Toplumun büyük kısmında görülen diyabet, çocukları da etkisi altına aldı. Birinci derece akrabalarında Tip1 diyabet bulunan minikler, hastalığa yakalanmaya daha yatkın

Türkiye’de çocuklarda obezite sıklığındaki artış nedeniyle Tip2 diyabet vakalarında yükseliş gözleniyor. Ayrıca çoğu Tip1 diyabet olmak üzere, her yıl bin 700 civarında çocuk ve ergene diyabet tanısı konuyor. Yenidoğan döneminde ortaya çıkan neonatal diyabet, gebelikte görülen gestasyonel diyabet ve tek gen hastalığına bağlı (MODY) diyabet tipleri de var.

HER YIL BİN 700 ÇOCUĞA TANI KONUYORVM Medical Park Samsun Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği’nden Uzm. Dr. Gülsüm Figen Günindi, geleceğimizi etkisi altına alan bu hastalıkla ilgili bilgi verdi, belirtilerini sıraladı ve vücutta yol açtığı sorunları anlattı

Haberin Devamı

Diyabet, insülin üretimi salınımı veya etkisinde yetersizlik sonucu ortaya çıkan kan şekeri yüksekliğiyle karakterize, kronik bir hastalıktır. İnsülin, kandaki şekerin hücre içine girmesi ve enerji olarak kullanılmasını sağlayan anahtar hormondur ve pankreas tarafından üretilir. Pankreas yeterli insülin üretemediği zaman şeker, hücre içine giremez ve enerjiye dönüşemez. Kan şekeri yükselmeye başlar ve diyabet gelişir. Çocuklarda ve genç erişkinlerde en sık rastlanan diyabet tipi, Tip1’dir.

Tip1 diyabet, çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıkar. Doğuştan gelen, hastalığa yatkınlık sağlayan doku grupları, riski artırır. Bizi hastalıklardan koruyan bağışıklık sistemimiz bazı durumlarda insülin salgılayan hücreleri yabancı gibi algılayarak, yok edebilir. Genetik yatkınlığı olan kişilerde virüslere bağlı enfeksiyonlar, gıdalardaki katkı maddeleri ve stres, tetikleyici faktörler olabilir.

HER YIL BİN 700 ÇOCUĞA TANI KONUYORDiyabetli çocukların pankreaslarında, insülin üreten hücrelerin tahrip olması nedeniyle insülin üretilemez. Yani vücut şekeri kullanamaz ve kan şekeri yükselir. Fazla şekeri atmak için sık ve bol idrara çıkarma başlar.

Sıvı kaybı nedeniyle ağız kuruluğu ve susama hissi olur. İdrarla kaybedilen sıvı kaybını gidermek için çok su içme, gece idrara çıkma, daha önce idrar kaçırmayan çocuklarda gece işemesi başlar.

Davranış değişiklikleri olabilir

Şeker, enerji kaynağı olarak kullanılamadığı için sık yemek yemeye rağmen aç hissedilir. Vücut enerji üretmek için kendi yağ ve proteinini yakar, yağ ve kas dokusu yıkımına bağlı kilo kaybı gelişir. Bu durum çocukta davranış değişikliklerine yol açabilir. Bu belirtiler, genelde bir aydan kısa sürer. Fark edilmediği veya zamanında tanı konmadığı durumda bulantı, kusma, karın ağrısı, dalgınlık, hızlı ve derin solunum, ağızda aseton kokusu ve ardından diyabetik ketoasidoz denilen koma hali gelişir. İnatçı enfeksiyonlar ve tekrarlayan mantar enfeksiyonları, özellikle bebeklerde düzelmeyen bez bölgesi dermatiti, ergenlik öncesi kızlarda ‘vaginal kandidiyazis’ diğer belirtilerdir.

Haberin Devamı

Diyabet tanısı açlık, tokluk veya rastlantısal olarak bakılan kan şekeri düzeyine göre konur. Normal kan şekeri değerleri en az sekiz saatlik açlık sonrası 80-100 mg/dl arasında, toklukta (yemekten iki saat sonra) 140 mg/dl altında olmalı.

İnsülin bağımlılık yapmaz

Tip1 diyabette ihtiyaç duyulan insülinin dışarıdan verilmesi gerekir. Sağlıklı kişilerde açlıkta sürekli olarak aynı düzeyde (bazal) ve yemek sonrası kan şekerinin yükselmesini önlemek için hızlı ve bol miktarda (bolus) insülin salgısı ortaya çıkar.

Haberin Devamı

İnsülin hayati bir hormondur ve bağımlılık yapmaz. Ülkemizde rekombinan DNA tekniğiyle elde edilen insülin analogları kullanılır. Sığır ve domuz insüliniyle domuzdan elde edilen semisentetik insülin tercih edilmez. Hasta ve ailesinin eğitimi, beslenme planlaması, egzersiz tedavinin önemli bileşenleridir.

ŞEKER HASTALIĞINA CERRAHİ ÇÖZÜM

Medical Park Trabzon Yıldızlı Hastanesi’nden Genel Cerrahi ve Gastroentrolojik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Can Keçe, diyabet için sunulan cerrahi tedavilerle ilgili sorularımızı yanıtladı.

Diyabet cerrahiyle tedavi edilebilir mi?

Metabolik cerrahinin erişkin tip, yani Tip-2 şeker hastalığı olan ve seçilmiş kriterlere uyan hastalarda düzelme sağladığı kabul edilmiştir.

