Verda Özer

Verda Özer

verdaozer@gmail.com

Tüm Yazıları

Evvelki hafta İsrail Parlamentosu (Knesset) “Ermeni Soykırımı”nı tanıyan yasa tasarısını oyladı. Ve ilişkilerimizin sıkıntılı haline rağmen, tasarı 28’e karşı 41 oyla reddedildi.

Aslında bu, Tel Aviv’in her şeye rağmen ikili ilişkileri koparmamaya çalıştığını gösteriyor. Ama diğer yandan normalleştiğimiz anlamına da gelmiyor. Çünkü her ne kadar Haziran 2016’da karşılıklı “normalleşme” anlaşması imzalanmış ve büyükelçiler yeniden atanmış olsa da... İlişkiler aslında hâlâ bir nevi krizde.

Türkiye-İran kâbusu

Haberin Devamı

Bunun birkaç sebebi var. 1.si İran. İsrail’in en korkulu rüyası bugün gerçekleşmiş durumda. 1979 İran İslam Devrimi’nden bu yana en büyük düşmanı olan İran, bölgede istediği gibi at koşturuyor. Nüfuzu bugüne kadar hiç olmadığı kadar fazla.

İşte tam da böyle bir dönemde, Türkiye İran’la gitgide yakınlaşıyor. Suriye için oluşturulan “Astana süreci” kapsamında kurdukları yakınlık, İsraillilerin tüylerini diken diken ediyor.

2. sebep ise, kamuoyu önünde yapılan karşılıklı olumsuz açıklamalar. Bu da iki tarafta da hem siyasiler hem toplum nezdinde güvensizlik yaratıyor. Trump’ın aralık ayında Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve ABD Büyükelçiliği’ni Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyacağını açıklaması sonrasında,
bu durum ister istemez
daha da körüklendi.

Enerji sorunsalı

3. sebep ise enerji meselesi, yani doğal gaz. Aslında enerji, ikili ilişkilerin normalleşmesi için en büyük motivasyondu. Mayıs 2016’da, yani “normalleşme” anlaşması imzalanmadan hemen önce o dönem İsrail’in Türkiye’deki en üst düzey temsilcisi olan Shai Cohen’le (İstanbul Başkonsolosu) konuşmuştum. Cohen, “İsrail gazını Türkiye üzerinden Batı’ya taşıyacak büyük bir enerji projesi var. İsrail Parlamentosu yasal düzenlemeyi tamamlar tamamlamaz, doğal gaz sahalarını geliştirmeye ve gaz ihraç etmeye başlayabiliriz” demişti. Zaten uzmanlar da İsrail gazının Avrupa’ya Türkiye üzerinden ulaşmasının en kârlı yol olduğu görüşünde.

Ne var ki bu olamadı. Hem karşılıklı o güven ortamı oluşmadığı için. Hem de -İsrail’in eski Ankara Büyükelçisi Alon Liel’e göre- ilişkilerin koptuğu dönemde İsrail “alternatif bir bölgesel koalisyon” kurduğu için. Liel, 2009’daki Davos krizinden 2016’daki normalleşme anlaşmasına kadarki süreçte, İsrail’in Mısır-Ürdün-Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile yakın bir ilişki ağı kurduğunu hatırlatıyor. Ankara’nın
Mısır ve Güney Kıbrıs’la yaşadığı sıkıntılar da bu ağı daha da güçlendirmiş görünüyor. Liel, bu sebeplerden dolayı İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Liberman’ın “Türkiye ideal gaz ortağımız değil” görüşüne geldiklerini söylüyor. Türkiye opsiyonuna geri dönmek için de artık
çok geç olduğu inancında.

Haberin Devamı

***

Ama şunu da unutmamak gerek: İsrail Türkiye’yi iyice uzaklaştırırsa, İran’la daha da yakınlaşacağından korkuyor. Dahası, İran’ın bölgede dengelenmesi için, güçlü bir Türkiye’ye ihtiyaç duyuyor. Bir de her ne kadar Liel öyle düşünmese de, Ankara acele ederse enerji denklemini
hâlâ değiştirebilir.

İşte “soykırım” tasarısının reddi de sanki buna kapı aralıyor.