Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye’nin Trump yönetimine
mesajı açık: Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Rakka’ya karşı koalisyon güçleriyle birlikte yapılacak bir harekâta destek vermeye hazır... Ancak bir şartla:
Bu güçlerin içinde PYD/YPG’den
hiç kimse bulunmayacak...
Son olarak ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile görüşmesinde bu mesajı ileten Başbakan Binali Yıldırım, basına yaptığı açıklamada, bu pozisyonu “Türkiye’nin kırmızı çizgisi” olarak nitelendirdi.
Bu pozisyon son günlerde Türkiye’ye gelen CIA Başkanı, ABD Genelkurmay Başkanı ve Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı’na da anlatıldı.
Konu halen Trump yönetimi tarafından değerlendiriliyor. Obama döneminde Suriye’de IŞİD’e karşı savaşı PYD/YPG güçleriyle yürütmeye çalışan ABD, şimdi Türkiye’nin ortaya koyduğu “kırmızı çizgi” karşısında zor bir tercihle karşı karşıya. Rakka operasyonunda yanına ya Türkiye’yi ya da PYD/YPG’yi alacak.
Bunun bir orta yolu bulunabilecek mi, bilmiyoruz. Ama Ankara’nın “kırmızı çizgisi” şartından geri adım atması söz konusu değil...
YPG çekilmezse...
Türkiye bir başka konuda da PYD/YPG’ye karşı “kırmızı çizgi”sini ortaya koydu. Geçen yaz Menbiç’in IŞİD’den kurtarılması harekâtına katılan YPG güçleri, sonradan fiilen bu kenti kendi kontrolü altına aldı. Türkiye’nin bu konuda ABD nezdinde yaptığı itirazlara rağmen,
bu Kürt gücü Menbiç’ten çekilmedi.
Türk yetkililer son konuşmalarında El Bab’daki başarılı operasyondan sonra hedefin Menbiç olacağını açıkladılar.
Bunun YPG çekilmeden yapılması,
orada TSK ve ÖSO ile YPG arasında
bir çatışmaya yol açabilir...
Ankara bu konuda da şimdi
Trump yönetiminin harekete
geçmesini bekliyor...
Nasıl birleşecek?
TSK halen ÖSO ile birlikte geniş bir kesimini kontrol ettiği El Bab’da durumunu pekiştirmeye ve IŞİD’in son direnen noktalarını da temizlemeye çalışıyor.
Kuşkusuz El Bab harekâtının başarısı, Türkiye’ye önemli bir stratejik avantaj sağlamıştır. Ancak bu operasyon sırasında Esad’a bağlı Suriye ordusunun da güneyden El Bab’a doğru ilerlediği ve ona epey yaklaştığı, hatta bu yüzden TSK ve ÖSO ile rejim güçlerinin karşı karşıya gelmesinden endişe edildiği de unutulmamalı. Nitekim araya Rusya’nın da girmesiyle, kentin güney kesiminde bir “yeşil hat” ilan edildi. Böylece iki tarafın kuvvetleri, şimdi bu “yeşil hat” boyunca karşı karşıya mevzilenmiş bulunuyorlar...
Suriye’de yer yer benzer “yeşil hatlar” fiilen oluşmuş durumda.
Altı yıllık savaş sonucunda halen Suriye coğrafyasında çeşitli iç ve dış güçlerin kontrol ettiği bölgeler yer alıyor.
Bu şartlar altında Suriye’de “toprak bütünlüğü”nün ve “ulusal birliğin” kurulması nasıl mümkün olacak?