Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fırat Kalkanı Harekâtı’nın en kritik hedeflerinden birini oluşturan El Bab’daki mücadelenin IŞİD’in göstereceği direnç, küresel ve bölgesel güçler arasındaki kirli ilişkiler nedeniyle önceki aşamalardan çok daha zor olacağı biliniyordu. Çünkü müttefik havasındaki bazı ülkelerin (ki bunların başında ABD geliyor) görüntüleri ile gerçek niyetleri arasında keskin farklılıklar var. O nedenle de Türkiye sadece askeri değil, siyasi boyutları da olan bir harekât yürüttü, yürütüyor. Üstelik de FETÖ’nün gölgesi ve darbe girişimi nedeniyle TSK’nın sıkıntılı olduğu bir dönemde. Dolayısıyla, bugün tamamı kontrol altına alınan El Bab’a dönük harekâtı sorgularken fotoğrafın bütününe bakmakta ve gelinen noktanın TSK açısından önemini vurgulamakta yarar var. Tabii bundan kime ne mesaj çıktığına da...
Dün bu konuyu emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz ile konuştum. Öncelikle Ergenekon, Balyoz, FETÖ’nün darbe girişimi, arkasından da TSK’daki emir komuta sisteminin bütünlüğünü bozan gayretlere rağmen önemli bir başarı elde edildiğini belirten Yavuz, “TSK zoru başardı. Arkadaşlarımızı kutlamak gerekir” dedi. Sonrasında da harekâtın uzun sürdüğüne yönelik eleştiriler için şunları söyledi:
“Çok hızlı bir şekilde de bitirilebilirdi ama o zaman başka problemler ortaya çıkardı. Çünkü harekâtın uluslararası ortamdan ve müttefiklerden kaynaklanan sorunlu yanları var. O da harekâtın hızını yavaşlattı, zaman zaman hava kuvvetleri kullanılamadı, beklenen destek alınamadı. Bizim de siyasi belirsizliğimiz bazen endişeler yarattı. Özellikle daha derinlere gideceğiz gibi ifadeler kafa bulanıklığına yol açtı. Bu tür tahditlerle yürütüldü harekât.”
TSK’nın gücü
Neticede hangi zor dönemden geçilirse geçilsin Silahlı Kuvvetler’in gücünü dikkate almak gerektiğini vurgulayan Yavuz’un El Bab’dan çıkan mesajlar ve bundan sonrasına dönük tespitleri de şunlardı:
“Bir sürü mesaj var. Birincisi, dışarıya Türk ordusunun ne demek olduğunu bir kere daha iyi anlasınlar; ikincisi de içeriye millet de Türk ordusunun iyi yönetildiği zaman ne olduğunu görsün. Hatta bazı olumsuzluklara maruz kalmasaydı çok daha başarılı olurdu onu da anlatmak lazım millete. Bir mesaj da Menbiç’te hâlâ YPG’yi destekleyen ABD’ye olacaktır.”
Peki ABD bu mesajı alıp, YPG’ye Menbiç’ten çekil der mi?
“Aklı varsa çekil desin. Çekil demesi lazım zaten daha önce böyle bir taahhüdü olmuştu. Hem sözünü tutan bir ülke olması açısından hem de olası riskler açısından çekilmesi gerekir. Türkiye’nin Menbiç’e yürümesi şart yoksa bu harekatın hedefini ele geçirememiş olur.”
Ya ABD’yle birlikte Rakka’ya dönük planlar?
“Rakka başka bir hedeftir. Bizim temel saikimiz neydi kantonların birleşmesini engellemek, IŞİD’i sınırdan uzaklaştırmak. İkisi de Fırat Kalkanı harekâtıyla gerçekleşmiş oldu. Şimdi bizim içinde bulunduğumuz diğer koşulları da dikkate alarak bu harekâtla kendimizi sınırlı tutmamız gerekir. Çünkü kullandığınız kuvvet, içinde bulunduğunuz zaman dilimi ve mekânı dikkate aldığınızda ki almak zorundasınız strateji bunların üstüne bina edilir. Bence bu da Rakka’ya Türkiye’nin kara unsurlarıyla bulaşmaması şeklindedir. Ama ABD ile yapılan bir pazarlık varsa, mesela onlar Menbiç’i boşaltacağız, onun karşılığında bize destek verin diyorlarsa onu bilemem. Ancak ABD’nin de zaten çok fazla bizi Rakka’da görmek isteyeceğinden stratejik amaçları açısından emin değilim...”

İstanbul’daki Kürtlerin Güneydoğu seçmenine etkisi

Referandumda AKP tabanındaki büyük çoğunluğun ne diyeceği belli. Aynısı CHP tabanı için de geçerli. Dolayısıyla, en çok merak edilen MHP tabanı ve Kürt kökenli, özellikle de Güneydoğu’dakilerin alacağı tavır. Kürt sorunuyla ilgili kitapları bulunan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ramazan Topdemir’in buna dönük öngörüsü şöyle:
“Günümüzün iletişim ve ulaşım kolaylığından dolayı sosyal etkileşim daha sık gerçekleşmektedir. İletişim o kadar hızlı olmaktadır ki seçimlerde köydeki muhtarın, il ve ilçedeki belediye başkanı, milletvekilinin belirlenmesiyle ilgili kulisler ve seçim çalışmalarını bile İstanbul’da oturanlar yapmaktadır. Yani İstanbul’da oturanlar bölgelerindeki akrabalarının oylarının rengine bile etki etmektedirler. Referandum seçiminde de Güneydoğu seçmenlerine İstanbul’daki Kürtler etki edecektir.”