Talat Atilla

Talat Atilla

talat.atilla@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

27 Mayıs Darbesi sonrası, 17 Eylül 1961 tarihinde İmralı Adası’nda asılarak idam edilen Menderes’in bıraktığı son kişisel emanetler nelerdi?

Darağacından sonra cebinden kaç lirası çıktı?

İdamından sonra kalan son parası yakınlarına ödenirken neden, kaç lira kesinti yapıldı?

Hücresinde kullandığı özel eşyaları nelerdi?

Belgeli tarihle yüzleşmeye ne dersiniz?

İşte Menderes’in idamından bir gün sonra, özel eşyaları için tutulan o resmi tutanaklar...

1 adet Kuran...

3 adet Havlu...

2 Pardösü... (Siyah ve gri)

Haberin Devamı

3 adet Pantolon...

1 adet Robdöşambr...

3 adet Ceket...

1 adet Banyo Havlusu...

7 adet Pijama...

Menderes; hücresinde namaz kılar, Kuran okurdu...

Hapiste kişisel bakımını ihmal etmez; ayak, banyo havlularını ayrı ayrı kullanırdı...

Banyodan sonra pijamasının üzerine robdöşambrını örtünür, duruşmalarda giydiği gri ve siyah pardösülerini elbise fırçası ile özenle temizlerdi...

Liste devam ediyor...

9 adet Gömlek...

10 adet Kravat...

10 adet Külot...

12 adet Mendil...

14 çift Çorap...

1 çift Ayak Havlusu...

1 adet Jartiyer...

Diz altında duran çorabın düşmemesi için klips denen bir aparat kullanırdı. Bu aparat tutanağa ilginç bir şekilde jartiyer diye geçirilmiş!

1 çift Kol Düğmesi (Altın olabilir)

1 adet Yaka Düğmesi... (Sedef)

1 adet Tıraş Makinası... (Jilet Marka)

1 adet Tıraş Sabunu...

5 adet Saç Fırçası...

Tutanakta yaka düğmesi için net ifadeyle ‘Sedef’ denilirken, kol düğmesi için tereddütlü bir şekilde, “Altın olabilir” notu tutulmuş...

1 adet Elbise Fırçası...

1 adet Ağızlık...

1 adet Tarak...

1 adet Naylon Tıraş Fırçası...

1 tüp Teramisin Krem...

2 adet Torba...

1 adet Valiz...

1 adet Tesbih...

1 adet Transparent Marka Siyah Dolmakalem...

Ve 58 lira 20 kuruş para...

Vücudunda zaman zaman nükseden kızarıklık ve iltihaplar için Teramisin krem kullanır...

Hücredeki tek lüksü Transparent marka siyah dolma kalemle eşine mektuplar yazar...

Her mahkûm gibi Oltu tespihini elinden düşürmezdi..

Kadere bak!

Menderes’in özel bir kaderi vardı...

Başbakanlık koridorlarından, Yassıada’nın rutubetli hücresine kadar sızan o ilginç kader...

Haberin Devamı

Gri pardösü, tahta valiz,  Kuran, o belge ve Menderes
Ölümünden sonra da Menderes’in yakasını bırakmadı!

Dönemin bazı gazetelerinde bir üsteğmenin, Menderes’i tokatladığı iddia edilmişti!

Devletin resmi tutanaklarına göre;

İdamından sonra şahsi eşyalarını teslim alarak tutanak tutan...

Menderes’i tokatladığı iddia edilen aynı piyade topçu üsteğmendi!

Yıllar sonra MİT Müsteşarı ve Jandarma Genel Komutanı olan bu genç üsteğmenin adı;

Orgeneral Teoman Koman’dı!

İlaç parasını da Menderes’ten kestiler!

Menderes’in idama giderken hücresinde muhafaza ettiği sadece 470 lirası kalmıştı...

Menderes’e yapılan masraflar çıktıktan sonra kalan 45 lira, yakınlarına posta ile teslim edildi.

Menderes’ten yapılan kesintinin gerekçesi ilginç olduğu kadar iç acıtıcıydı!

Devlet himayesinde hücrede kalan Menderes’in hastalığı sırasında kullandığı ilaç paraları, idamından sonra kalan kendi son parasından kesildi!

Bir devrin son belgesi, sarı saman kâğıdın şahitliğinde, şu satırlarla noktalanıyordu...

“Arta kalan 45 lira, 3 no.lu tutanak ile de ilaçları tespit edilip aşağıda isimleri yazılı tesellüm heyetine teslim edilmiştir. 18/9/1961...

Haberin Devamı

FİKRİ TAKİP

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, “CHP neden iktidara gelemiyor?” sorumu yanıtladı.

Cevabı kısa, ilginç ve klasik değildi:

“Konu, iktidar veya ana muhalefet liderlerinin kabiliyetlerinden daha farklı bir eksende değerlendirilmeli. İktidar veya muhalefet partilerinin dışındaki yerlerin de süreçlere etkisi gözden kaçırılmamalı...

Türkiye’nin küresel bir komplo ve tuzaklarla karşı karşıya olduğunu unutmamalıyız.

Neden iktidara gelemiyorsunuz?’ sorusu kadar, ‘Neden iktidar için içeride ve dışarıda CHP’nin önü kesiliyor?’ sorusunun yanıtını da kamuoyu irdelemeli!..”

Gri pardösü, tahta valiz,  Kuran, o belge ve Menderes

VELHASIL: Benim yalnızlığım insanlarla dolu... Franz Kafka