Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kumpas ve disiplin kurulu kararlarıyla emekli edilen, ilişiği kesilen ya da istifaya zorlanan subay ve astsubayların yeniden göreve dönmelerinin Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) hem mağduriyetin hem de yetişmiş personel ihtiyacının giderilmesi açısından rahatlatacağını, ayrıca da kripto FETÖ’cülerle mücadeleyi kolaylaştıracağını defalarca yazdık. Nitekim bu yönde önemli adımlar da atıldı. Özellikle de sayıları kritik seviyeye düşen pilotlar açısından. Ancak aynısını teknik ve lojistik destek görevleri yürüten astsubaylar için söylemek olası değil. Evet onlara da “dönüş yolu açılıyor” gibisinden sözler edildi ama sonucu flu kaldı. Örneğin daha geçenlerde (15.05.2017) “Her astsubay iki kişilik görev yapıyor” başlıklı yazımızda bu konuya bir kez daha dikkat çektik. Hemen sonrasında gelen çok sayıda mail ve telefon da bunu pekiştiren nitelikteydi. Özetle şöyle diyorlardı:

Haberin Devamı

“Ayrılanların geri dönmek isteyebileceğini kimse düşünmüyor. Bu kişiler en az 10 yıl orduda görev yapmış, tecrübeli, işini iyi bilen insanlar. Bir şekilde anlık bir kararla ya da herhangi bir sebeple görevi bırakmış ama geri dönmek istiyorlar. Ancak bu olağanüstü koşullara rağmen çağrı yapılmadı. Sicili temiz insanların geri dönüşü neden mümkün değil...”

Yani, bugün personel açığını kapatmaya dönük görsel-yazılı medya aracılığıyla özendirici duyurular yapan, ilanlar veren TSK’ya katılmak için “dönün” çağrısı bekleyen çok sayıda sicili temiz yetişmiş astsubay var. Dün bu durumu Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği(TEMAD)Genel Başkanı Ahmet Keser’le konuştum. Öncelikle de daha önce geri dönüş yolunun açılması ya da açılacağına dönük sözlerin akıbetini sordum. Yanıtı şuydu:

“İstifa etmiş ya da bir nedenden dolayı ayrılmış astsubaylara geri dönüş yolu söz olarak geçti fakat yapılmadı. Oysa bunlar çeşitli baskılar nedeniyle lanet olsun diye ayrılanlar. O zaman FETÖ’cü, cemaat diye nitelendirilmiyordu; komutan baskısı, mobbing diye görünüyordu. Yani mobbing’in merkezi, yaptıran bilinmiyordu. Silahlı Kuvvetler’in bütününü düşünerek herkes bu konuda bir tavır alıyordu, lanet olsun deyip ayrılıyorlardı ama bugün baktığımızda bu mobbing’i bilinçli olarak yaptıran bir merkez var. Tabi bütünüyle onların sorumluluğunda ya da vebalinde değil ama ağırlıklı olarak yapmışlar.”

Haberin Devamı

Bu şekilde ayrılanlar rakamsal olarak çok mudur?

“Çok, rakam veremem ama çok. Örneğin Hava Kuvvetleri’nden 800 civarında çok kalifiye elemanlar atıldı. Bunlar özelikle bu FETÖ grubunun ihraç ettiği, baskıyla sistem dışına çıkarttığı insanlar. Hem de ahlaksızca düzenlenen kumpas ve tezgâhlarla. Bunları görmek için ordudan çıkış yüzdelerine bakmak yeterli. Çünkü Silahlı Kuvvetler’de yıllık belli bir miktar çıkış vardır, son dönemlerde bu çıkış yüzdeleri arttı. Rakamı Genelkurmay telaffuz edebilir ama bayağı yoğun yani. Bu insanlara dönüş yolunu açmak lazım çünkü Silahlı Kuvvetler içerisinde FETÖ’cülerle mücadele edebilecek grup bu. Bunları özellikle dışarı çıkartmışlardı. Şimdi aldığınız genç teğmen, 21 yaşındaki astsubay FETÖ’yle mücadele edemez, etmez; böyle bir kültür yok, böyle bir talebi yok. Ama siz başçavuş rütbesindeki adamı atmışsınız, basit nedenlerle...”

Haberin Devamı

Neden açılmıyor?

Keser’in özellikle FETÖ’cülerle mücadele konusunda böyle bir ihtiyaç söz konusuysa dönüş yolu neden açılmıyor sorusuna verdiği yanıt ise şöyleydi:

“Silahlı Kuvvetler’de hâlâ gizli hesapları olan ucu bir yere, bazı markezlere dayalı karar merciindeki insanlar var. Bunlar o işi sulandırdılar. Bunlar da kuyruğu FETÖ’de ya da korkudan hâlâ grubun etkisinde olan insanlar. Dolayısıyla istifayla ayrılanları Silahlı Kuvvetler’e almıyorlar. Çünkü gelenlerin büyük bir kısmı cemaatin dışından insanlar olacak. Silahlı Kuvvetler’de de o zaman yoğunluk yüzdesi değişecek.”

İyi de yeni alınacak personel de cemaat dışından olmayacak mı?

“Öyle olacağını zannediyoruz. Cemaat bu işi bırakır mı? Gitmeyin, askeri okullara girmeyin der mi? Demez tam tersine. Nitekim bunu önce açılan sonra dondurulan sözleşmeli personel alımlarında gördük. Şunu kabul etmemiz lazım: 15 Temmuz’un 11. ayındayız, cemaat yıllardır çalışıyor, ilkokuldan, ortaokuldan yetiştirdiği insanlar art arda geliyor. Dersaneler sıkıntıya girince bazı çocukları hiç dersaneye göndermediler. Evlerde yetiştirip özel kamplara aldılar. Bu çocuklar nerede şimdi, tümünün cemaatle ilişiğini kestiğini söylemek mümkün mü?.. Bunlar boş durmaz ki bir yerlere girecekler ve iyi yerlere girecekler. Bunlar bitmedi yani sadece devlettekilerin bir kısmını dışarı çıkarttık...”