Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

LONDRA
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in elinden Chatham House ödülünü almak için geldiği toplantının üzerinden 6 ay geçti ve biz yine aynı “girişimci” ekiple Londra’dayız.
İngiltere’nin önde gelen şirketlerinin üst düzey yöneticileri ve etkin politikacılarının katılımı ile gerçekleşen Chatham House’daki ödül töreninin görkemi, aslında bugünün işaretlerini veriyordu. DEİK Türk-İngiliz İş Konseyi’nin (TBBC) düzenlediği bir günlük “Türkiye İle Büyüme” (Grow with Turkey) konferansı, beraberinde 4 “bakan” ile Londra’da bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Kraliçe 2. Elizabeth ve İngiltere Başbakanı David Cameron buluşması ile de pekiştiriliyor.
Konferans, yalnızca “sunumların” gerçekleşeceği bir buluşmanın ötesine geçiyor, iş ortaklıkları için zemin yaratıyor. Enerji, teknoloji, alt yapı ve finans alanlarında yoğunlaşan yuvarlak masa toplantılarına da ev sahipliği yapacak konferansın arasına yerleştirilen “CEO Forum” da Erdoğan ve Cameron iş dünyasına seslenecek.
Geçtiğimiz günler de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Londra’da iş ve siyaset çevreleri ile temasa geçtiğini hatırlatayım.

Şimşek: Harika ilişkiler
Konferansa katılan 500 kişinin yarısını İngiltere’de faaliyet gösteren şirketlerin üst düzey yöneticileri; diğer yarısını ise Vodafone, BP, THY, Koç, Sabancı, Doğuş, Borusan, Çalık, Zorlu gibi şirketlerin üst düzey temsilcilerinin yanı sıra İngiltere’de iş yapan Türk girişimciler oluşturuyor.
Burada bugüne kadar getirilen “Türkün Türk’e propagandası” tezini çürüten, gerçek bir işbirliğinin temelleri atılıyor.
Konferansı “Gerçek aktörlerin bir araya gelmesi” olarak yorumlayan Maliye Bakanı Mehmet Şimsek, Türk-İngiliz yakınlaşmasını “Harika ilişkiler” sözü ile niteliyor.
Şimşek, İngiliz şirketlerinin yöneticilerine, “10 yıl önce Türkiye’de olmanızı açıklamak için paydaşlarınızı, yönetim kurulunu ikna etmek için çok çalışmak zorundaydınız. Yine Türkiye önemli bir ülkeydi ama gerekli reformlar ve politik istikrar yoktu. Son 10 yılda çok güçlü bir dönüşüm sürecine girildi. Eğer Türkiye’yi radarınıza almadıysanız, tam zamanı. Kişi başına gelirin artmasında iş gücü ve verimlilik çok önemli. 2030’a kadar iş gücüne katılım artacak.
Reformist bir hükümet. Olumlu bir demografi ve reformlar kişi başına gelirin artıracak. Doğru iş modeliyle para kazanmamanız mümkün değil” diye seslendi.

İlker Aycı: Gelen kazandı
Şimşek’in doğrulayan rakamlar Başbakanlık Yatırım Ajansı Başkanı İlker Aycı’nın değerlendirmesi ile geldi.
2003-2010 arasında Türkiye’ye gelen 94 milyar dolar yatırım yapan 26 bin yabancı yatırımcı içinde yer alan İngiliz şirketlerinden Vodafone’un, Türkiye’ye geldiği 2005 yılı itibariyle net gelirlerinin yüzde 137 oranında, 2002’de Türkiye’ye gelen HSBC’nin aktiflerinin 2 milyar dolardan, 10 milyar dolara çıktığını vurguladı. Türkiye’de 35 bin İngilizin gayrimenkulu olduğunu belirten Aycı, Türkiye’ye gelen İngiliz turist sayısının geçen yıl 2.7 milyona ulaştığını vurguladı.
Şimşek de iki ülke arasındaki yakınlaşmayı vurgularken, Fethiye’de 20 bin İngiliz vatandaşının sürekli yaşadığına değinmişti.
Şimşek, İngiltere’den AB’de Türkiye’nin sesi olmayı talep etmekle yetinmedi bir de tavsiyede bulundu: “Ne yaparsanız yapın Türkiye’yi radarınızdan çıkarmayın!”

