Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ne zaman çocuklar, gençler için bir çaba görsem kıyıdaki denizyıldızlarını denize atan adamın öyküsünü hatırlarım. Mehmet Güleryüz de bir denizyıldızı kurtarıcısı!

Mehmet Güleryüz bir ressam, tiyatrocu ve yazar. Ama bunların yanında bir eğitimci. Hayatının her döneminde ve tüm yaratım süreci içinde eğitimi ayrı yere koymuş. İlgilendiği tüm sanat alanlarını içine alan bir anlayış ile yaklaşmış eğitime. Bir sanatçı olarak deneyimlerini yeni kuşaklara aktarmayı çok önemseyen Mehmet Güleryüz'ün Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Yıldız Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi ve kendi atölyesinde verdiği eğitimlerden sonra vaktini ayırdığı son eğitim projesi güzel sanatlar lisesi öğrencileriyle gerçekleştirdiği "Defter projesi" yedinci yılını doldurdu.

Haberin Devamı

Güleryüz, bu proje ile kendi deneyim ve birikimlerinden yola çıkarak "resmin kendisi" ve "kendisi olmak için ressama fırsatlar alemi yaratması" gerçeğini lise çağındaki öğrencilerle paylaşıyor. Desen defteri ile güzel sanatlar liselerinde okuyan gençlerin bu en temel meseleye yaklaşmalarını sağlarken, bu mesele ile gençleri var oluşlarını keşfetme yolculuğuna davet ediyor.

Okul buluşmaları

Bu davet de öğretmen ve öğrenciler tarafından her yıl daha çok kabul görüyor. Mehmet Güleryüz'ü okulda görmek, öğrencileri ve öğretmenleri bu projede en çok etkileyen yönlerden biri.

Projenin etkisi, lise sonrasında da devam ediyor. Çünkü geleceklerine yön verecekleri en önemli dönemde bir sanatçının eleştirilerini almak, defter tutma alışkanlığının öğrencide yarattığı kendini keşfediş, her desende öğrencinin kendi tarihini yaratması, hayat boyu kullanacakları bir birikimi getiriyor. Güleryüz ile defter projesini ve sanat ortamını konuştuk.

Üniversiteler köreltmesin

- Ciltli defter projesi nedir, nasıl başladı?

7 yıl önce 100 sayfalık özel kağıtlı ve ciltli defterleri sene başında Edirne Hasan Rıza Güzel Sanatlar Lisesi'ne göndererek başladık. Bu okulda bir konferansa çağrılmıştım.

Öğrenciler, yönetim, çıkarılan işler, ortam beni çok etkiledi. Bunun bir parçası olmak istedim. Kendimi bildiğimden beri defter tutarım. Çizimlerim, notlarım defterlerde durur.

Haberin Devamı

Okuldaki gençlerle ciltli defter çalışmasına başladık. Üç ay süreyle yüz sayfalık defterlere gözlem esaslı çizim yapmalarını istedim. Bu defterlerin hepsini üç ay sonra tek tek inceledim. 10'unu seçip ödül verdim. Böyle başladı, bu sene 7. yılını doldurdu!

Önümüzdeki eğitim yılında 25 okulda yapacağız. Bu sene 21 bin sayfayı inceledim. Tüm sayfaları paraflıyorum, önemli bulduklarıma notlar yazıyorum. Milli Eğitim Bakanlığı bunu okullara açtı, bakanlık izniyle yapıyoruz şimdi.

- Süreç nasıl işliyor peki?

Defterlerin başında, "Mehmet Güleryüz Defter Projesi" yarışmasının şartnamesi var. Öğrenciler yaratma süreçlerinde desenlere tarih atıp, hiçbir sayfayı koparmadan bu defterleri sanatçı disipliniyle eskiz, plan ve fikirlerle dolduruyorlar. Projenin doğru anlaşılması için amacımı anlattığım bir videoyu da okullara gönderiyorum. Defterleri üç aylık dönem sonunda alıp inceliyorum. Bazılarına notlar düşüyor, yorumlarımı yazıyorum. İçlerinden en iyi 10 tanesini seçerek bu öğrencilere başarı sertifikası ve 200 Euro para ödülü veriyorum. Sene sonunda yaptığımız ödül töreni ile öğrencilerle buluşuyorum.

Haberin Devamı

Güleryüzlü lise defterleri

- Gelen işler nasıl?

İnanılmaz işler geliyor, gözlerimin dolduğu çizimler oluyor. İnanılmaz yetenekler var. Üniversitede köreltilmezse bizi aşıp gidecek çocuklar var. Maalesef üniversitelerde ortalamaya göre eğitim veriliyor.

1564 öğrenciye ulaştı

- Öğrencilere sergi açacak mısınız, kaç öğrenciye ulaştınız şu ana kadar?

Başarılı desenler, ödül töreninden sonra sergilenerek tüm öğrenciler ile paylaşılıyor. Profesyonel anlamda ise öğrencilerin işlerini İzmir Nar Artiz Galeri'de sergiledik. Bu yıl projenin yedincisi gerçekleşiyor. 25 okul ve 264 öğrenci olacak bu yıl. 2011 yılında başlatan proje yedi yılın sonunda 1.564 öğrenciye ulaştı. 142 öğrenciye ödül verdim. 24 bin Euro para ödülü verdim bu yedi yılda.

Düşünce kumbarası

- Neden ciltli defter hocam?

Defteri sevmeye başlayan öğrenci için bu defterler; içini dökebileceği, birçok meselesini sakladığı birer anı yumağı. Bu, alışkanlığın bir disipline dönmesi ve resim yapan kişinin arzuladığı noktayı belirlemesi açısından da büyük önem taşıyor. Öğrencilerin defterler aracılığı ile yaptıkları işi sevmelerini sağlamak istedim.

