Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şili’nin başkenti Santiago’un en lüks semti Vitacura’da son akşam yemeği için Sukalde restoranındayız. 1840’lardan kalma bir ev... Bir yıl önce Filistin göçmeni Zandra Reyes Dihmes, aşçılık eğitimi alan oğlu Matias Paloma Reyes ile bu restoranı hem Şili tadları ile donatıyor, hem de gastronomi eğitim almaya parası yetmeyen gençlere yemek dersleri veriyor.
Matias uzun yıllar New York’da ünlü aşçılarla çalışmış, hem de ABD Başkanı Barack Obama’nın baş aşçısının arkadaşı olmayı başarıp, White House’un turistik olmayan odalarını görebilmiş. Matias pazar pazar dolaşıp, Şili’nin gün yüzü görmemiş deniz ürünlerinden tutun da meyvelerine kadar yeni lezzetler üretiyor. Bizim için hazırladığı menü size yemek türleri hakkında bir fikir verebilir:
Başlangıç içkisi Şili’nin Pasifik Okyanusu’na yakın yerinde yetişen çilekgillerden yaban mersinini andıran bir meyveden yapılmış.
Şili’de karşınıza sık çıkabilecek bir bulgur türü; Quinoa yatağında acılı baharatla hazırlanmış karides; yılan balığı mürekkep balığının boyasıyla üzerine Pablo Neruda’nın yılan balığı şiiri yazılan patetes cipsi, inek sırtı ve yanında sebze püresi, sorbe, Atacama Çölü bölgesinde yetişen Hindistan cevizli tatlı tabağı ve uzun yıllar Paris’te kalan ProChile (Şili Dışişleri Bakanlığı’na bağlı ihracatı geliştirme merkezi) Avrupa Departmanı sorumlularından Pedro Solar’ın şerefine bir Fransız peynir tabağı ile final!
Yemek de, yer de çok özel. Ama benim için en özel yanı sohbetimiz sırasında Zandra”nın “Ölmeden önce İstanbul ve Filistin’i görmek istiyorum” sözü...
Filistin denince aklına ilk ne geldiğini soruyorum, “Devlet olmasını” diyor ve ekliyor “Eğer Amerika isterse...”
Arapların ve Yahudilerin dostça yaşadığı tek ülkenin Şili olduğunu vurguluyor Zandra...
Haksız da sayılmaz, Şili’ye geldiğimin ikinci günü İstanbul göçmeni ressam Samy Benmayor’un atölyesine gittim.
Hürriyet yazarı dostum Gila Benmayor ile kuzenler...

Yahudilerin ve Arapların dostça yaşadıkları ülke

Sukalde restoranın sahibi Filistin göçmeni Zandra
Reyes Dihmes ve ülkenin ünlü aşçılarından olan
oğlu Matias Paloma Reyes, özel bir menü ile bize
Şili’nin tadları arasında gezinti yaptırdı.



İstanbul sevdalısı Benmayor
Şili’nin en dramatik yanı ne derseniz, ısınma sorunu cevabını veririm. Ülkenin en ünlü ressamlarından Benmayor’a devlet özel izinle atölyesinde odun sobası yakma izni vermiş. Uzun süren kışlarda, insanlar gaz sobası ile ısınıyor. Hava kirliliğinin yoğun olduğu Şili’de petrol ve doğalgaz bulunmaz nimet. O nedenle de merkezi kalorifer sistemi bulunmuyor.
Sözünü ettiğim o şık restoranın şöminesinde bile gaz sobası oturuyor. Benmayor’un atölyesinde, çocukların törenlerinde ellerinde salladıkları türden küçük kağıttan bir Türk bayrağı sallanıyor. İstanbul denince, Galata ve Beyoğlu’nu anlatmaya başlıyor. Ailesi 1939’da Şili’ye göç eden Benmayor burada doğmuş, 17 yaşında amcalarını görmeye Beyoğlu’ndaki evlerine gittiğinde annesinin anlattıklarından dolayı çevresini hiç yadırgamamış.
Şili’ye dönerken yanında 30 kilo İstanbul kitabı getirmiş, çocuklarına okutmak için. Kız kardeşi Suzy Benmayor’un İspanyolca yazdığı “Çanakkale’den Mopiçhelere” yemek kitabında Türk yemekleri anlatılıyor.
Merak ediyorsanız, 24-27 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen Comtemporary günlerinde resimlerini sergileyecek. O kadar da bekleyemem diyenlere web sayfasını vereyim: www.samybenmayor.com. Girin bakın. Bu sayfayı henüz yeni kullanıyor ve her girişinde Türkiye’den kaç kişi ziyaret giriş yapmış diye kontrol ediyor. Bize sayfasını açtığında, Şili’den 780 kişi,Türkiye’den ise yalnızca 1 kişi girmişti. Sanırım o da Gila’dır!