Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

FETÖ’nün TSK’ya sızma stratejisinin önemli bir ayağını KHK ile kapatılan “askeri liseler” oluşturuyordu. Çünkü askeri liseler, ordunun ana subay kaynağı olan Harp Okulları’na doğrudan geçiş sağlayan temel eğitim kurumlarıydı. Dolayısıyla da FETÖ’nün “kemikleşmiş subay” ihtiyacı için can damarıydı. O nedenle, FETÖ’nün TSK’ya nasıl girdiği, nasıl geliştiğinin aşama aşama ortaya konulduğu 15 Temmuz darbe girişimi çatı iddianamesinde öncelikle “askeri liselere” dönük faaliyetler tüm detaylarıyla anlatılıyor. Özellikle de bu okullara sadece maddi durumu iyi olmayan zeki çocukların değil, FETÖ mensubu kurmaylar başta olmak üzere subayların, Emniyet Teşkilatı mensuplarının, hâkim ve savcılar ile üst düzey bürokrat çocuklarının da Fethullah Gülen’in talimatı gereği yerleştirildikleri irdelenerek. Yani iddianameye göre, abi/ablalarca yönlendirilenlerin yanı sıra FETÖ’cü anne babalarca zorlanan çok sayıda çocuk askeri liselere girmiş. Ancak buna rağmen FETÖ’nün asıl “kemikleşmiş subay” kaynağı olarak askeri değil “sivil liselerden” Harp Okulları’na soktuğu öğrencileri kullandığı da belirtilen iddianamede, bunun nedenleri ise şöyle ifade ediliyor:
“Talimat gereği bu okullara yerleştirilen öğrencilerin bir kısmı bir süre sonra bu mesleğin kendilerine uygun olmadığını anladıklarında tüm aile baskılarına rağmen firar ederek ve sonrasında kendilerini askeri okullardan attırarak ancak FETÖ’den kendi yakalarını kurtarabilmişlerdir. Askeri liselere FETÖ tarafından yerleştirilen öğrencilerin bir kısmı da bu okulda verilen eğitimin en azından müfredat gereği laik demokratik hukuk devleti normlarında olması ve Atatürk’ün çağdaş medeniyet yolunda açtığı yoldan sapmanın zorlukları da eklenince öğrencilere FETÖ tarafından empoze edilen çağdışı doğmalara dayalı görüşlerinde ciddi sapmalar da meydana getirmiştir. Ayrıca Kuleli, Işıklar gibi köklü okulların öğrencinin benliğinde oluşturduğu milli duygularda FETÖ’nün tüm zorlamalarına rağmen kişiliklerinin oturduğu döneme denk gelen 14-18 yaşları arasında öğrencilerin dimağlarında hep soru işaretleri oluşturmuştur. Bu nedenle, FETÖ asıl kemikleşmiş subay kaynağı olarak sivil liselerden Harp Okulları’na soktuğu öğrencileri ve son 10 yılda da çok kısa bir eğitim sürecinden sonra sözleşmeli subay olarak istihdam edilen üniversite mezunlarını kullanmıştır. Nitekim son beş yılda terfi eden ve hain darbe girişimi sonrası TSK’dan ilişiği kesilen generallerin büyük bir çoğunluğu sivil lise kaynaklıdır.”
İddianamede yer alan askeri liselere dönük bu tespitleri dün emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz’a sordum. Yanıtı şuydu:
“O gece askeri liselerdeki insanları da kullanmış olabilirler, oradan da çıkıp darbeye katılanlar vardır. Bu doğru ama sivil lise kaynaklılar daha çok. Kaldı ki 1. Ordu Komutanı, Ege Ordu Komutanı o gece darbeyi önleyen insanlardı, onlar askeri liseli. 52. Tümen Komutanı da öyle. İstanbul’da bu darbeyi o gece bastıranlardan 5 albaydan dördü askeri lise kökenli, birisi sivil lise kökenli. Bu iddianame de bunları doğrular mahiyette...”

‘Rakka operasyonu çok kanlı geçer’

Ankara ve Washington, uzun süredir Rakka operasyonunun içeriğini görüşüyor. Türkiye, müttefiklerin özel kuvvetler askerleriyle operasyonda yer almasını istiyor. ABD ise daha çok YPG’nin belkemiğini oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’yle birlikte hareket etmekten yana ama tamam da demiyor. Daha doğrusu, diyemiyor çünkü DAEŞ’in kalbi Rakka’ya yönelik YPG’yle yapılacak bir operasyonun başarısı konusunda sıkıntılar söz konusu. Neler olduğunu emekli Özel Harp Subayı Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar şöyle anlatıyor:
“Rakka çok zor bir operasyon. Yani öyle YPG’yle, PKK’yla iki tane top gönderdim, 5 tane uçakla olacak iş değil. Rakamlar çok çelişkili olmakla beraber, Rakka’da 200-300 bin insan yaşıyor, IŞİD’in aileleri orada. El Bab’ın 20 kat büyüğünü düşünün. Çok kanlı geçecek ve o savaş sadece Rakka’da olmayacak. IŞİD’le bir pazarlık, bir kumpas kurmazlarsa, IŞİD direnirse çok zor. Ayrıca askeri harekâtı başarsalar dahi sonuçları itibarıyla kalıcı, sağlıklı bir şey üretemezler. Çünkü kimya problemi var.”
Nasıl yani?
“Demokratik Suriye Güçleri’nin yüzde 80’i YPG’li, PKK’lı, yani etnik ve radikal ırkçı Kürt anlayışını benimsemiş yapılar. Rakka’nın temel karakteri Sünni Arap. Nasıl olacak bu işin sonu? Oradaki halka nasıl hükmedecekler? ABD Irak’ta Sünni Arapları Sünni Araplarla vurduğu halde başarılı olamadı. Yani öyle sanıldığı gibi basit bir olay değil bu. Askeri anlamda yapsalar bile kalıcı anlamda başarı elde edeceklerini sanmıyorum.”