Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın konuğuyduk.

Halk oylamasına iki hafta kala, anayasa değişikliği konusundaki tartışmalar “Cumhur-başkanına verilen yetki fesih mi seçim yenileme mi?” konusu etrafında sürüyor.

Hiç olmazsa değişiklik metninin bir maddesinin bu kadar detaylı tartışılıyor olması iyidir.

Zira diğer maddeler miting meydanlarında bu kadar şanslı olamadı.

Bizde siyaset böyle yapılıyor. “Ne” değil, “kim” üzerinden.

Adalet Bakanı da bu konu başta olmak üzere sıcak gündem maddelerine ilişkin önemli açıklamalar yaptı.

Haberin Devamı

Değerlendirmelerini Abdullah Karakuş’un haberinde okuyacaksınız.

Sohbetimiz sırasında konu Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın ABD’de tutuklanması meselesine de geldi doğal olarak.

Bozdağ, bu konu sorulmadan önce, FETÖ’nün artık devlet içerisinde bir iş yapma kabiliyetinin olmadığını, operasyonel gücünün ortadan kaldırıldığını vurgulamıştı.

Devlet buna rağmen çok uzun soluklu bir mücadelenin içinde olduğu gerçeğiyle yüzleşmiş durumda.

Bozdağ, devletin bütün mekanizmalarıyla teyakkuz halinde olduğunu söylerken yaptığı vurgular da bunu gösteriyor.

Devlet, olana bakıp, olabilecek her şeye hazırlıklı durumda.

Refleks bu düzeyde olunca, yaşanan hemen bütün vakalar da bu büyük resim içinde değerlendiriliyor.

Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Atilla’nın tutuklanması gibi.

Atilla’nın tutuklanması, yargısal değil siyasi bir hesap olarak görülüyor.

Adalet Bakanı’nın değerlendirmeleri de bu çerçevede.

‘ABD’de 17 Aralık operasyonu’

Bozdağ da sohbetimiz sırasında şunları söyledi:

“Sarraf olayı ve Genel Müdür Yardımcısı’nın tutuklanması hukuki bir konu değil. Net ve tartışmasız bu. Bilerek söylüyorum. Siyasi bir konudur. Ve FETÖ’nün 17 Aralık’ta Türkiye’de yapamadığı operasyonu Bharara ortaklığı ile ve Türkiye’de ağırladıkları Richard Berman isimli bir hâkim vasıtasıyla ABD’de gerçekleştirme teşebbüsüdür. Çok net. Dosyanın içindeki verilere baktığınızda iddialar var. ‘Yazan şeylerin delilleri nedir’ diye baktığımızda hiçbirinin delili yok. Savcının iddiası ve yorumu var. Onların doğrulayan bir delil yok. Rapordan bahsediliyor. O zaman o raporu koyarsın oraya bütün dünya görür.”

Haberin Devamı

Bu noktada, ABD makamlarının Ankara ile işbirliğine girmemekte ne kadar imtina ettiklerini de vurgulayan Bozdağ’ın verdiği bilgiler şöyle:

“Şimdiye kadar işbirliği yoktu. Yeni bir talep gönderdiler ama geçmişten bugüne kadar buna tevessül etmediler. Ellerinde bu iddiaları doğrulayacak delil yok. Yorum var ve FETÖ mensuplarının onlara aktardığı iddiaları var. ABD hukukuna baktığınızda o açıdan da bir suç yok. FETÖ’nün Türkiye’deki uzantılarının, 17 Aralık’ta yapmak istedikleri hukuksuzluk ve operasyonunun ABD’de devamını sağlamak gibi duruyor; çok açık. FETÖ-Bharara ortaklığı da çok açık. Bharara’nın telefon ve iletişimini ABD istihbarat bir takip etsin. Baksın bakalım çok net bir şekilde bu işbirliğinin ortaya çıkacağını göreceklerdir.”

‘İkisi de beraat eder’

“Burada hukuku kullanarak ama hukuka uygun olmayan bir operasyon yürütülüyor” diyen Bozdağ, şunları söyledi:

“Adil bir yargılanma olduğu takdirde ben her ikisinin de beraat edeceğine inanıyorum, ceza almayacağını düşünüyorum. Bharara görevden alındı ve yeni savcı atanmadı. Bakın; Genel Müdür Yardımcısı New York’tan giriyor ABD’ye. Bilgisayara girince o kişinin isminin hemen oradan çıkması lazım. Aranan bir kişiyi hemen oradan almaları lazım ama almıyorlar. Adam giriyor, programını yapıyor. Ama Türkiye’ye dönerken aynı havalanında bir işlem başlatılıyor. O da belli ki o günden önce alınmış ve yakalama kararının olmadığı ihtimalini gösteriyor. FETÖ’cüler bir organizasyon yaparak onunla ilgili işlem yapılmasını sağlıyorlar. ABD yönetiminin bu operasyonu yakından görmesinde fayda vardır. Burada hukukun işlemesinden ötürü hukukun kullanılması söz konusu. Bu eninde sonunda ortaya çıkacaktır.”

Haberin Devamı

Ankara, 16 Nisan’a yaklaşırken Atilla’nın tutuklanması meselesine, kasıtlı ve siyasi bir girişim olarak bakıyor.

TRT Haber yayınında sorularımızı yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un, “Siyasi bir tavır olduğu anlaşılıyor. Çok kuvvetle muhtemel ki oradaki görüşmeleri sırasında bundan haberdar olan muhtemelen FETÖ’nün çetesinin, networkünün elemanları devreye girdiler ve birtakım bilgilendirmeler sonucunda böyle bir adımın atıldı” sözleri de bu yaklaşımı özetliyor.