Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

15 Temmuz gecesi devlet, FETÖ’cü askerlerin darbe girişimine karşı koyabilmek için ayağa kalktığında, gözler ilk olarak özel harekât polislerine çevrildi.
Ağır silahlara sahip, uçakla başkentin üzerinde dolaşan, tankları sokağa çıkaran FETÖ’cü askerlere karşı koyabilecek en donanımlı güç, poliste, özellikle de özel harekâtçılardaydı.
FETÖ’nün darbe girişimine karşı hangi birliklerin, hangi komutanların karşı koyacağının henüz bilinmediği o saatlerde Emniyet’in merkez birimlerinden tüm polislere, “Hazır olun” mesajı gitti.
Darbecilerin gözü kulağı ise Gölbaşı’ndaki Özel Harekât Daire Başkanlığı’ndaydı.
O emir geldiğinde Halit Gürsel, omuz omuza görev yaptığı meslektaşı Seher Yaşar’la nişanlanmak için son hazırlıklarını yapıyordu.
Ailesi, özene bezene aldığı nişan yüzükleriyle Diyarbakır’dan Ankara’ya gelmiş, Gürsel ile Yaşar’ın nişanı için aldıkları kıyafetlerini giymiş, nişan töreni için heyecanla bekliyordu.

Türkiye’nin  polisi olmak


Mesaiden dönen Gürsel’e amirleri “Hemen göreve” emri verdiğinde, iki aile, nişanı bir gün sonra yapmayı kararlaştırdı.
Gürsel, babasının arabasını alarak, nişanlanmaya hazırlandığı Yaşar’la birlikte görev yerine döndü.
Alelacele üniformalarını giyip, Özel Harekât merkezine dönen çift, diğer polislerle birlikte bahçe kısmında verilecek emirleri beklerken, FETÖ’cü polisler de talimat veriyordu:
“Ateş serbest.”
Daire Başkanlığı’nın bahçesine Kandil’de kullanılan bombalardan ilki bırakıldığında Gürsel ile Yaşar, bahçedeki diğer meslektaşlarıyla birlikte şehit düştü.
Ailelerinin elinde parmaklara takılamayan yüzükler kaldı.
Bir sonraki bombada 2 aylık hamile eşini geride bırakıp sonsuzluğa karışan Hüseyin Goral şehit düştü bu kez.
Helikopter pilotu olmaya hazırlanan henüz 26 yaşındaki ikiz kardeşler Ahmet ve Mehmet Oruç.
Ve göreve koşan diğer polisler.
‘Kendilerinden dahi vazgeçtiler’
15 Temmuz gecesi, 63 polis, 5 asker ve 181 sivil, darbeye direnirken şehit oldu.
Aralarında, 15 Temmuz şehit polislerinin aileleri ile gazilerinin de yer aldığı şehit yakınları ve gazilerden bir grup önceki gün Türk Polis Teşkilatı’nın 172. kuruluş yıldönümü nedeniyle verilen yemekte bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok şehit ailelerinin yanındaydı.
Emine Erdoğan, ailelere hitaben yaptığı içten konuşmada, “15 Temmuz’da hain terör örgütü FETÖ’nün kanlı darbe girişimi karşısında milletçe zafer kazandık. Bizi esarete, zillete, kaosa mahkûm etmek isteyenlere karşı gönül ve eylem birliği yaptık. Tarihinde ilk defa işgal girişimine maruz kalan Ankara, 15 Temmuz’da şehitler verdi. Türkiye’nin aleyhinde, bu millet karşısında olanların ilk hedefi her zaman bu ruhu taşıyan polisimiz olmuştur. Ama milli olan her şeye karşı da polisimiz bir siperdir. Nice faciaları önlemiş, canı bize bağışlamış bir fedakârlık abidesidir.”
“Vesayetçilerin değil, bu milletin öz evlatlarının sözünün geçeceği bir Türkiye inşa edeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da dayanışma içinde bu ülkenin menfaati adına birlik olacağımıza gönülden inanıyorum” diyen Emine Erdoğan, “Kendilerinden dahi vazgeçtiler” diye tanımladığı şehitlerin yakınlarıyla ilgilendi, çocukları sevdi, acılarını bir kez daha paylaştı.
Türkiye’nin polisi
15 Temmuz’da yaşadıklarımız gösterdi ki 17-25 Aralık sürecinin ardından Emniyet’teki kritik pozisyonlar FETÖ’den arındırılmasa gidişat çok farklı olabilirdi.
FETÖ’cü askerlerin polisten alacağı destek, devleti bütünüyle savunmasız bırakabilir, hepimiz farklı bir Türkiye’ye uyanabilirdik.
15 Temmuz’dan sonra bugüne kadar 20 bin 400 polis meslekten ihraç edildi.
Emekliye ayrılan bin 400 polis için de ihraç işlemi yapıldı.
Elbette bunların içinden itiraz edenler olacaktır, yanlış yapılan da vardır, ancak en az bunun kadar önemli olan, bundan sonra farklı aidiyetlerin polis ve TSK’da yer bulmasını önlemek.
Türkiye için bu göreve getirilen polis ve askerlerin sadece devlete bağlı olarak çalışmasını sağlamak.
Liyakatin, hakkaniyetin esas olduğu bir sistem içerisinde görev yapabilmeleri için uygun ortamı yaratmak.
Aksi takdirde, getirildiği görevi başka hedefler için kullanmak isteyenlerin gizlenip saklanması, koltuklarını devlet için değil, aidiyetleri için kullanması bu kez çok daha can yakıcı olabilir.
Başta Altınok olmak üzere polis teşkilatını yönetenlerin şu an en önemli hedefi polis teşkilatını FETÖ’den bütünüyle temizleyebilmek.
Bir yandan terörle mücadele, bir yandan asayişle boğuşan polisin işi kolay değil.
Ancak güvenilir bir polis teşkilatı ve ordusu bulunmayan bir devletin de ilelebet yaşaması mümkün değil.