşen örneklere ve “Keşke Oscar’ı hiç kazanmasaydım” diyen ünlülere şöyle bir bakalım.
Oscar amcanın lanetinde söz açıldı mı en çok örnek verilen kişiler şüphesiz ki Cuba Gooding Jr. ve Halle Berry’dir. Cuba Gooding Jr.’ın, Jerry Maguire filmiyle 'En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu' dalında ödül aldıktan sonra oynadığı filmler, para getiren ama iyi olmayan filmler olarak adlandırıldı. Hatta otoriteler siyahi oyuncunun 'Tabana Kuvvet' ve 'Gizli Deney' gibi filmlerde neden oynadığını bile defalarca eleştirdi.
'Kesişen Yollar' filmiyle 'En İyi Kadın Oyuncu' Oscar’ını alan Halle Berry ise hem lanetlenenlerden hem de bunu itiraf edenlerden. 'Kedi Kadın’daki rolü ile 'En Kötü Kadın Oyuncu Ödülü'nü alan aktris "Oscar'ı kazandıktan sonra düşüşe geçiyor ve dibe vuruyorsunuz. Oscar'ın sanki bir laneti var" açıklamasını yapmıştı. Üstelik sadece kariyerinde değil, özel hayatında da sorunlar yaşayan Berry’nin yuvası Oscar’ı aldıktan kısa bir süre sonra yıkılmıştı. Ama heykelciğine kavuştuktan sonra eşinden ayrılan tek kişi o değildi. Reese Witherspoon da 'Sınırları Aşmak' filmiyle Oscar’ı kucakladıktan kısa süre sonra kocası Ryan Phillippe’den boşanmıştı.

Haberin Devamı

Ödülden sonra düşüş başladı
Bitmedi. Roman Polanski’nin Oscar getiren 'Piyanist’iyle 'En İyi Erkek Oyuncu' dalında ödül alan Adrien Brody’e bakalım mesela. Oscar’ı almadan önce 'Zor Hayatlar', 'İnce Kırmızı Hat' ve 'Sam’in Yazı' gibi çok önemli filmlerde rol alırken, ödülden sonra 'Çıldırış' ve 'King Kong’la karşımıza çıktı. Üstelik 'Kara Şövalye' filmindeki Joker rolünü Heath Ledger’a kaptırdığını da unutmamak gerek.
'Kuzenim Vinny' filmi ile 'En İyi Kadın Yardımcı Oyuncu' dalında Oscar alan Marisa Tomei var bir de. Yetenekli bir oyuncu olmasına rağmen Oscar’dan sonra hiçbir zaman beklenen sıçrayışı gösteremedi. Hatta uzun bir süre Oscar’ın kendisine yanlışlıkla verildiği, onu takdim eden sunucunun Tomei’nin adını yanlışlıkla okuduğu ve bu kadar büyük bir hatayı kabul edemedikleri için “Bırakın alsın” dendiği konuşuldu. Söylesenize bundan daha büyük bir lanet olabilir mi?
Çocuk yaşta Oscar sahibi olan Tatum O' Neal ise hem kariyerinde hem özel hayatında lanetlenmiş gibiydi. Yetişkinliğinde hiç gerçek bir rol kapamadığı gibi uzun süre işsiz kaldı ve başı uyuşturucuyla derde girdi. Çok geçmeden de boşanan O' Neal reality şovlara malzeme olmaya başladı. Bir değil, tam iki kez Oscar kazanmış oyuncu Luise Rainer ise aldığı Oscarların “Kariyerinde başına gelebilecek en kötü şey” olduğunu söylemişti. Ayrıca otoriteler Mira Sorvino, Helen Hunt, Roberto Benigni ve hatta Kevin Costner’ın da lanetlendiğine inanıyor.
Gördüğünüz gibi Oscar’ı kaptıktan sonra düşüşe geçen ünlülerin sayısı az değil. Ama yine de hala herkes onun peşinde. Ne demişler “İnsan ne istediğine dikkat etmeli!”

Marisa Tomei, ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscarı’nı aldıktan sonra beklenen sıçrayışı gösteremedi. Hatta uzun bir süre Oscar’ın kendisine yanlışlıkla verildiği, onu takdim eden sunucunun Tomei’nin adını yanlışlıkla okuduğu ve bu kadar büyük bir hatayı kabul edemedikleri için “Bırakın alsın”?dendiği konuşuldu. Bundan daha büyük bir lanet olabilir mi?