Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

New York’ta 8 kişinin ölümüne,
11 kişinin de yaralanmasına yol açan terör saldırısı, “sınır tanımayan terörizm”in yeni tür eylemlerden birini daha oluşturuyor.
Bu aynı zamanda Irak ve Suriye’de savaş alanında ağır yenilgiye uğrayan DAEŞ’in (ya da IŞİD’in) varlığını sürdürdüğü ve değişik şekillerle rövanşını almayı amaçladığını da ortaya koyuyor.
New York’ta IŞİD ile bağlantılı olduğu anlaşılan Özbek kökenli genç göçmenin giriştiği katliamın, terör örgütünün askeri alanda son yediği darbelerin hemen ardından gelmesi bir rastlantı olmasa gerek.
Gerçekten DAEŞ, Irak’ta Musul, Suriye’de de Rakka başta olmak üzere işgal ettiği toprakların çoğunu kaybetmiş durumda. Kendisine sözde “İslam Devleti” (İD) adını veren ve Rakka’yı da hilafetin başkenti ilan eden DAEŞ, terk etmek zorunda kaldığı yerlerin petrol gibi mali kaynaklarından da şimdi yoksun kalıyor...
Ne var ki bu yenilgi ve kayıplar IŞİD’in “sınır tanımayan terör” faaliyetinden vazgeçeceği anlamına gelmez. Aksine, bazı ülkelerde önümüzdeki günlerde IŞİD ile bağlantılı terör eylemlerinin tırmanması sürpriz olmayacaktır.
Nerelere yayılıyor?
Aslında IŞİD’in şimdiye kadar askeri açıdan esas cephesi Ortadoğu olmakla beraber, faaliyetini değişik şekillerde dünyanın birçok bölgesine yaymıştır.
DAEŞ halen Afrika kıtasında Somali’den Mali’ye, Asya’da Afganistan’dan ta Filipinler’e kadar uzanan çok geniş bir coğrafyada, başka isimler altında da varlığını gösteriyor. O ülkelerde aynı ideolojiyi paylaşan örgütler, DAEŞ’in bir nevi şubeleri veya müttefikleri gibidirler. Bunlar klasik terör yöntemlerinin yanı sıra o ülkelerdeki askere veya polise karşı savaş açıyorlar. Esas hedef, rejimi devirmek, iktidarı ele geçirmektir.
IŞİD sivil hedeflere yönelik terör eylemlerini daha çok Avrupa’ya ve şimdi de ABD’ye yöneltiyor. Bunda amaç, bu ülkelerde panik ve kaos yaratarak, onları yıldırmaktır. IŞİD bunu ya kendi saflarında fiilen yer alan ya da yaşadıkları ülkelerde örgütün direktiflerine uyan yabancı (Avrupalı, Ortadoğulu, Asyalı) paralı veya gönüllü yandaşlarıyla gerçekleştiriyor.
Örgütün “beyin yıkama” faaliyeti internet ve sosyal medya aracılığıyla da yapıldığı için, bazı Batılı ülkelerde
dahi IŞİD güvenebileceği bir “insan kaynağı” potansiyeline sahip olabiliyor...
Neden önlenemiyor?
İlginç bir gelişme de IŞİD teröründeki yöntemlerde görülen değişikliklerdir. Teröre karşı uluslararası mücadele daha etkin hale geldikçe, IŞİD farklı saldırı araçları da kullanıyor. Örneğin, teröristler motorlu araçları bir silah gibi kullanıyor, yani otomobil veya kamyonla çoluk çocuğa saldırıyor. New York’taki olay bunun son göstergesi...
Bu tür saldırıların önceden haber alınması ve önlenmesi çok zor. Eşkıyanın nerede, ne zaman, nasıl saldıracağı belli olmaz.
Ne yazık ki sınır da, insaf da tanımayan terörü yüzde yüz önlemek mümkün değil...