Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye Afrin’de kalıcı ve işgalci olmadığını defalarca açıkladı, açıklıyor. Ama bu birilerinin, “Hadi zamanı geldi, çekilin ve Afrin’in anahtarını da şuna teslim edin” demesiyle uygulanacak bir durum gibi algılanmamalı. Çünkü Türkiye bunun şartlarını ve nasıl olacağını da önceden çok net ortaya koydu ve “Afrin’i, Afrinlilerin kendisine bizzat teslim edeceğiz” dedi. Yani Fırat Kalkanı Harekâtı’yla nasıl bir yıldan fazla süredir Azez, Cerablus ve El Bab’ın idaresi o toprakların gerçek sahipleri olan Suriyelilerdeyse, aynısı Afrin için de geçerli olacak. Tabii zamanı geldiğinde. Dolayısıyla da teslimatın kime yapılacağından çok, zamanlamasına odaklanmak daha doğru. Niyesini emekli tuğgeneral, Dr. Naim Babüroğlu anlatıyor:

Haberin Devamı

“Türkiye ben orada insanlar evlerine dönüp huzurlu bir şekilde yaşamlarını sağladıklarında, güvenlik tesis edildiğinde benim görevim biter diyor. Ama şunu unutmayalım, oranın güvenliği kaç yıl sonra sağlanacak? Mesela El Bab’a daha geçenlerde bomba atıldı. İdlib’de saldırılar oluyor. PKK/PYD bombalar atacak. ABD oradan çıkmayacak, şimdi İngiltere geldi, Fransa da geldi. Yani Türkiye durup dururken Afrin’de sistem kuruldu ben çıkıyorum derse PKK/PYD o boşluğu tekrar doldurmaz mı? Doldurur. Bunu herkes biliyor, Lavrov da biliyor.”

Çekilme için doğru zamanın Türkiye’nin politikasına bağlı olduğunu belirten Babüroğlu devam ediyor:

“Asker oraya girmiş, 50 şehidimiz ve gazilerimiz olmuş, bu kadar enerji, maliyet sarf edip oraya gitmişsiniz, çıkar mısınız oradan? Çıkılmaz. Şöyle olsa: ABD, İngiltere, Fransa, İran’da çıkarsa, yeni bir anayasa oluşturulup orası tamamen Şam yönetiminin kontrolüne girerse, o zaman çıkarsınız. Bu ne kadar sürer? 15-20 yıl.”

Herkes oradayken Türkiye’ye çık demek ya da çıkmasını beklemek ütopik o zaman?

“Empati yapın; girmişsiniz ordunuzla, doğunuzda PKK/PYD duruyor. Afrin’in hemen dibinde Tel Rıfat’ta PKK/PYD var. Hoşlanmadığınız bir rejim de var. Sonra orada sadece siz değilsiniz ki... ABD 10 bin kilometreden gelmiş, İngiltere, Fransa, İran da orada. Bu durumda siz çıkar mısınız? İsteseniz de çıkmazsınız.”

Haberin Devamı

Nasıl yani?

“Herkes oradayken Türkiye’nin çıkması sahadaki gerçekliğe aykırı. Türkiye oradan çıkınca, PKK/PYD tekrar Afrin’e girecek mi? Cevap nedir? Girmeyeceğinin garantisini kim verecek? Kilis’e, Hatay’a tekrar roketlerin topların, gelmeyeceğini kim garanti edecek? Kaldı ki Afrin’den çıkması demek, El Bab’dan da çıkması demek. PKK/PYD’nin oraya da gelmeyeceğini kim garanti edecek? Bunu garanti etmek, yani PKK/PYD’yi etkisiz duruma getirmek için Suriye’de devletin kontrolü tamamen ele alması lazım. Buna da ABD, Avrupa, İsrail, Suudi Arabistan izin vermiyor. İstiyorlar ki Suriye tamamen parçalansın.”

Özetle; Türkiye’nin hedefleri ve hamleleri gibi çekilme şartları da çok net. Tabii bunları gerçekleştirirken hem Batı, NATO ittifakı içindeki konumunu koruyarak hem de Rusya ile ilişkilerini bozmadan tam bir denge politikası yürütmesi gerektiği de... Ki bugüne baktığımızda da iktidarın bu istikamette gitmek istediğini görebiliyoruz...