Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Salıpazarı’nda 12 yıldır 120 sergi ve yüzlerce etkinliğe ev sahipliği yapan İstanbul Modern, önümüzdeki kasımda üç seneliğine Karaköy’deki Paket Postanesi’ne taşınıyor. Bu süre içinde İstanbul Modern’e ev sahipliği yapan Antrepo 4 binası uluslararası standartlarda modern bir sanat müzesine dönüştürülecek. Yenilenen bina, Galataport ile eş zamanlı olarak yeniden açılacak. Bu basit cümlelerin arkasında müthiş bir ekonomi saklı. Zira bir müzenin taşınması koltuk kanepe taşımaya benzemiyor. Eserlerin konacağı tırların ısısı, nemi dahi belli bir derecede olmak zorunda. Eserler gelecek kuşaklara aktarılan kültür mirası ve biri zarar gördüğünde telafisi mümkün değil.

Haberin Devamı

Senaryolar çalışılıyor

Oya Eczacıbaşı başkanlığındaki müze yönetimi şimdiden eserlerin taşınırken hangi sokaktan, en hızlı ve güvenilir şekilde ulaştırılmak üzere saat kaçta geçeceğine, kimin karşılayacağına varıncaya kadar en ince detaylar üzerinde senaryoları çalışıyor. Üç sokak ötedeki geçici yerlerine taşınmak dahi bu kadar meşakkatli iken var olan yerlerindeki durumu merak ediyorum.

Yüksek kondisyon şartı

Sanatın voltajı  yüksek

Müzenin eski yerindeki son sergisi, ‘Liman’ için İstanbul Modern’in Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı’nın verdiği davette hemen sağımda oturan müzenin direktörü Levent Çalıkoğlu’na soruyorum, “Yıllık elektrik gideriniz ne kadar?” Yanıtı bir dokun, bin ah işit cinsinden: “Müzelere sağlanan belli bir indirimle ödememize rağmen yıllık 750 bin TL. Geç saatlere kadar hafta sonu da açığız, büyük bir alanın aydınlatılması söz konusu ama buna rağmen faturanın ancak yüzde 10’u aydınlatma. Asıl maliyet müze kondisyonuna gidiyor.”

İlk kez duyduğum bu kavramı açmasını isteyince fırçaların, boyaların arkasındaki kavramlarla tanıştım. Evrensel müze standartları varmış. Buna göre bir müzedeki nem oranı yüzde 51-55, sıcaklık ise yüzde 21-23 arasında sabit tutulmak zorunda. Yoksa eserler zarar görüyor. Yurt dışından bir eser veya sergi getirmek istediğinizde hemen bu kondisyon raporunu istiyorlarmış. Görünen o ki sergiler kolay açılmıyor. Büyük bütçeler, katı kurallar söz konusu. Devletin çok daha ciddi katkılarla müzeleri neden desteklemesi gerektiği, elektrik faturası örneğinde çok daha net görünüyor. Türkiye’de hiçbir müze ziyaretçi gelirleriyle bu giderleri karşılayamaz!

Haberin Devamı

700 bin kişi müzeyle tanıştı

Sergiye dönersek, yük taşıyan hamallardan dilencilere, hayat kadınlarına, gemiler, rıhtımlar, mavnalar, takalara, 19. yüzyıldan günümüze İstanbul’un limanlarla ilişkisini ve çevresinde gelişen toplumsal hayatı sanat yoluyla mercek altına alıyor. Kent tarihini limanlar üzerinden özetleyen sergiyi Oya Eczacıbaşı ile birlikte gezip konuştuk. Kendisinden aldığımız bilgilerle, İstanbul Modern’in eğitim bölümünün en az sergiler kadar önem taşıdığını anlıyoruz.

Hazirana kadar açık

Müze, 12 yılda 650 bin çocuğa eğitim vermiş. Eczacıbaşı detayları şöyle anlatıyor: “Her yıl 50 bin çocuk sanat atölyelerimize, sinema eğitimlerimize katılıyor. ‘Buluşma’ adı altında gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk projelerimiz var. Zihinsel engelli çocuklarımızı gençlerle bir araya geliyorlar. Bugüne kadar 7 bin öğrenciyi yetiştirdik. Okuma yazma bilmeyen annelere ve çocuklarına ulaşıyoruz, hayatında hiç müzeye gitmemiş 3 bin kişiye eğitim verdik. ‘Dokunduğum Renk’ projemizle de 9 bin görme engelli vatandaşımıza ulaştık.” İstanbul’un nostaljik yüzünü, insan-emek- sosyal düzen bağlamında şekillenen modern liman kültürünü anlatan ve 4 Haziran’a kadar devam edecek sergiye çocuğunuzla birlikte mutlaka bir hafta sonu ayırın.