Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Erdoğan’ın bugün başkanlık seçimi olsa kaybedeceğini gayet net bildiğini savunan CHP lideri, “2019’a giderken rakip gördüğü herkese karşı her türlü hukuk dışı yolu deneyecek. Kimi engel görüyorsa, tasfiyesini isteyecektir. Ama asla başarılı olamayacak” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, benim de aralarında bulunduğum bir grup gazeteciye gündemdeki sıcak gelişmeler konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tutuklu CHP Milletvekili Enis Berberoğlu ile kendisi arasında bir bağlantı çıkabileceği yolundaki sözlerine ilişkin olarak, CHP üzerinden bir operasyon yapıldığını, kendisinin tasfiye edilmek istendiğini ancak buna asla boyun eğmeyeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:

Haberin Devamı

DİZAYN ETMEYE ÇALIŞIYOR: (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İçeride olan zat (Enis Berberoğlu) ile Kılıçdaroğlu’nun bağlantısı çıkarsa şaşmayın. İçeriden değişik haberler alıyorum. ‘Buradan çıkmadığım takdirde açıklamalarda bulunacağım’ diyor içerideki zat” açıklaması konusunda) Erdoğan yaptığı açıklamayla aslında büyük bir itirafta bulunmuştur: ‘Ben savcılara, hakimlere talimat veriyorum, aldıkları talimat üzerine gereğini yapıyorlar. Bir ek öneri gerekiyorsa tekrar bana danışıyorlar, söylediklerimi yargıçlara ve savcılara dikte ettiriyorum.’ Enis Bey üzerinden, Erdoğan’ın yaptığı suçlama dile getirdiğimiz ‘Türkiye’de yargı bağımsız değildir, siyasi otorite, yargıyı toplumu biçimlendirmek için siyasi sopa olarak kullanıyor’un itirafıdır. Yargı, kurumları, muhalifleri sindirmek için araç olarak kullanılıyor. Talimatı savcıya veren Erdoğan. Aldığı bilgilere göre, muhalefeti dizayn etmeye çalışıyor veya suçlamalar getiriyor.

GERÇEK CASUS KOZMİK

ODAYI FETÖ’YE AÇAN: Enis Bey, casuslukla suçlanıyor. Türk adalarına Yunan bayrağını Enis Bey çekmedi, Kozmik Oda’ya FETÖ’nün adamlarını Enis Bey sokmadı. Devletin milyonlarca gizli belgesini FETÖ’ye Enis Bey teslim etmedi. Eğer, casus olarak birilerini nitelendirmek gerekiyorsa Kozmik Oda’yı FETÖ’ye açanlar gerçek casuslardır. Enis Bey, Cumhuriyet gazetesinde çıkan bir haberden yola çıkarak suçlanıyor. Can Dündar, ‘flash diski solcu milletvekilinden aldım’ diyor. HTS kayıtlarında o gün birden fazla milletvekili ve Enis Bey ile telefon görüşmeleri var. Görüştükleri kişilerden milletvekili olmayan sadece Enis Bey ama suçlanan Enis Bey. Enis Bey’in hiçbir suçu yoktur.

Haberin Devamı

BALYOZ GİBİ KUMPAS: Bu, Balyoz ve Ergenekon davalarına benzeyen bir kumpas davasıdır. Benzer kumpası oradaki deneyimden yola çıkarak CHP üzerinden yapmak, CHP’yi susturmak istiyorlar. Ordu sustu, adalet tecelli eder diye bekledi. Ama ne yaparlarsa yapsınlar biz susmayacağız. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytansa şeytanlara teslim olmayacağız. Bunların kumpas kurma alışkanlıkları var.

CHP ÜZERİNDEN

OPERASYON: Gözdağı vermek istiyorlar. Hiçbir baskıya, hukuksuzluğa boyun eğmeyeceğiz. Adaleti sonuna kadar savunacağız. Zalimin karşısında diz çökmek gibi alışkanlığımız yoktur. Zalimin zulmüyle mücadele edeceğiz. Erdoğan’ın son dönemde beni hedef alıp ‘Ey Kılıçdaroğlu’ diye başlaması, tipik Kılıçdaroğlu hastalığının nüksetmesi, referandumda olmuştu, şimdi nüksetti. İşin özü Ayhan Oğan dediğimiz kişinin söylediklerini unutturmak. Temel sorunları toplumun gözünden kaçırmak, CHP üzerinden operasyon başlatarak tabanını tahkim etmek istiyor, izin vermeyeceğiz.

Haberin Devamı

BOYUN EĞMEM: (Size dönük bir soruşturmaya muhatap kalacağınızı düşünüyor musunuz? sorusu üzerine) Kalırım ya da kalmam ama hiçbir koşulda boyun eğmeyiz. Onların savcıları, hakimleri, polisi olabilir. Başımız dik, onurlu gezeceğiz. Biz yurtseveriz, vatanını, ülkesini satanlar, ülkenin sırlarını terör örgütlerine verenler hesap vermesi gerekenlerdir.

