Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kato kahramanlarını kalplerimize gömdük. Tıpkı daha nisan ayında Tunceli’de ya da önceki helikopter kazalarında yitirdiğimiz diğer evlatlarımız gibi... Ülke olarak yastayız, kahrolduk ama bu aynı zamanda olayların nedenlerini sorgulamamız gereken de bir durum. Çünkü helikopterlerin düşüş nedenleri genellikle kötü hava koşulları ya da hiç akla gelmeyecek pilotaj hataları denildi. Bu seferki neden ise yüksek gerilim hattı ve maalesef o da ilk değil. 1993 yılından bu yana benzer 9 kazada, 50 şehit verdik. Yani bu da oldukça sık rastlanan bir facia. Dahası, sadece terör bölgelerindeki koşullara bağlı zorunlu alçak irtifa uçuşlarından kaynaklanmadığı da bir gerçek. Örneğin Aralık 2013’te Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın da bulunduğu Oğulbey mevkiinde yüksek gerilim hattına takılıp düşen Sikorsky tipi askeri helikopterde pilot binbaşı, pilot üsteğmen ve iki teknisyen olmak üzere 4 asker şehit olmuştu. Açıkçası, asıl sorun teknik donanım (silah, ateşleme sistemleri dışı) yetersizliği. Evet, bu tür kazaları tamamıyla engellemek olası değil ama en aza indirmek için ivedilikle askeri helikopterlere teknik donanım takviyesi de şart. Bunların başında da şimdi olduğu gibi her kazadan sonra sözü edilen ve 2010 yılından bu yana da takılacağı söylenen çarpmayı önleyici Helikopter Engel Tespit Sistemi (HETS) var... Büyük olasılıkla artık bu eksiği giderme süreci hızlanacaktır ancak yine de yeterli değil. Zira dün konuştuğum Hava Kuvvetleri uçuş okullarında uzun yıllar komutanlık ve öğretmenlik yapan emekli bir general, HETS’nin yanı sıra tel kesme sisteminin de takılması gerektiğini belirterek şöyle dedi:
“Alçak irtifada görev icra edildiği ve bölgede devamlı yeni yüksek gerilim hatları yapıldığı için bunun da helikopterlerin üzerinde olması lazım. Bu helikopterin ön bölümünde hem üste hem alta konulan ağzı açık makas gibi çok basit bir sistem. Kokpitin önünde yer alan bombeli koruyucu yüzey, çarpma durumunda telin kayarak üstte veya altta bulunan makasla temasını sağlıyor. Tel kesiliyor ve helikoptere zarar vermesi önleniyor. Yani kesme sistemine çarpması şart değil başka yere de çarpsa kayarak geliyor ve kablo ya da tel kesiliyor. Çok pahalı da değil, 8-10 bin dolarlık bir sistem bu.”
Bu kazada olduğu gibi sistem yoksa?
“Giderken birden önüne duvar çıktığını düşünün, gerilim hattı da öyle durduruyor, durduğu zamanda helikopterin dengesini bozuyor, düşürüyor. Ya da pallerini koparıyor helikopterin. Onu kopardıysa yine helikopter uçamaz ve düşer. Yere vurduğu zaman da yakıt var yanmaya başlıyor artı onu yakan da muhtemelen elektrik teli.”
Teli koparıp geçemez mi?
“Helikopter o kadar hızlı uçmaz; en hızlı uçan helikopter 120 knot yapar, o da 220 kilometre falandır. Bu helikopterde daha yeni kalkmış 50-60 millik sürat vardır, o da 100-110 kilometre yapar. Kaldı ki 1976’da ben Bandırma’dayken bir uçağımız tele çarptı, düştü ve pilot öldü. Bu teller çok güçlü ancak kesme sistemi olan kurtarır.”
Fazla yük de risk
Bunlar donanım eksikliğine dönük sorunlar. Ama bunun bir de teknik yeterlilik tam olsa da kapasitenin üstünde yük ya da “Ben bunu uçururum, sorun yaşamam” veya “Bir şey olmaz” kaynaklı aşırı güven gibi bölümü de var. General devam ediyor:
“Cougar 12 tane tam teçhizatlı adam taşıyor derler. 10 ton ağırlığı kaldırabilir yani. Kaldırır ama nerede? Deniz seviyesinde ama bu bin 3 feet’e çıktığında o 10 ton yavaş yavaş 9 tona, 8 tona düşer. Çünkü irtifa yükseldikçe helikopterin gücü azalır, havacılığın sistemi böyle. Aynı şey uçak için de geçerli. Diyelim ki deniz seviyesinde bir uçak bin feet yol kat ederek kalkıyorsa, deniz seviyesinden 300 ya da 600 metre yüksekte kalkma mesafesi 1200 feet (tahminen) olur. Yani daha uzun bir mesafede kalkar, istediği sürati ancak o mesafede doldurabilir. Çünkü irtifa yükseldikçe basınçta azalma olacaktır, o da gücü azaltır. Belki bu helikopter de kapasitesinin üzerinde bir ağırlıkla kalkmış onun için de teli geçememiştir.”
Sistem bunu uyarmaz mı ya da da pilot bilmez mi?

Helikopterin tel kesme sistemi olsaydı


“Pilot bilir, kalkış ağırlığını bilerek hesabını yapar ama bazen kıramayacağı insanlar vardır. Ya da bir kişiyi almam derse sıkıntı olur. Şimdi asansöre bindiğiniz zaman fazla yük varsa hareket ediyor mu? Etmiyor. Bir ya da iki kişi iniyor ancak o zaman hareket ediyor değil mi? Helikopteri hareket ettiriyor ama riski yüksek... Bir de biz, millet olarak, bize bir şey olmaz deriz ya...”