Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan gerilim doğrudan terör örgütleriyle bağlantılı. Daha doğrusu, ezeli dost ve müttefik(!) ABD’nin teröristlerle olan anlaşılmaz ilişkilerine odaklı. Yani lafa geldiğinde “teröre ve teröriste” karşı olduğunu söyleyen ABD samimi olsa sorunlar aşılacak. Ama ABD ne yapıyor? Hem PKK/PYD’ye hem de FETÖ’ye açıkça ve ısrarla kol kanat geriyor. Bunun son örneği de ABD Dışişleri Bakanlığı’nın her yıl yayımladığı Terörizm Ülkeler Raporu’nun 2017 versiyonundaki PKK’nın Suriye uzantısı YPG’nin terör örgütü sayılmaması ve Fetullah’ın da terörist başı değil, din adamı olduğu gibisinden skandal tespitler. Dahası, aynı raporda “Türkiye’nin terörle mücadele çabaları FETÖ’ye yönelik soruşturma sebebiyle etkilendi” ve “Türkiye’nin sıklıkla sağlam olmayan delillere dayanarak ‘FETÖ’ ya da terör bağlantılı oldukları iddiasıyla kasım ayından bu yana 150 bin kamu çalışanının görevine son verildi” şeklinde garip saptamalar da var. Yani Türkiye’nin ısrarlı iade talepleri ve girişimlerine sessiz kalan ABD, şimdi de FETÖ’ye karşı yürütülen mücadeleye kafayı takmış durumda. Utanmasa FETÖ, PKK adına suç işlemek ve casusluktan yargılanan rahip Brunson’ı salıverin dediği gibi, FETÖ’yle iltisaklı olduğu gerekçesiyle kurumlarıyla ilişiği kesilen herkesi görevine iade edin de diyecek. Tabii tamamen çıkarları nedeniyle. Nasılını Hava Kuvvetleri Komutanlığı eski Başsavcısı emekli Albay Ahmet Zeki Üçok anlatıyor:

Haberin Devamı

“FETÖ’yle iltisaklı olduğu gerekçesiyle kamudan çıkarılanlar aslında ABD’nin kontrolündeki çalışanlardı. Yani ABD Fetullahçı terör örgütü aracılığıyla 150 bine yakın, hatta bence daha çok 300 bin civarında kamu görevlisi ya da çalışanını kontrol edebiliyordu. Bunların kamudan atılması ABD’yi en çok rahatsız eden durum. Çünkü düşünün, FETÖ’ye bir talimat veriyorsunuz, diyelim ki ekonomide o dönem için söylüyorum, abuk sabuk bir operasyon yaptırıyorsunuz ve tüm dengeleri bozuyorsunuz. Şimdi bunların hepsi atılınca bütün kurumlarda ABD dolaylı olarak kontrol mekanizmalarını kaybetti. FETÖ’yü bu kadar sahiplenmesinin temel nedeni bu; kontrol için bunların tekrar yerine gelmesini sağlamak.”

Haberin Devamı

ABD’nin bu raporla hem Türkiye’deki FETÖ’cülere “Arkanızdayım” mesajı verdiğini hem de dünya genelinde örgüte kol kanat gerdiğini belirten Üçok devam ediyor:

“ABD kendi kurduğu yapının yok olmaması için bu terör örgütü değil, bir din cemaatidir diyor. Din, cemaat dediğiniz zaman terör örgütlerine uygulanan uluslararası yaptırımların hepsinden bunu korumuş oluyorsunuz. Yani FETÖ’nün terör örgütü olarak tanınması durumunda bütün dünyada bu örgütün faaliyetleri önlenir, kurumları kapatılır. Bu örgütün elemanlarıyla ilgili yakalamalar, tutuklamalar ve iade işlemleri yapılır. Ama siz bu terör örgütü değil din, cemaat yapılanması dediğinizde onu otomatik olarak korumuş oluyorsunuz. ABD bunu diyerek kendi örgütünü sahiplendi ve bütün dünyada FETÖ’yü korumaya almış oldu.”

Fetullah’ı artık hiç vermez yani?

“O bitti artık. Bu bir terör örgütü değil diyerek verip vermeyeceğini alenen ve resmen ilan etmiş oldu. Öyle ki ‘Türkiye’de bunun terör örgütü sayılması doğru değildir, terörle mücadeleyi etkiliyor’ diyerek bırak dünyayı, Türkiye’deki mücadeleye de engel olmaya çalışıyor. Demek ki buradan şunu anlıyoruz; hakikaten bu FETÖ diye yazılır, ABD diye okunur bu rapordan sonra...”