TALİMAT VERMEDİM: (MİT TIR’ları belgelerini talimatınızla Enis Bey’in verdiği yazıldı. Böyle bir şey yaptınız mı? sorusu üzerine) Hayır, kim söylüyor bunu? Niye belgesini koymuyorlar? Ekrem Dumanlı ile görüşmem normal, seçimler sırasında medyayı ziyaret ediyorduk, onları da ettik. Benden fazla AKP’liler etti. 20 Temmuz’da sivil darbe yapıldı diye boşuna mı diyoruz. Balyoz ve Ergenekon döneminde sahte delil üreterek yapıyorlardı, şimdi sahte delile gerek yok.

İÇERİDEN BİLGİYİ

KİM VERİYOR?: (Cumhurbaşkanı, ‘İçeriden gelen haberler’ diyor. İçeriden nasıl haber gelebilir? sorusu üzerine) İçeriden bilgiyi kimin aracılığıyla, nasıl alıyorsun? Balyoz ve Ergenekon kumpasında olduğu gibi CHP’ye yönelik kumpasın Erdoğan tarafından yönetilmesidir.

BENİ TASFİYE

ETMEYE ÇALIŞIYORLAR: (Sizi tasfiye mi etmeye çalışıyorlar? sorusu üzerine) Öyle anlaşılıyor. Hukuka, hukukun üstünlüğüne inanacağız. Bu ülkede namuslu hakim, savcı var. İstinafa dava gidiyor, başkanı değiştiriliyor. Aynı şeyi Balyoz ve Ergenekon’da görüyorduk.

‘Ailesine saldırı ağırıma gidiyor’

Ağırıma giden şu: Enis Bey’in eşinin ve kızının saldırı altında tutulması, ailesine saldırılması. Saldırıyı yapanlar kendilerini muhafazakâr olarak tanımlayanlar. Ailenin bizim toplumda önemli olduğunu herkes bilir. Ne ahlak, ne din, ne vicdan kabul edemez.

‘Akaydın gidip mahkemede anlatır’

(CHP milletvekili Mustafa Akaydın, ‘15 Temmuz’da ölenlerin katili devlettir’ sözüyle ilgili açılan soruşturmaya ilişkin olarak) Akaydın, halkın 15 Temmuz’unu ve sarayın 15 Temmuz’unu ayrıştırarak soru soruyor. Hakkında soruşturma açılsın, ne olacak? Gidip mahkemede anlatacaktır.

Hiçbir şekilde boyun eğmem

‘Doğmamış çocuğa don biçilmez’

(Cumhurbaşkanlığı için benim adaylığıma ihtiyaç var noktasında mısınız? sorusu üzerine) Doğmamış çocuğa don biçilmez diye güzel bir sözümüz var. Demokratik parlamenter sistemi, Cumhurbaşkanının tarafsız olmasını savunuyoruz, o düşünceye inanan kişilerin kazanmaları en büyük arzumuz. (Hala bir parti başkanı cumhurbaşkanı adayı olmamalı düşüncesinde misiniz? sorusu üzerine) Bu düşüncem devam ediyor. İlke olarak cumhurbaşkanı adaylarının tarafsız olması lazım. Cumhurbaşkanı adaylarının parlamenter demokratik sisteme saygı duyması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlaması, yeminin arkasında durması lazım. Partili cumhurbaşkanı olmaz.

TOPLUM KİMİ ARZU EDİYOR, BAKACAĞIZ: (Gün gelir şartlar uygun olur, cumhurbaşkanı adayı olmaya mecbur kalabilir misiniz? sorusu üzerine) Bugünden geleceğe yönelik kesin şey söylemek mümkün değil. Aday, kuvvetler ayrılığına inanacak, tarafsız olacak, demokratik, özgürlükçü parlamenter sistemi savunacak. Buna uygun anayasa için mücadele edecek. Budur yani, bu çerçevede bakacağız, toplum kimi arzu ediyor, hayır bileşenleri ne düşünüyor. Tek başıma kalkıp ‘Şöyle olacak, böyle olacak’ diye kolaycılığa kaçmam, açıklama yapmam doğru değil. Adalet Yürüyüşü’nden önceki düşüncemle, sonraki düşüncem arasında fark yok. Kişiye değil, sonuca odaklıyız. Tek başıma benim düşüncem önemli değil. Yüzde 50’nin üzerinde oy almanız gerektiğine göre oturacaksınız, konuşacaksınız.

İKİNCİ TURDA OTURULACAK: Asıl kritik olan cumhurbaşkanlığı seçimi. Büyük olasılıkla ikinci tura kalacak, ikinci turda adaylar yan yana gelecek, oturulacak konuşulacak, demokratik parlamenter sisteme dönüş, herkesin uzlaşılabileceği bir anayasa ve benzer taleplerle çıkılacak ortaya. (Erken seçim bekliyor musunuz? sorusuna) Yarın seçim yapılacakmış gibi çalışıyoruz.

