Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Mehmetçik Afrin’deki YPG/PKK’lı tüm teröristleri tek tek temizledi ve 18 Mart gibi çok anlamlı bir günde kente ayyıldızlı bayrağı dikti. Hem de ABD, İsrail başta olmak üzere birçok ülkenin teröristlerle birlikte saf tutmasına rağmen. Yani görüntü bölge halkına işkence yapan onları kalkan olarak kullanan teröristlere karşı yürütülen bir mücadele olsa da aslında bu yedi düvele karşı verilen bir savaş. Tıpkı 103 yıl önce Çanakkale’de olduğu gibi. Şöyle ki;

Türkiye ile sözde müttefik olan ülkelerin terör örgütü YPG/PKK’ya desteği silah, mühimmat ve parayla kalmadı, o ülkelerin bazı vatandaşları da bizzat teröristlerle birlikte Mehmetçik’e namlu doğrulttu. Dahası hem ABD hem de İsrail’in istihbarat desteği verdiği teröristlere sürekli takviye gönderildi. Bu arada da uluslarası kamuoyuna dönük siviller hedef alınıyor gibisinden alçakça bir algı oprasyonu yürütüldü. Çünkü Türkiye’nin orayı ele geçirmesini istemiyorlar, harekatı yarıda kesmesini ya da zor duruma düşmesini bekliyorlardı. Ama bu kirli oyun tutmadı ve ABD’nin 5 bin TIR silah ve mühimmat gönderdiği terör örgütü, Türkiye’nin geliştirdiği milli silahlar karşısında çaresiz kaldı. Darmadağın olan teröristler kaçacak delik aradı. Dün konuştuğum, bir askeri yetkilinin sözleri de 58 günlük bu harekatın özetiydi:

Haberin Devamı

“Karşınızda 10 binden fazla terörist, tahkimat ve herkesin eline tutuşturulmuş binlerce silah, mayın tarlaları var. Yani bu diğerlerinin yaptığı gibi bir çatışma değil kendine özgü bir konvansiyonel savaş. Meskun mahaller, dağlarda muharebe var. Bunu şu ana kadar hiç bir ordu yapmadı. Buranın galibini bu coğrafyada kimse yenemez...”

Peki bu ne anlama geliyor?

Türkiye’nin Afrin’i ele geçirmesi bölgedeki dengeleri bozacak, bir çok ülkenin Türkiye tarafına dönmesine neden olacak. Çünkü Türkiye ben güvenliğim için girerim, şehit de vererek burayı alır, size rağmen otururum buraya diye açık ve net olarak ortaya koydu.

Yani bundan sonrası daha çok ABD’yi ilgilendiren ya da alacağı tavırla bağlantılı bir durum. Çünkü başından beri Türkiye’nin ABD’ye çağrısı ve hamleleri çok net:

Haberin Devamı

Stratejik müttefikliğin gereğini yap, terör örgütüyle ilişkini sonlandır.

Buna karşı ABD’nin tavrı ise malum. Defalarca Menbiç’teki YPG’lilerin Fırat’ın doğusuna çekileceği ve teröristlere silah desteğini keseceğine dönük sözler vermesine rağmen tutmadı. Son olarak yine kabul etmiş havasındaydı ama onda da Trump, bakanı değiştirdi. Bakalım gelen o sözün gereğini yerine getirecek mi?

Diyelim ki getirdi ve Menbiç’teki YPG/PKK’lılar Fırat’ın doğusuna geçti. Bu durumda Türkiye hedeflerine ulaştı ya da beka tehdidi bitti denilebilir mi? Tabii ki hayır çünkü asıl sorun Fırat’ın doğusu, niyesi de şu:

Fırat’ın doğusundaki Irak sınırına kadar yaklaşık 600 kilometrelik alan Rakka, Deyrizor’a kadar YPG/PKK’nın işgali altında. Bir başka deyişle, Suriye topraklarının yüzde 30’u, teröristlerin kontrolünde. Dahası, ABD’nin aynı topraklarda 20 tane üssü var. Ve eğitip silahlandırdığı 60 bin kişilik terör ordusu da o bölgede.

Özetle; beka tehdidi hepten kalkıncaya dek gerçekleri ve tarih yazmaya devam...