Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kuzey Irak’ta yapılan referandumun “ertesi günü”
bölgede yeni bir süreç başlatıyor.
Bu, Barzani yönetiminin hayal ettiği bağımsızlığa yönelik bir fırsattan çok, bölgenin sahip olduğu geniş özerkliğe son
veren bir süreç olacağa benziyor.
Barzani’nin hesabı, bölge ülkelerinin ve dünyanın karşı çıkmasına rağmen gerçekleştirdiği referandumun, bağımsızlık yolunu açacağıdır. Barzani bunun müzakereyle, anlaşarak mümkün
olacağını umuyordu.
Ne var ki bu yanlış hesap Bağdat’tan döndü. Merkezi Irak Hükümeti, Türkiye ve İran gibi komşular ve uluslararası toplum, referanduma ve de bağımsızlığa karşı çıktı. Barzani’nin inadıyla gerçi referandum yapıldı, ama geçenlerde yazdığımız gibi, bir devletin içinde yer alan bir bölgenin bu ülkeden ayrılması ve bağımsızlığına kavuşması için, iki şart var: Biri merkezi hükümetin bu statü değişikliğini kabul etmesi, diğeri de komşu ülkeler başta olmak üzere, uluslararası toplumun bu bağımsızlığı tanıması... Aksi halde referandumun veya tek yanlı bağımsızlık ilanının “kıymeti harbiyesi” yoktur. Belli ki Barzani’nin hesabında bu gerçek iyi değerlendirilmemiş...
Bağdat’ın niyeti
Referandumun “ertesi günü” açıkça sezilen şey, yeni sürecin, mevcut düzeni bozup kargaşaya ve çatışmaya yol açması tehlikesidir.
Bağdat hükümeti, Barzani yönetimini dize getirmek, Kuzey Irak’ta kendi siyasi, ekonomik ve askeri otoritesini empoze etmek niyetindedir. Bu bağlamda Bağdat sınırlarını ve petrol kaynaklarını kendi kontrolü altına almak için askeri güç kullanmayı da göze alacaktır. Nitekim Irak Başbakanı İbadi’nin Türkiye ve İran’la birtakım tedbirleri birlikte almaya
çalıştığı görülüyor.
Bu arada Başbakan Binali Yıldırım dün Bağdat’ın istek ve çağrıları üzerine, Türkiye’nin atacağı adımları açıkladı ki bu da Ankara’nın Irak stratejisindeki önemli bir değişikliği ortaya koyuyor.
Ankara’nın tutumu
Referandumu yok hükmünde sayan Türkiye, Kuzey Irak ile ilişkilerinde Barzani Yönetimi’ni artık muhatap saymayacak, işleri İbadi Hükümeti’yle yürütmeye çalışacaktır.
Bu arada Türkiye, Kuzey Irak’la sınırlarını kapatacak, ticareti ve petrolle ilgili işlemleri de Erbil ile değil,
Bağdat ile yapacaktır.
Sınırın öteki yanında kontrolün tam olarak kimin elinde olacağı henüz belli değil. Burada eskisi gibi peşmerge mi, yoksa Bağdat’ın emrindeki silahlı unsurlarda mı olacağı bilinmiyor. Ancak Başbakan Yıldırım’ın açıklamalarına bakılırsa, Türkiye’nin Barzani yönetimine karşı alacağı tedbirlerin peşmergeler tarafından engellenmesi ve özellikle Kerkük’te Türkmenlere karşı saldırılar vuku bulması halinde, Türk Silahlı Kuvvetleri en sert şekilde müdahale edecektir.
Umarız iş bu raddeye gelmez ve Türkiye yeni bir savaş cephesi açmak zorunda kalmaz. Maalesef Barzani’nin referandum inadı, daha şimdiden hem
Irak içinde, hem bölgede nereye
varacağı belli olmayan bir kaos ortamına yol açtı bile...