Servet Yıldırım

Servet Yıldırım

servet.yildirim@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ekonomi üçüncü çeyrekte 2015’in aynı dönemine göre yüzde 1.8 gibi yüksek bir oranda daraldı. Bir önceki çeyreğe göre daralma açıklanmadı ama yüzde 4’ün üzerinde bir rakam olabilir. Ekonomi yönetimi içinde bulunduğumuz dördüncü çeyrekten itibaren bir toparlanma bekliyor. Göstergeler bu toparlanmanın o kadar güçlü olmayabileceğine işaret ediyor. Yüzde 11’in üzerinde katılaşmakta olan işsizliği aşağı çekmek güçleşiyor.

- Enflasyon biraz da beklenmedik şekilde düşük geliyor.TL’nin değer kaybının olumsuz etkisine rağmen piyasada talep o kadar zayıf ki kimse kolay kolay fiyat artıramıyor. Enflasyonu baskılayan bir diğer unsur da turizmin yediği darbe. Özellikle gıda fiyatlarındaki düşüşün ardındaki önemli faktörlerden biri sektördeki durgunluk. Eğer son birkaç ayda atılan adımlar sonuç verir, talep toparlanmaya başlar ve Rusya ile iyileşen ilişkilerin de etkisiyle turizm canlanırsa iç talebin ve gıdanın bu yıl enflasyona verdiği olumlu katkı tersine dönebilir. Buna bir de artan petrol fiyatlarını ekleyelim.

Haberin Devamı

- Dış dengede sorun var. Cari işlemler açığı TL’nin değer kaybına rağmen artıyor. İç talebin durgun seyrettiği ve TL’nin önemli ölçüde değer kaybettiği bir ortamda cari işlemler dengesinin bozuluyor olması üzerinde durulması gereken bir gelişme. Petrol fiyatlarındaki artış açığı aşağı çekmenin önünde ciddi bir engel oluşturacak.

- Bütçe açığı kontrol altında. Bunda, yeniden yapılandırma ve varlık barışı gibi bir defalık önlemlerin katkısı var. Şu anda ekonomide belki de tek güçlü alan kamu maliyesi. Eğer bütçe açığı bu seviyelerde tutulamasaydı ne borç rasyolarındaki iyileşmeyi ne de enflasyonu bu seviyelerde görebilirdik. Bunu koruyalım.

‘Avrupa’da hamle vakti

Kuru, faizi ve Merkez Bankası’nın ne yapacağını konuşuyoruz; ama daha önemli gelişme Gümrük Birliği alanında yaşanıyor. AB ile Türkiye kapsamı genişletme hazırlığında. Gümrük Birliği 20 yıl önce başladı. Avrupa’yla ticaret hacmi 6 kat arttı. (İhracatımızdaki AB payı yüzde 48). Gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının yüzde 70’inden fazlası AB’den geliyor. Türkiye lehine olan gelişmeler de var, AB lehine de... Şimdi hamle zamanı, iki tarafında kazanacağı bir süreç olmalı. Tam üyelik müzakerelerinde aşılması zor bir tıkanıklığa girdik ama bu anlaşma pratikte bizim için ilerlemesi daha kolay bir alan.

Haberin Devamı

1.5-2 yıl sürmesi beklenen bu süreçte lehimize olabilecek birkaç temel alan var:

- Gümrük Birliği sanayi ürünleri ve işlenmiş tarım ürünlerini kapsıyor. AB çiftçisini korumak için işlenmemiş tarım ürünlerini kapsam dışında bırakmıştı. Artık bunu kapsayabilir.

- Türkiye olarak AB’nin 450 milyar euro’yu aşkın kamu ihaleleri ve alımları pazarına tercihli girebilmek bizim için önemli. 15 trilyon euro’luk hizmetler sektörü de bize açılabilir.

- AB’nin imzaladığı yeni nesil ticaret anlaşmaları bizi olumsuz etkiliyor. Biz de bu anlaşmalardan eşzamanlı olarak yararlanabiliriz.

- Ekonomik olarak bizden güçlü olan AB ile aramızdaki gümrük duvarlarını kaldırdık ama AB’nin kurumlarında ve süreçlerinde yeterli söz hakkımız yok. Sorunların çözümü mekanizmasında etkin şekilde temsil edilmeliyiz.

Haberin Devamı

Merkez Bankası için zor dönem

Kasımda TL’deki değer kaybına karşı daha duyarlı görünen Merkez Bankası bu ay daha soğukkanlı davrandı. Faizleri bu defa değiştirmedi ve önceki toplantıdakine çok benzer bir açıklama yaptı. Tek fark petrol fiyatlarındaki yükseliş vurgusuydu. Dolayısıyla aynı değerlendirme, fakat iki farklı reaksiyon vardı. Geçen defa faizi artırmış ancak kurdaki artışı engelleyememişti. Bu defa faize dokunmadığı halde kur değişmedi.

Banka yönetimi TL’nin, sert değer kayıplarının ardından bu seviyelerde istikrar kazanmasını bekliyor olabilir. Ya da talebin bu kadar zayıf olduğu bir ortamda kurdaki hareketten enflasyona gelecek olumsuz etkinin sınırlı olacağının hesabını yapıyor.

Merkez Bankası TL’deki zayıflamanın enflasyona olumsuz etkisinin devam etmesini bekliyor. 2017’nin ilk 3 ayı, enflasyonun yükseldiği bir dönem olabilir. Ancak yılın geri kalanında enflasyonda düşüş bekliyor.

Geçmiş 10 yılda benzer pek çok öngörüde bulunmuştu ama gerçekleşmedi. İçerde büyüme endişelerinin öne çıktığı; dışarıda Fed’in faiz artırdığı, enerji fiyatlarının yüksek seyrettiği bir konjonktür Banka açısından para politikası uygulamasının zor olduğu bir dönemdir.

“Önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyon görünümüne bağlı olacaktır... Gelişmeler yakından izlenerek para politikasındaki temkinli duruş sürdürülecektir” diyor ama bu duruşu sürdürmekte zorlanabilir.