Tülin Şahin

Tülin Şahin

mektup@tulinsahin.com

Tüm Yazıları

BİRİNCİ GÜN
İşte Paris’teyiz. Geleli 45 dakika oldu. Hiç vakit kaybetmeden ekip olarak kendimizi sokağa attık, Eiffel Kulesi önünden merhaba. (çoook soğuk dememe gerek var mı acaba?)
Saat tam 12.30. Öğle yemeği için ekibi çok sevdiğim Fauchon’a götürmeye karar verdim. Madeleine meydanındaki Fauchon’un vitrini Chanel’in yemek versiyonu gibi. Sandviçler, pastalar, peynirler... Bu kadar mı güzel sunulabilir? Burada bir kadeh şarap eşliğinde sebzeli fusilli makarnanın ardından kahve keyfi yaptım. Epey bir yürüdükten sonra oldukça yorulduk ve akşamüstü otelimize dönmeye karar verdik. Ama Louvre Müzesi’ne uğramadan olmaz, değil mi?

Haberin Devamı

PARiS’TE BiR DEFiLENiN PERDE ARKASI
İKİNCİ GÜN
Saat 12.15, Paris Hotel de Crillion’un lobisindeyiz. 15 dakika erken geldik. Kahve içmek için iyi bir fırsat diyoruz ekip olarak. Paris Haute Couture Haftası’nda Dilek Hanif 2010 İlkbahar/Yaz koleksiyonu defilesi bu otelin Marie Antoniette salonunda. Kuliste hummalı bir çalışma var. Dilek Hanif’in atölyesi olduğu gibi kulisteydi. Şundan emin olabilirsiniz ki hiçbiri uyumadı! Ama tüm bu yorgunluğa ve strese rağmen yüzlerinden gülümseme eksik olmadı. Hepsinin ellerine, yüreğine ve gönüllerine sağlık.

Saç makyaj sırası
Hemen saçımın yapılması için beni aldılar. Dikkat ettiyseniz çiçekli elbisem, bisiklet yakalıydı. Yapılacak saç o yakadan zor çıkacağı için elbisemi çıkardım ve hırkayla kaldım. Ellerime ve ayaklarıma ten rengi oje sürüldü. Benim saçlarım yapılırken, diğer yanımda Georgina’nın makyajı yapılıyordu. Birazdan değiş tokuş yapacağız. O saça ben makyaja geçeceğim.
Makyajım bittikten sonra Fransız koreografımız yürüyüş alanımızı ve poz vereceğimiz yerleri gösterdi. Ardından hemen tekrar kulise koştum fotoğrafçılar ve röportaj için basın bekliyordu.

Beklenen anons geldi
Dilek, Georgina ve ben üçlü bir röportaj yapıyoruz. Veee kulis amiri tarafından beklenen anons geliyor, ilk kıyafetleri giyiyoruz!
Ve defile başladı. Modacımız izleyenlerin giysilerin detay ve el işçiliğine yakından şahitlik etmeleri için bu sefer geleneksel bir salon defilesi tercih etti. Hanif’in koleksiyonlarında her zaman gördüğümüz el işçiliği bu koleksiyonda da ağırlıktaydı. Dilek koleksiyonuna ‘Ottoman Fairy Tale’ (Osmanlı peri masalı) adını vermişti. Gerçekten de bu muhteşem kıyafetler içinde yürürken kendimizi masallardan fırlamış gibi hissettik.

Haberin Devamı

ÜÇÜNCÜ GÜN
Defilenin ertesi. Paris’te son saatler. Yukarıdaki fotoğrafta Champs Elysèe, arkamda ise Arc de Triumph’u görüyorsunuz. Bu noktanın benim için ayrı bir özelliği vardır. Çünkü 1998’de 18 yaşındayken ilk profesyonel çekimimi burada yapmıştım. Bir İtalyan ayakkabı markası içindi. Bu yüzden Arc de Triumph’un yeri kalbimde ayrıdır. Paris’e kaç kere yabancı markalar için çekime ve defilelere geldim hatırlamıyorum bile ama ilk defa bir Türk markası için defileye çıktım. Gurur verici. Nice başarılara Dilek...

AKLINIZDA OLSUN
Makyaj altına koruma faktörlü krem
Yaz kış demeden güneşin zararlı etkilerine karşı koruyucu krem sürmenin önemini artık hepimiz biliyoruz. Hâlâ kullanmayanlar varsa şimdi vereceğim tüyodan sonra belki fikrini değiştirir. Son zamanlarda dünyanın en iyi defilelerinde makyözler modellere fondöten bazı olarak güneş koruma faktörlü krem sürüyor. Nedeni de podyumda güçlü ışıklarla buluştuğunda çok güzel bir ışıltı yaratması. Podyuma çıkmıyor olsanız da mutlaka makyaj altnda deneyin. Gerçekten işe yarıyor. Böylece cildinizi güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korumuş da olursunuz.