Selva Demiralp

Selva Demiralp

sdemiralp@ku.edu.tr

Tüm Yazıları

Oldukça yoğun geçen bir haftayı geride bıraktık. İlk olarak, Merkez Bankası enflasyon raporunu yayımladı. Raporda daha önce % 7.9 olarak belirlenen 2018 sonu enflasyon tahmini % 8.4’e yükseltildi. Bu yeni rakam bile iki haneli piyasa beklentilerinin oldukça altında kaldı.

Merkez’e enflasyonla mücadele konusunda neden başarısız olduğu sorulduğunda üstü kapalı olarak verilen cevap oldukça düşündürücü. Söyledikleri, 2017 yılı başından beri faizlerde ciddi bir sıkılaştırmaya gidildiği, ancak genişlemeci maliye politikasının etkilerinin fiyatlar üzerinde aşağı yönlü bir hareketi baskıladığı şeklinde.

Haberin Devamı

İkramiye paketi

Merkez’in örtülü olarak söylemeye çalıştığı şey şudur: Bir ülkede fiyat istikrarının sağlanabilmesi için merkez bankasının ve siyasi otoritenin ortak bir hedef belirlemesi ve bu doğrultuda birbiriyle tutarlı hareket etmesi gerekiyor. Eğer iki otorite arasında uyum olmaz ve farklı hedefler kovalanırsa, fiyat istikrarı mümkün değil. Daha net söylemeye çalışalım. 2018 yılı için OVP’de belirlenen enflasyon hedefi yüzde 7, bu raporun hazırlandığı Ekim 2017 yılında ise enflasyon yüzde 11.9 idi. Yani Ekim 2017 itibarıyla OVP’deki 2018 hedefine ulaşabilmek için enflasyonun 5 puan aşağı inmesi gerekiyordu. Böylesine ciddi bir dezenflasyon sürecinin gerçekleşebilmesi için öncelikle talep enflasyonunun bertaraf edilmesi yani ülkenin potansiyel büyüme hızının üzerine çıkılmaması gerekir. Merkez’in 2017 yılı başından beri faizleri 500 baz puan üzerinde artırması bu amaçla tutarlıdır. Ancak bir taraf ekonomiyi soğutmaya çalışırken, diğer taraf teşvik ve desteklerle talebi canlandırmayı amaçlarsa doğal olarak konulan hedefler yakalanamaz.

OVP’deki 2018 enflasyon hedefinin çoktan aşılmış olduğu Merkez tarafından teyit edildikten saatler sonra açıklanan ikramiye paketi, talebi ve dolayısıyla enflasyonu daha da artıracak adımlar içeriyor. Öncelikle şunun altını çizelim. Gelir dağılımının oldukça bozuk olduğunu, yükselen enflasyonun da bu durumu daha da bozduğunu sıkça dile getiriyoruz. Dolayısıyla, emeklilere verilen çift maaş ikramiyesine prensipte kimsenin itirazı yoktur. Ancak gelir dağılımının düzeltilmesi eğitim ve fırsat eşitliği gibi önemli reformların gerçekleşmesi sonucu olursa sürdürülebilir olur. Vergi reformu olursa sağlıklı finanse edilir. Çünkü ancak bu şekilde üretimdeki artış ücretlere yansır, bütçeye yük binmez. Mevcut uygulamanın bütçeye getireceği 24 milyar TL’lik yükün bundan sonraki dönemde ne şekilde finanse edileceği ise net değil.

Haberin Devamı

S&P kararı

Büyümeye odaklanmış ve ısınma emareleri gösteren bir ülkede ekonomiye daha da gaz verirseniz ne olur? Kısa vadede büyüme hızınız daha da artar. Ancak artan talebin fiyatlar üzerindeki baskısı da çabuklaşır. Dış finansmana dayalı bir büyüme modelinde kurdaki artışın finansal istikrarı tehdit etmesi durumunda Merkez faizleri daha da artırır. Kurdaki ve fiyatlardaki artış ise talebi geri çeker ve ülke soğumaya başlar. İşte bu noktadaki endişe kontrol dışı “sert iniş” (hard landing) dediğimiz hızlı yavaşlama tehlikesidir. S&P hafta içinde apar topar notumuzu düşürmesine gerekçe olarak ekonomi politikalarındaki uyumsuzlukları, bunun enflasyon, cari açık ve bütçe üzerinde yarattığı bozulmayı ve ani durma tehlikesini dile getirmiş.