Green: AB’de sesimiz yükseliyor
Konferansta konuşma yapan İngilizlerin ortak noktası, son 10 yıldaki değişime ve gelişmeye yaptıkları vurguydu. Hepsi de sözlerine “Biz oradayken” diye başladılar...
Bunlardan biri de İngiltere Ticaret Bakanı Rt. Hon. Lord Green of Hurstpierpoint oldu. Lord Green, “Türkiye’nin üyeliği için AB’de sesimizi yükseltiyoruz” diye başlayan sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekonomide büyük bir değişim gerçekleşiyor. Batı’dan Doğu’ya, Kuzey’den Güney’e dönüşüm yaşanıyor. Uluslararası siyasi ilişkiler, her bir ticari işletmeyi, hükümeti ve bireyi etkiliyor. Doğu artık dünyanın büyük üreticisi olmaya başladı. Türkiye Avrupa-Asya arasında köprü işlevi görmüş bir ülke.”

Wolf: Türkiye ‘karınca ülke’
Toplantıda jeopolitik gelişmelere vurgu yapan Chatham House Başkanı DeAnne Julius, herkesin merak ettiği yorumu yaptı: “Dünya ekonomisi döngüsel olarak küresel düzelme fazında. Jeopolitik değişimler Ortadoğu ve Afrika’da riskler ile birlikte fırsatlar da getirecek.”
Türkiye’ye yaptığı ziyarette Türkiye’yi masalsı bir dünya içinde “karınca ülkeler” sınıfına sokan Financial Times Yazarı ve Ekonomist Martin Wolf, bu konferansta da ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin akışına ve yakınsamalara işaret etti.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, DEİK Başkanı Rona Yırcalı toplantının organizasayonunda aktif olarak yer alan Vodafone Türkiye Başkanı Serpil Timuray’ın da katıldığı konferansın ana teması bu konuşmalardan da anlaşılacağı gibi Türkiye, İngiliz ekonomisinin önemli bir partneri olmaya en güçlü aday. Öyle ki hiçbir siyasi tartışma alanı toplantının gündemine girmiyor!

Haberin Devamı

‘Mükemmel’ Türkiye İngiltere ile ‘Harika’ bir ilişki kurdu

Haberin Devamı

DEİK Türk-İngiliz İş Konseyi Başkanı Suzan Sabancı Dinçer:
‘Ekonomimizle gurur verici bir tablo sunduk’

Türk-İngiliz İş Konseyi Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, kısa sürede organize ettikleri konferansa, iş ve siyaset dünyasından gösterilen ilgiden memnun olduğunu söylerken, Türkiye ile İngiltere arasındaki iş potansiyelinin ikiye katlanması yönündeki “siyasi hedefin” gerçekçi bir yol izlediğinin altını çiziyor.
- Bir zamanlar Türkiye potansiyeline ulaşmaya çalışan bir vaatler ülkesiydi, şimdi vaatleri yerine getiriyor. Krizden hızlı bir şekilde çıkan Türkiye; genç nüfusu, dinamik ekonomisi ile birlikte iş yapma potansiyeline hizmet edecek.
- Bu işbirliği ile, İngiliz ihracatçıların Asya’ya ve Ortadoğu pazarlarına uzanması, iki tarafta da yatırım olanaklarının geliştirilmesi, üçüncü ülkelerde fırsatların değerlendirilmesi sağlanacak. İngiltere ve Türkiye arasındaki sıcaklığın, ekonomiye dönük kalıcı değer yaratmasını istiyoruz.
- 29 Nisan’da Türk ve İngiliz yatırımcılarla İstanbul’da da bir toplantımız olacak. Türkiye’nin ekonomi rakamları üst üste mükemmel, gurur verici tablo var. Cari açık sorununu aşmamız için, uzun vadeli ve akıllı sermayeyi çekmemiz gerekir.