Ameliyat herkese uygun mu?

Metabolik cerrahi, Tip2 diyabet ve class III obezitesi olan hastalarda şeker kontrolüne bakılmaksızın önerilir ve yapılır.

Hangi operasyonlar yapılıyor?

Tek bir elbise nasıl herkese uygun değilse, tek bir ameliyat tipi de her hasta için uygun olmaz. Bu konuda kendini ispat etmiş birkaç ameliyat tekniği var. En sık uygulananları; gastrik bypass, tüp mide ve kelepçedir. Birbirleri üzerinde avantajları ve dezavantajları olan yöntemler bunlar. Şeker hastalığının kontrol gücüyle emilim bozukluğu gücü arasında bir denge oluşturmak ve hasta için en uygun olanını sunmak önemlidir.

Ameliyatla ne amaçlanıyor?

Amaç, gıdaları emilmeden bağırsağın alt kısımlarına ulaştırarak buranın uyarılmasını ve insülin duyarlılığını yükselten hormonların salınımını artırmasını sağlamak. Bunu da bağırsakların alt ve üst kısımları arasında ‘bypass’ dediğimiz yer ve yön değiştirmeyle yapıyoruz.

Ameliyatlar 1-1.5 saat sürüyor. Tüm ameliyatlar kapalı olarak yapılıyor.

Operasyon sonrasındaki 2-3 günde beslenmeye başlanıyor ve hasta dördüncü gün taburcu ediliyor.

POSADAN ZENGİN BESİNLER TÜKETİN

Medical Park Elazığ Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Ali Can, diyabet hastalarının beslenmede nelere dikkat etmeleri gerektiği hakkında bilgi verdi:

Diyabetin son yıllarda sık görülmeye başlamasının başlıca sebebi, yaşam ve beslenme şeklindeki değişiklikler. Hastalık, önlenebilen veya geliştikten sonra tıbbi tedavi, sağlıklı beslenme ve yaşam tarzıyla iyileştirilebilen bir sorun. Rafine karbonhidratların tüketiminin azaltılması ve posa içeriği yüksek besinlerin tüketiminin artırılması temel hedefler.

HER YIL BİN 700 ÇOCUĞA TANI KONUYORGünde üç porsiyon sebze-meyve şart

Posadan zengin gıdalarla beslenmek, kan şeker düzeyinin düşürülmesine yardımcı olur. Günde en az üç porsiyon sebze-meyve tüketmek, haftada iki kez kurubaklagil yemek, kepek ve yulaflı ekmek tercih etmek, günlük posa tüketiminizi artırır. Bu oran 25-30 gram arasında olmalı.

Çay şekeri gibi rafine edilmiş karbonhidrat, kan şekerini çok hızlı yükseltirken ani düşüşlere de yol açar. Kompleks karbonhidratlarsa doğal şekerdir. Meyve, tam buğday unu, bulgur pilavı ve leblebide bulunur.

Diyabetlilerin en çok dikkat etmesi gereken konu, glisemik indeks dediğimiz, besinlerin kan şekerinin hızlı veya yavaş yükselmesine sebep olan değerdir. Hastaların her zaman glisemik indeksi düşük besinler yemesi, kan şeker seviyelerini stabil tutar. Örneğin, sıcak tüketilen bir patatesin glisemik indeks değeri, soğuk patatese göre iki kat daha yüksektir. Aynı şekilde pirinç pilavı ve beyaz ekmek glisemik indeksi yüksek besinlerdir. Diyabetli kişilerin bunların yerine bulgur pilavı ve tam buğday ekmeği tüketmesi tavsiye edilir. Ara öğün zorunludur ve taze meyve tercih edilmelidir.

Dost gıdalar:

Çay, kahve, salça, sirke, hardal, her çeşit baharat ve suni tatlandırıcılar.

Düşman gıdalar:

Şeker ve şekerli tatlılar, alkollü içecekler, meşrubatlar, kızartmalar, hamur işleri, kavurmalar, yağlı soslar, sakatatlar, tüm yağlı gıdalar,
çok tuzlu besinler ve içeriği bilinmeyen hazır gıdalar.

HER YIL BİN 700 ÇOCUĞA TANI KONUYOR

KÜÇÜK DOKTORLARIN YENİ KEŞFİ

Küçük Doktorlar Akademisi, hafta sonunda çocuğuyla hem eğlenceli hem öğretici bir etkinlik arayanların yeni adresi. Vücudun işleyişini ve sağlıklı yaşamak için yapılması gerekenleri eğlenceli bir deneyimle öğreten akademi, çocuklardan ilgi görüyor. İstanbul Aydın Üniversitesi VM Medical Park Hastanesi’ndeki merkezi, bugüne kadar bin 500’ü aşkın minik ziyaret etti. Florya’da bulunan Küçük Doktor Akademisi, her cumartesi-pazar 09.30-17.00 saatleri arasında hizmet veriyor. 18 Haziran’a kadar ücretsiz ziyaret edilebilir.

Başhekim ‘DoktorMedi’ eşliğinde yapılan keşif, insan vücudu şeklinde yapılmış dev bir balonda başlıyor. Çocuklar, vücudunun nasıl çalıştığını görüyor; ardından da dev maketlerle organları tanıyor. Akademi kapsamında, Dentaydın İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi tarafından her cumartesi ücretsiz diş taraması yapılıyor.