Yıllar sonra bu defterler, öğrencilerin her zaman başvuracağı, ne yaptığını göreceği, içine düşüncelerini biriktireceği bir kumbara gibi olacak. Öğrencilerin, defterlere gözlem sonrası çizim yapmalarını özellikle tavsiye ediyorum. Böylece öğrenci, evindeki, yakınındaki kişilerden çevredeki hayvanlara, nesnelere kadar çok geniş bir gözlem alanını değerlendirmiş oluyor. Defterleri incelerken yaptığım eleştirileri, yazdığım notları öğrencilerle buluşmalarımızda yüz yüze konuşarak derinleştiriyoruz.

Sponsor istemiyorum

- Neden sponsoru yok projenizin, daha fazla öğrenciye ulaşabilirsiniz?

Bu kendimin isteyerek başladığı, ben ve öğrenciler arasında bir çalışma. Proje laflarından hoşlanmıyorum. Sürdürülemez, büyümeyen işler proje diye sunuluyor, sponsorlar devreye giriyor, öz kayboluyor.

Kaldı ki ben ödül vermiyorum ki sadece, defterleri tek tek inceliyor, çizimleri değerlendiriyor, geri bildiri yapıyorum. Takip ediyorum.

Emeğimi katıyor, onlara tek tek mektup yazıp, kendim bizzat görüşüyorum. Asistan bile kullanmıyorum.

Birilerine seçtirince ne anlamı kalır ki. Bir sanatçının kendisi için istediği şeyleri başkalarıyla paylaşma isteği benimkisi.

Sponsor kullanmadım, bundan sonra da kullanmayacağım. Gücümün yettiğince sürdüreceğim. Şu ana kadar Edirne, Kırklareli, Trabzon, Bolu, Bursa, İzmir, Ankara, İstanbul, Gaziantep, Kocaeli, Balıkesir, Sivas, Çanakkale, Kastamonu, Diyarbakır, Erzurum, Ordu, Samsun, Kütahya, Adana, Düzce, Konya, Rize, Zonguldak, Mersin, Osmaniye, Hatay, Çorum, Eskişehir'e gittik. Tüm Türkiye'ye ulaşmak istiyorum.

Güleryüzlü lise defterleri

Feshane'ye deveyle girdi

- Büyük şehir performansları neden yapılmaz bizde?

Keşke yapılsa keşke. Geçmişte güzel işler yapıldı. 1980’lerde Arhan Kayar ve arkadaşlarının organize ettiği Gazhane, Feshane gibi toplu sanat aksiyonları vardı. Feshane özellikle tam bir serotonin sergisiydi.

Feshane terk edilmiş, makineler sökülmüş, atıklar ortada, delik deşik bir ortam. Gözünüzde canlandırmanız için söylüyorum; böyle bir ortamda kimi bir köşede aksiyon, kimi film, kimi resim, kimi müzik yapıyordu. Öncü, özgürlükçü performanslardı. Kendini özgürce ifade edebileceğin toplu sanat girişimleriydi.

Feshane sergisine ben de deve ile girdim, devenin üstünde desen çizdim. Bunu satıp devenin parasını ödedim!

Arhan, Yedikule Gazhane'de ise yüz işçinin içinde olduğu bir performans yapmıştı. Çok iyi bir yere gidebilirdi bu girişimler. Ama maalesef olmadı. Üzerine oyun oynanmaya başlandığı zaman iş züppeleştirildi. Birçok noktada düşüncelerimizi suskunlaştırıyoruz ki ana mesele zedelenmesin. Ama maalesef durum bu. Tophane işte; tümüyle güzel işler gelişiyor, sanat mekanları çoğalıyordu. Galeriler tek tek kapandı maalesef.

Desen enstitüsü kurmak istiyor

-Öğrencilerle çalışmanızın nereye bağlanmasını isterdiniz, sırada ne var?

Belli bir disiplin içinde günlük tutar gibi çizerek günü anlamalarını arzu ediyorum. Ciltli defter bir külliyattır, bir arada tutar ki oluş bozulmasın. Geriye kalacak olandır. Vaktim el verirse yapmak istediğim şeyse bir desen enstitüsü kurmak.

Burada liseden tanıdığım bu çocuklarla, üniversitedeki durumlarını takip ederek, oradan seçmelerle üniversitelerin veremediği içeriği vermek istiyorum.

Çocuklar ilah gibi çiziyorlar, üniversitelerdeki hocaların bilgi ve yetenekleri, benim gördüğüm, bu çizimleri daha ileri götürecek düzeyde değil.

Rekabette bankalar önde

- Sanat doğası itibarıyla sistem karşıtı. Ancak sanat piyasası, büyük fuarlar neden hep bankalarla yan yana gidiyor? Büyük fuarların hepsinin sponsoru neden hep bankalar?

Borsalarda, piyasalarda bedeller bankalar üzerinden gerçekleşir. Bunun faizi, kredisi var. Bunların sigortaları var. Art Basel'deki eserlerin nakliyesini, sigorta bedelini düşünebilir misiniz?

Değeri milyar dolarları aşan fuarlar. Picasso'lar yan yana sergilenir bazı galerilerde. Bunu bırakın, bazı bankaların galerisi var. Bankanın galerisi olursa, kişisel girişim eseri olan galeriler ne iş yapar?

Nasıl yaşar ve yaşatır. Banka galerisiyseniz ona göre küratör tutuyor, dış sergi getiriyor, reklam verebiliyorsunuz.

Sizin aylık satışınızdaki bir eksik ise kiranızı ödeme durumunuzu etkiliyor. Banka galerisinin karşısında nasıl duracaksınız!