TEMEL KONULARDA UZLAŞIYORSAK SORUNUMUZ YOK: (HDP ve Meral Akşener’in kuracağı partiyle ittifak yapar mısınız? sorusu üzerine) Çağdaş uygarlığı yakalamak için ne gerekiyorsa, demokratik parlamenter sistem, yargı bağımsızlığı, düşünceyi ifade özgürlüğü, kadın erkek eşitliği, din, vicdan özgürlüğü, önce temel konularda uzlaşacağız. Bu temel konularda kimlerle uzlaşıyorsak sorunumuz yok. AKP, bunu alıp sağ sol ekseni üzerinden, muhafazakar ve diğerleri üzerinden götürmek istiyor. Kimse, bu tuzağa düşmez. Kendileri söyler, kendileri oynar. Referandumda kimse bu tuzağa düşmedi.

AKP’NİN OYU YÜZDE 45 GÖZÜKÜYOR: Bugün referandum olsa ‘hayır’ oyları fazla çıkacaktır. O gün anlattıklarımın doğru olmadığına inanan bir kesim vardı, tamamının doğru çıktığını herkes gördü. Yüzde 60 çıkar, ki Erdoğan’ın önündeki sonuçlarda AKP’nin oyu yüzde 45 gözüküyor. Kan kaybettiklerini biliyorlar. (İlhan Kesici’nin cumhurbaşkanı adayı olacağı iddiaları konusunda) Herkesin ismi olabilir, olayı kişilere indirgeyip tahminde bulunmak doğru değil.

HER PARTİ ADAYINI GÖSTERECEK: 2019’a vaktimiz var, bugünden tavır takınmak doğru değil. Gördüğüm kadarıyla her parti kendi adayını gösterecek. Demokratik parlamenter sisteme inanmış olacak, tarafsız olacak, cumhurun başkanı olacak, anayasada ettiği yemine sadık olacak, yargı bağımsızlığı gibi konularda görüş birliği içinde olacak, bu çerçevede karar verilecek. Parti olarak ilkelerden yola çıkarak oyumuzu kullanacağız. İlkelerden yola çıktığınız zaman sorun kendiliğinden çözülür, kişilerden yola çıktığınız zaman olmaz.

RAKİP GÖRDÜĞÜ HERKESİN TASFİYESİNİ İSTEYECEK: Bugün başkanlık seçimi olsa Erdoğan kaybedeceğini gayet net biliyor. Az önceki niteliklere sahip cumhurbaşkanı adayı karşısında kaybedeceğini biliyor. 2019’a giderken rakiplerine karşı her türlü hukuk dışı yolu deneyecek. Rakip gördüğü herkese, salt ben, salt Meral Hanım (Akşener) açısından değil. Kimi engel görüyorsa, tasfiyesini isteyecektir. Ama asla başarılı olamayacak.

HER AN KAYBEDEBİLİRİZ HAYKIRIŞI: (Cumhurbaşkanı’nın ‘metal yorgunluğu’ ifadesi konusunda) ‘Biz geriliyoruz ey ahali, geleceğimiz risk altında, kaybedebiliriz her an’ haykırışı iki kelimeyle metal yorgunluğu olarak ifade ediliyor.

‘Adalet Yürüyüşü’ne yüzde 65 destek

(Adalet Yürüyüşü’nde yakaladığınız ivmeyi devam ettiremediğiniz eleştirilerine ne diyorsunuz? sorusu üzerine) O tür eleştirileri samimi bulmuyorum. Toplumun yüzde 65’i yürüyüşe destek veriyor. Adalet mücadelemizi yapmaya devam ediyoruz. Adalet Kurultayımızın bir nedeni de o. Adalet Yürüyüşü ile Adalet Kurultayı aynı şey değil. Birisi eylemdir, onu farklı yerde tutmamız gerekiyor. Adalet Kurultayı’nda toplumun değişik kesimlerinin görüşlerini alacağız, kitaplaştıracağız. Adalete entelektüel derinlik kazandırmaya çalışacağız. Muhalefeti bilgiye dayalı yapacağız.

‘Yalan söyle’ diyorlar bana

(Alman Focus dergisine verdiği demeç konusunda) Bana diyorlar ki, ‘Sen Türkiye’de böyle konuşabilirsin, dışarıya böyle söyleme. Oradan birisi gelirse yalan söyle’ diyorlar. Bir ülke bu hale düşer mi? Ben hiçbir zaman ‘Alman turistler Türkiye’ye gelmesin’ demedim. Turistin başımızın üstünde yeri var. Her yerde söylediğim şeyi yine söyledim. Türkiye’de kimsenin can ve mal güvenliği yoktur, TOBB’da söyledim, en çok alkışı aldım. Turistler benim söylemim dolayısıyla gelmemezlik etmiyorlar ki! Başbakanla, diğer partilerle, sivil toplumla, Alman medyasıyla kavgalısınız. Geçen yıl turistler geliyordu da ben konuştum diye mi gelmedi? Ne söylememi istiyor hükümet, ‘Türkiye’de can ve mal güvenliği var’. Böyle açıklama yapmamı mı istiyorlar sivil darbe döneminde. Kaldı ki, ben o dergiye de bütün yabancılara da şunu söyledim. Türkiye’yi sakın ola ki AKP’den ibaret sanmayınız, fasılları açınız.