Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ankara’daki suikastın arkasında kim var? “Terörist polis”in okuduğu okullar, bağlantılar, olay sonrası gözaltılar FETÖ’yü işaret ediyor. Bu noktada da iki soru var: Suikast emrini örgüt mü verdi, yoksa FETÖ bu eylemde taşeron mu? Taşeronsa da tek adres olağan şüpheli CIA mı? Her ikisi de olası. Yani FETÖ, “Hâlâ benim gücüm, adamlarım var” diye hem Türkiye’ye hem de ABD’ye mesaj vermek istemiş ya da Türkiye-Rusya yakınlaşmasından ve Suriye’deki gelişmelerden tedirgin olan CIA bir kurgu yapmış olabilir. Peki, dünyanın birçok noktasındaki kirli oyunlarda parmağı olan CIA bu denklemin çok kolay çözüleceğini kestiremez mi, dolayısıyla da bu kalleşlikte FETÖ’yü taşeron olarak kullanan bir başka gücün dahli olamaz mı? Bunlar da mümkün zira biliyoruz ki; FETÖ bugün devlete, orduya sızmış dünyanın en profesyonel terör örgütlerinden biri; içinde işadamı, siyasetçisi, diplomatı, medyası, yani herkes var. Bu gibi terör örgütlerine vekâlet savaşlarının asli aktörleri küresel ya da bölge ülkeleri gizli servislerinin eleman sızdırdıkları da bir gerçek. Yani böyle bir olaya sütre gerisindeki diğer aktörlerin direkt dahli olmasa da, bilip görmezden gelmesi olası. İşte bu noktada akla gelen bir başka soru da şu:
Tamam, Türkiye açısından hem istihbarat hem de güvenlik zafiyeti çok açık çünkü Büyükelçi Karlov artık yaşamıyor. Peki, Rusya gibi bir ülkenin gizli servisi KGB bu olayı nasıl atladı? Üstelik de son iki haftadır Ankara ve İstanbul’daki temsilciliklerine yönelik çok sayıda protesto eylemi varken...

Emniyet’teki FETÖ’cüler

Emniyet’teki FETÖ temizliği çerçevesinde 20 bin civarında polisin teşkilatla ilişiği kesildi. Bir o kadar daha militarist yapıda polis olduğu söyleniyor. Dahası, Kanun Hükmünde Kararnamelerle yapılan son değişikliklere rağmen birçoğunun hâlâ kritik görevlerde oldukları iddiası var. Örneğin, dün konuştuğum Emniyet-Sen yetkililerinin tespitleri şunlardı:
“17-25 Aralık’tan önce teşkilatta yönetici vasfında olan binin üzerinde kişi hâlâ aynı konumdalar. Bunlar komiser ya da emniyet amiri değil, ilçe ya da bazı önemli şubelerin müdürleri... Görevden alındı denilenler de yer değişikliği. Yani bir ilçe emniyet müdürlüğünden alınıp bir başka ilçeye atanmak gibi. Çünkü birçok kişi 17-25 Aralık’tan sonra iktidara gidip biat etti. Bunların hepsi de isim isim biliniyor. Bugün operasyon yapılan kişiler daha düne kadar birbirlerine abi-kardeş diyen, aynı kolejden aynı akademiden mezun olmuş onların lafıyla ‘kolejli ruhuyla’ hareket eden insanlar. Kaç kişiyi sakladılar acaba...”
Özetle, Emniyet’teki temizlik operasyonunda şu ana kadar açığa alınanlar aysbergin görünen yüzü. Yaşandığı gibi FETÖ tehdidi devam ediyor ve durum çok ciddi...

Sokaktaki tehlike

“Terörist polis” şokundan sonra sokağı da tehdit eden durumla ilgili şu soruları yinelemekte yarar var:
TSK’dan, Emniyet’ten atılan FETÖ’cülerin çoğu istihbarat harekât, özel kuvvetler konusunda profesyonel adamlar. Bir kısmı tutuklandı, diğerleri görevden uzaklaştırıldı. Yani şu anda dışarıda birbirleriyle henüz buluşmamış bir sivil profesyonel ordu var. Bunları bir sistem yarın bir gün sokak karıştığında bir araya getirirse ya da sokağı karıştırma amaçlı bir araya getirirse devlet bunlarla nasıl baş edecek?
Bunlar eskiden sistemin içerisindeydi, FETÖ’cü deniliyordu, takip edilebiliyordu. Zaten onun da ne kadar takip edildiği ortada. Üstelik sadece takip etmek yetmiyor, kontrol altında tutmak gerekiyor. Peki, gönderilen bu insanlar nasıl kontrol edilecek?
Yaşanan sosyal sıkıntıları bu söylediğimiz grup kurcalayabilir, yönlendirebilir. Dolayısıyla, “Bunlar attık, devlette değiller” yetmez, çünkü hepsi sokaktalar. Hafızasını silemeyeceğinize ya da inancını ortadan kaldıramayacağınıza göre bunlarla mücadele nasıl olacak?..